Gazetecilik, basın, medya üzerine güncelleme...
Fotoğraf: Envato
“... Ekmek her gün gerekliyse nasıl,
adalet de gerekli her gün,
hem o günde birçok kez gerekli.”
Halkın Ekmeği, Bertolt Brecht
Yıllardır sıkça duyduğumuz gazetecilik, basın, medya kelimeleri artık beraberinde akla sansür, baskı, yandaşlık ve havuz kelimelerini de getiriyor. Aynen belediye deyince kayyumu çağrıştırması gibi. Bir de hamasi slogan olmuş nutukları unutmayalım: Basın hürdür, sansür edilemez! Basın dördüncü kuvvettir!
Eskiden gazetecileri muhabir (Haber yazan), foto muhabir (Haberi görüntü ile anlatan) olmak üzere ikiye ayırırdık. Teknolojinin gelişmesiyle TV’ler eklenince bir de kameramanlar çıktı. Turizm, inşaat, banka vb. alanlarda olan büyük şirketlerin TV’lere el atmaları ve gazetelerle birleştirerek hegemonya kurmaları -internet de onlarsız olmaz tabii- medya diye adlandırdığımız son yılların modasını yarattı. Medyada gazeteciler (muhabir, foto muhabir, kameraman) tek kişide birleştirildi. Böylece üç gazetecinin yapacağı iş bir gazeteciye yüklendi. Foto muhabirlik Ara Güler’in tatlı nostaljilerine gönderme yapar hale getirildi. Artık iletişim ve gazetecilik mezunları asgari ya da daha az maaşla hem haber yazacak, hem fotoğraf çekecek hem de video çekerek TV sosyal medyalara malzeme sağlayacak kişiler olacaklar. Aslında oldular. Teknoloji biçimsel olarak buna olanak sağlarken, kalite ve içerik doğal olarak çöktü. Gerçekler maniple edilerek, sermayenin ve iktidarın talimatlarının duyuru alanına dönüştürüldü. Yakında sanal gazetecilerle (yapay zekalı) bu işleri halledecekler. İşin uzmanlık alanları mekanikleştirildi. Ne uğruna? Ucuz iş gücü ve haberleri denetim altında tutma uğruna...
Gelelim sarı basın kartlarına (Gerçi artık turkuaz olmuşlar ya). Dünkü Evrensel’de manşetten haber vardı. Büyük/yandaş medya devi falan olmak yetmemiş. Halkın haber alma, öğrenme hakkını, (Yukarda saydığım bozulmalara tüm zorluklara karşın) inatla sürdüren, gerçek gazeteciliği bin bir zorlukla yapmaya çalışan muhalif basına bir darbe daha siyasal amaçlı tasarrufla vurulmaya çalışılıyor. Detaylarını Evrensel’in internet sitesinden okursunuz. Yargı-yasama-yürütme zaten birleşmişti. Şimdi de üstüne basını koydular. Kuvvetler ayrılığı falan hikaye anlayacağınız. İleri demokrasi buysa gerisi kim bilir nasıl olurdu dedirtiyor.
Herkesin foto muhabir/kameraman olduğu günler yaşıyoruz. Nerede bir olay olsa, vatandaş muhabirler imdada koşuyor. Slogan da şu; yolla medyamızın WhatsApp hattına ol gazeteci. Bak ne kadar kolay (!) Sarı/turkuaz karta da lüzum yok. Medya WhatsApp görevlisi görüntülere güzel haberler yazar, süsler püsler. Zaten çekmemeniz gereken görüntüler varsa önlemleri alınmıştır. Ama yine de çekenler olur da muhalif kanallara ulaşırsa o zaman da vatan, millet, terör falan internet sansürüyle itinayla sorun çözülür. 21. yüzyıl Türkiye’si böyle ileri demokrasiyi yaşıyor.
Bol retorik, bol manipülasyon işte gazetecilik, işte basın, işte medya güncellemesi.
- AFAD ve 13 kare fotoğraf ve sanat festivali 11 Aralık 2024 12:35
- Ekim Devrimi'nin 107. yılında fotoğraf 16 Ekim 2024 04:10
- Kültür yolları nereye çıkar? 09 Ekim 2024 04:20
- Yurttaş meclisleri 04 Eylül 2024 04:15
- 19 Ağustos 1839 21 Ağustos 2024 04:31
- Özgürlük ve sanat 14 Ağustos 2024 04:20
- Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi 31 Temmuz 2024 04:15
- Dayanışmaya çağrı 10 Temmuz 2024 04:29
- Tez büyür çocuklar mahkeme kapılarında 03 Temmuz 2024 04:15
- Fotoğraf endüstrisi gelişiyor, ya insanlık? 26 Haziran 2024 04:36
- Evrensel’in 29. yaş günü vesilesiyle… 19 Haziran 2024 04:15
- Bellek, hatırlama ve unutturmama… 22 Mayıs 2024 04:20