Anneler ve çocuklar...

Anneler ve çocukları...

Evet, anneler. Anneler bir başkadır. Çocukları anneler için bir başka anlam taşır, yere-göğe sığdırılmazlar. Karnında taşımıştır, parçasıdır, canındandır. Emzirmiştir, beslemiş, temizlemiş, giydirmiştir. Büyütülmesinin en büyük emeği onundur. Anlaşılmaz değildir, en çok anne sahiplenir çocuğunu. Başına bir hal gelse en çok anne yanar yıkılır.

Bir haftadır annelerle çocukları, gündemde. Anneler ve “kayıp” çocukları. Birinci sayfalarla ekranlarda konu bu. Önemsiz mi? Değil! Ve sadece günümüzün değil, son yıllarımızın bir gündemi bu.

Görmezden gelinen Cumartesi Anneleri 755. haftadır bir araya geliyor, çocukları için çığlıklarını birleştiriyorlar.

Son bir haftadır anneler ve çocukları gündemine bir ilave oldu. Bir grup anne Diyarbakır HDP il binası önünde oturup “PKK’nin kaçırdığı”nı söyledikleri çocuklarını istiyorlar.

Annedir, hakkıdır. Anne çocuğunu arar ve ister. Bu konuda, anaların önünde oturdukları HDP’ye de, PKK’ye de bir söz söylemek, analara bir yanıt vermek düşer. HDP, en fazla çocuklarını arayan annelere yardım edebilir. PKK ise, “Kendi isteğiyle bize katıldı” ya da bir başka türden bir söz söyleyip, çocuklarla annelerini konuşturur ya da mesajlaştırabilir.

Bu, sorunun bir yanı ve görece kolay kısmıdır. Sorunun zor yanıysa devletle bağlantılı olan yanıdır.

Diyarbakır’da HDP il binasının önünde toplanan annelere, devlet, Cumhurbaşkanı’nın ağzından, “Biz devlet olarak yanınızdayız. Bundan hiç endişeniz olmasın.” diyor. İçişleri Bakanı da, annelerin yanına gidip, benzer laflar ediyor. İktidarın ortağı MHP’li Bahçeli açık sözlü. “Annelerin cesareti devletten” diyor ve ekliyor: “Devlet olmasaydı HDP’nin kapısında hangi anne durabilirdi? Devlet olmasa başlarına ne gelirdi?​”

Doğru. Devlet Diyarbakır HDP’nin önünde toplanan annelerin yanında. Arkasında. Tam destek veriyor. Destek vermekle kalmıyor, hatta annelerin eylemini örgütlüyor.

Annelere kim karşı çıkar, kim annelerin yanında yer almaz denecektir? Sorunun yanıtı açık ve nettir ve yine devlettir!

Devlet, devleti yöneten ittifakla ve tüm gücüyle Diyarbakır HDP önünde oturan annelerin arkasında, yanında, sağında solunda ve önündedir. Ancak aynı devleti, Cumartesi Anneleri’nin yanında arayın ki bulasınız! Yoktur. Cumartesi Anneleri de annedir. Onlar da çocuklarını arayıp istemektedirler. Devlet, onlar için yoktur! Onların ne yanında ne arkasındadır! Devlet, onlar sanki anne değillermiş gibi davranmaktadır! Çünkü Cumartesi Anneleri çocuklarını PKK’den değil, devletten istemektedirler. Onların çocuklarını, çünkü, PKK değil, ama askeri, polisi, korucusuyla devlet kaybetmiş, kim vurduya götürmüştür. O anneler yargısız infaza kurban giden çocuklarını aramaktadırlar. Devlet, bırakın yanlarında olup onlara cesaret vermeyi, 700 haftadır İstiklal Caddesi’nde Galatasaray Lisesi’nin önünde oturan anneleri itip kakarak oturdukları yerden sürmüştür! Ve devletin kulakları o annelere sağırdır! Devletin kulakları Berkin Elvan’ın annesine de sağırdır! Ali İsmail’in annesine de. Sanki onlar anne değillerdir! Ya da “Annelerin cesareti devletten” lafı doğruysa ve Cumartesi Anneleri de bütün anneler gibi anneyse, devlet devlet değildir!

Doğrusu odur ki, devlet de devlettir, anneler de anne! Devlet, Cumartesi Anneleri ile çocukları Gezi’de ellerinden alınan annelerin yanında ya da arkasında değildir, ama herkes biliyor ki, nötr de değildir. Oğullarının ve kızlarının da, annelerinin de karşılarındadır. Devlet bazı anneleri destekleyip örgütleyerek cesaretlendirip arkalarından itekleyerek eyleme yöneltmekte, başka bazı annelerin karşısına ise “Eylem yapmak yasak hemşehrim!” diye dikilip, o annelerin çocuklarını sahiplenme gibi en basit annelik hakkını tanımamaktadır.

Anneler hep aynı annedir, ama devlet bazı annelere kollarını açıp “devlet-babalık” yapmakta, diğer bazılarınaysa sopa sallayıp devletliğini göstermektedir!

Anlaşılmaktadır ki, devlet için ne anneler ne de oğulları önemlidir! Cumartesi Anneleri’nin anneliği tanınmıyor ama Diyarbakır’da annelerin anneliği hatırlanıyorsa, tartışmasızdır ki, anneler siyaset malzemesi yapılarak istismar ediliyordur.