Dorian Kasırgası

Fırtına saatte yaklaşık 300 kilometrelik bir rüzgar hızında geldi ve kontrol edilemeyen kozmik bir dönence gibi saldırdı. Karayipler’in üzerinde döndü, güçlü kollarıyla korku içinde titreyen Bahamalar’ı defalarca sardı. Ancak kurtuluş imkansızdı. ‘Dorian’, adalar üzerinde üç gün boyunca ısrarlı şekilde döndü, onları demir elleriyle kavradı, sarstı, daha hızlı ve daha hızlı dönmeye başladı; karanın, yükselen suyun altında kalmasına, ağaçların otlar gibi devrilmesine, evlerin yıkılmasına yol açtı. Şu sıralar Atlantik Okyanusu üzerinde kasırga mevsimi ve Dorian var olmaya devam edecek. Açlığı henüz tatmin olmadı. Sonunda harap olmuş adaları, boğan ellerinden bıraktığında kendini ısınmış deniz üzerinde şarj edecek, yenileyecek, Florida Yarımadası’nın kıyısında yiyecek arayacak ve tehdit edici bir şekilde yükselerek Amerika Birleşik Devletleri’nin doğu kıyılarına doğru hareket edecek.

Politikacıların bu fenomen hakkında söylediklerinin hiçbir önemi yok. Yalanları ‘Dorian’ın yoluna çıkan her şeyi yok etmesini engelleyemeyecek.

Fırtına yaklaşıyor, endüstrinin aşırı kâr hırsı iklim değişikliğine yol açarak havayı ve suyu ısıtıp ölüm ve yıkım getiren “doğa güçleri”ni yarattıkça giderek daha da güçleniyor.

Kaynaklarından beslenmek zorunda olduğumuz maddi bir dünyada yaşadığımız doğru. Fakat kaynakları çarçur edersek ve dünyayı yaşanmaz hale getirirsek, biriktirdiğimiz servetle kirli havayı temizleyebilir, nedeni olduğumuz yıkımı tamir edebilir miyiz? Açgözlülüğümüzle kendimizin ve çocuklarımızın geleceğinin temelini yok ediyoruz. Tanrımız -uluslararası tekellerin gizli gücü- kısa vadeli aşırı kâr yarışında gezegenin uzun vadeli kaynaklarının ne kadarının yani dünyamızın ne ölçüde imha edileceğine karar veriyor.