Şimdi gari demokrasi var-2
Savaşamıyoruz bu canı istediği yere arabasını bırakanlarla…
Sokaklar, kaldırımlar kamusal alanlardır oysa. Çoğunluk için ise bir geçit yeri… Sokağın kimliğini çiğneyip geçiyorlar. Ya da teneke kutularını (araçlarını) bırakıyorlar oralara. Gelin de bunu anlatın kimi kişilere. Kaldırımlarda yürüyemiyorsunuz. Onlar için araçlarını bırakacakları bir yer yalnızca. Hiçbir saygıları yok başkalarına…
Neredeyse diyecekler ki, ‘istediğim yerde bırakamayacak mıyım arabamı, masamı, sandalyemi?’,
Hayır bırakamazsın! Çünkü oralar yanlış olarak sandığın gibi senin olduğunca benim de, daha doğrusu bizim de…
Verdiğim örnekleri küçümsemeyin.
‘Kapımdan çıkamıyorum’ dedimse yalnızca arabalarını evlerimizin önüne bıraktıkları için değil. Bir de kimi insanlar var gelip, kapıma yaslanıp fotoğraf çektirenler. Hele bir gün kapıyı içerden açtığımda bir gelinin sırtı ile karşılaşmayım mı, hemen onun resmini çekenlere seslendim:
“Bakın kapıma hazır gelin gelmiş, alacağım içeriye, bırakmayacağım.”
Bir komşum da şöyle yazmış, kapısının üzerine yapıştırdığı bir kağıda:
“Burada resim çektirenler ayrılıyorlar.”
Gene de kimsenin aldırdığı yok. Dedim ya ellerinde nasıl bir izin varsa her yer onların.
Sanıyorum bunlar gökdelen çocukları… Yeşili özlemişler. Mahalleyi özlemişler. Neredeyse her kapıda fotoğraf çektiriyorlar.
Anlattıklarım asıl konunun ayrıntıları… Asıl konunun yanında abur cubur yerine geçerler kimileri için. Hiçbir şeyi tartışamayan, tartışıp ta karar oluşturamayan sözüm ona bir “meclisi” var olan bir ülkede… Kadınların bugün bile eşit görülmeyen bir ülkede…Çocukların ille belli okullara gitmelerinin zorlandığı bir ülkede…
Söyleyin öyle değil mi?
Evrensel'i Takip Et