15 Ağustos 2019 23:30

Fotoğraf!

Fotoğraf!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İşinin ehli bir fotoğrafçıdan -örneğin Özcan Yaman’dan- bugün ülkenin içine itildiği durumu tek bir fotoğraf karesine sığdırması istenseydi acaba ortaya nasıl bir fotoğraf çıkardı? Kim bilir belki de böyle bir fotoğraf çekilmiştir! Sizleri bilmem ama ben Kazdağları’dan gelen o fotoğrafı görünce ülkenin içine itildiği durumu bundan daha iyi başka bir fotoğraf yansıtamaz diye düşündüm.

Çıplaklaştırılmış, kurutulmuş, çöle döndürülmüş bir arazi ve bunun çevresinde sonra belki buna benzetilecek, ama şimdi doğanın o canlılığını, güzelliğini yansıtan, içinden yeni bir yaşamın sürekli fışkırdığı bereketli topraklar üzerinde boy vermiş yeşil ağaçlar. işte bu fotoğraf karesi bana göre bugün ülkenin içinden geçtiği durumu tam olarak yansıtıyor.

Bugün ülke, bu ülkeyi doğasıyla, toplumsal yaşamıyla, düşünce dünyasıyla, tarımıyla, sanayisiyle çölleştiren, kurutan, yani yaşam filizleri kurutmaya, kökünden sökmeye çalışan bir iktidar tarafından yönetiliyor. Düşünen, düşüncelerini ortaya koyan, mevcut gidişata karşı mücadele eden insanlar hapse tıkılıyor, üniversiteler dinsel bağnazlıkla çölleştiriliyor, kültür yaşamı kuşatılıyor, tarım toprakları uygulanan politikalarla çölleştiriliyor, bu çölleşme toplumsal yaşama, kültüre, bilime doğru yaygınlaştırılmak isteniyor. Halk yoksulluğa ve sefalete itiliyor.

Ama bu ülkenin halkı Kazdağları’nın direnen doğası gibi üretken ve bereketli. Kendilerine giydirilmek istenen deli gömleğini her tarafından yırtıyor, söküyor, çıkarıp atmaya çalışıyor. Bazen durgun ve derin bir su gibi dingin durduğu sanılıyor, dipte neler olup bittiği tam anlaşılmıyor, bazen hafif ve yumuşak dalgalar gibi sahili dövüyor, bazen çoşkun ırmaklar gibi akıyor, şiddetli dalgalarla sahili dövüyor. Çölleşmeye, kurutulmaya, tek tipleştirilmeye, yeni yaşam filizlerinin koparılmasına karşı mücadele ediyor, üzerine saldıran güçleri püskürtüyor, geriletiyor.

Saldıran yabancı ve yerli büyük sermayedir, onların dizginlenemeyen kâr hırsıdır. Buna yol veren, önünü açan, işlerini kolaylaştıran mevcut iktidar ve gelmiş geçmiş iktidarlardır. Ülkenin doğasına, kültürüne, bilimine, tarımına, sanayisine, kısacası halkına ve onun yaşamına saldırıyorlar. Kullandıkları malzeme ve araçlar çok çeşitli: Dinsel fanatizm, mezhepçilik, şovenizme dönüşmüş milliyetçilik, baskı, şiddet ve zorbalık. Ama tüm bu lanetli güçlerine karşın yenilecekler, hiç bir şansları yok.

Ahmet Arif o muhteşem dizinlerinde ne diyordu: Binlerce yıl sağılmışım,/ Korkunç atlılarıyla parçalamışlar/ Nazlı, seher-sabah uykularımı/ Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar,/Haraç salmışlar üstüme./ Ne İskender takmışım,/ Ne şah ne sultan/ Göçüp gitmişler, gölgesiz!.....Dayan kitap ile/ Dayan iş ile. Tırnak ile, diş ile,/ Umut ile, sevda ile, düş ile.... Evet bu ülkenin halkı, halkları dayanıyor, sineye çekmiyor, mücadele ediyor. Karanlığın her tarafı sardığı sanıldığında mutlaka bir yerlerden bir ışık fışkırıyor.

Bugün ülkeyi yönetenlerin sonu da, şimdiden belirtilerinin göründüğü gibi, geçmişte yönetenlerden farklı olmayacaktır. Ama gidenler ve gelenler yöntemleri, üslupları, kullandıkları araçlar farklılık göstergesi de özünde bir farklılık taşımıyorlar. Tarihsel tecrübe bunun böyle olduğunu defalarca kanıtladı ve ortaya koydu. İşte kırılması gereken kısır döngü budur. Yeni bir toplum, yeni bir dünya kurmak için mücadele etmek bu nedenle gerekiyor.  Bazen dolambaçlı yollara sapmak gerekse de, hiç kuşkunuz olmasın bu dünyanın kurulması engellenemeyecek.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa