Yükseköğretim açılış töreni: YÖK ve Saraç trajikomedisi
Fotoğraf: Envato
Tarih: 18 Eylül 2019.
Sahnenin Tarihi Arka Planı: 12 Eylül 1980 Darbesi ve 6 Kasım 1981, 2547 sayılı YÖK Yasası, 12 Eylül Anayasası.
Sahne ve Perde: Cumhurbaşkanlığı Külliyesi. Halk arasında “saray” olarak biliniyor. Yasal durumu “kaçak saray”.
Birinci Adam: Cumhurbaşkanı. “Muhterem” olarak hitap ediliyor; kendisine “başkan” da denebileceğini ifade ediyor. Her şeyi bilen, herkesi ayağına getiren, herkesin “biat” etmesi gereken kişi. Gerçek kişi olarak Recep Tayyip Erdoğan, T.C. yurttaşı. Parti başkanı olarak AK Parti Başkanı.
İkinci Oyuncu: YÖK Başkanı. Tüzel kişiliğin temsilcisi olarak o şekilde konumlanıyor. Birinci oyuncu tarafından atanmış bulunuyor. Bundan dolayı da zaten “ikinci” oyuncu. Tüzel kişiliğin baş temsilcisi konumunda bulunuyor. Gerçek kişi olarak M. A. Yekta Saraç –Mehmet Ali Yekta Saraç-. “Prof. Dr.” resmi unvanlarını da taşıyor.
Üçüncü Oyuncular: Rektörler. Çoğu binişlerinden ayırt ediliyor. İkinci kişice öneriliyor, birinci kişice atanıyorlar. Bundan dolayı “üçüncü kişiler”. Üniversite camiasında mikro “krallar” olarak algılanıyorlar. İkinci ve birinci oyuncuların yanında “mikro” konumda sayılıyorlar.
Dördüncü Oyuncular veya Sahne Dekorları: Öğrenci temsilcileri. Üçüncü oyuncularca seçilip ikinci oyuncuca denetlendiğinden dördüncü oyuncu konumundalar. Gerçi oyuncu mu “dekor” mu oldukları ancak çok dikkatlice bakılınca anlaşılıyor. 8 milyon civarında oldukları söyleniyor.
Beşinci Oyuncu Olamayanlar: Sahnede, perde veya dekorlarda hocalar gözükmüyor. 170 bin civarında oldukları birinci adamca söylenmiş bulunuyor. Sarayda veya külliyede varlar mı, yoklar mı, varsalar kimler, bunlar pek anlaşılmıyor. Dekor veya figüran bile olup olamadıklarını, hemen hiç gözükmedikleri halde oyundaki rol ve yerlerini dikkatli izleyicilere veya tiyatro eleştirmenlerine bırakmak gerekiyor.
Birinci Oyuncunun Işıkçıları, Yardımcıları, Saray Elemanları: Bunlar görünmüyor gibi ama çok ortadalar. Sahnenin iki yanında, önünde, arkasında, sürekli her yerdeler. İkinci, üçüncü ve dördüncü oyuncular bu “saray elemanlarının” işaretlerini izliyorlar, onların işaret ettikleri yerlere yöneliyorlar gibi bir hissiyat var.
Perde Açılıyor- İkinci Oyuncu: “Muhterem Cumhurbaşkanım;
Üniversitelerimizin ‘Akademik Yılı Açılış Töreni’ son üç yıldır zatıalilerinizin himayelerinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde icra edilmektedir.”
“Artık YÖK, toplumun talepleri ve değerlerine direnen, siyasete yön vermeye çalışan, otoriter, aşırı merkeziyetçi kimliğinden bütünüyle uzaklaşarak milletinin değerleri ile bütünleşmiş, ülkesinin kalkınmasına katkı sağlamaya çalışan, yetki paylaşımına önem veren, dış paydaşların görüşlerini kararlarına yansıtan ve yükseköğretim ile ilgili politikalar üreten bir kurum halini almıştır.”
“Bugün 2019-2020 Akademik Yıl Açılış Töreni’ni Külliyemizde gerçekleştirme imkanı veren teşvikkar tutumuzun için tekrar teşekkür eder hürmetlerimizi sunarım.”
Sufle Verme: Saray elemanları işaret ediyor, figüranlar göz uçları ile sürekli onların işaretlerini izliyor. Kimliklerini nasıl gösterecekler, nereden yürüyecekler, nerede duracaklar, nerede oturacaklar, nasıl alkışlayacaklar, ne zaman kalkacaklar, saraydan nasıl ayrılacaklar... Daha burada sayamayacağımız kadar edep ve usul (Ek bilgi: Türk Müziği’nde makamdan sonra gelen en temel ögedir. Ölçü ve ritimleri içeriyor. Osmanlı–Türk müziğinde aruzla birlikte oluşan ve gelişen bir olgudur. Usuller “darp” adı verilen vuruşlarla icra edilirler). Usul nefes alıp vermelere, nefislerini terbiye etme biçimlerine kadar varabiliyor. Usûl öğrenimi üniversiteden çok tekke ve zaviyelerin (tarikatların) işi ama resmi okullar ve yükseköğretim de bu işe soyunmuş bulunuyor.
Birinci Adam: 17 yılda çok büyük bir başarıya imza attık. “Üniversite sayısının 76’dan 207’ye, öğretim elemanı sayısının 70 binden 168 bine, öğrenci sayısının 1.6 milyondan 8 milyona yükselmiş olması bu başarının en bariz ifadesidir.” “İlk öğretimden itibaren tüm eğitim öğretim sisteminin adeta bir huni biçiminde yükseköğrenime doğru aktığı bir iklimde Türkiye’nin bilim kalitesini düşünebilmesinin mümkün değil. Öncelikle bu çarpık sistemi değiştirerek, neredeyse isteyen her lise mezunu gencin yükseköğrenime devam edebileceği bir alt yapı kurduk.”
Sahne, Işık, Hesap veya Hayat Hataları: Öğrenci sayısı tam 5 kat artarken öğretim elemanı sayısı 2.4 kat artıyor. Herkese yükseköğretim olanağı sağlandığı ifade edilirken herkes iş bulacak diye bir şart yok.
İşsizler Ordusu, Atanmayan Öğretmenler: Tiyatronun çıktıları sahnede ve sarayda yok. Onların yeri saraylar değil, dizlerini bükmüş, benizleri solmuş, yüzlerce yere CV-iş başvurusu yapmış, çoğu geri dönüş bile alamamış, bir, iki, hatta üç dört diplomalı genç işsizler. İş yok, eş yok, sağlık, ruh sağlığı yok. Dolgu malzemesi bile sayılmıyorlar. Sahnenin, tiyatronun önüne bile sokulmuyorlar. Zaten oraya kadar gidecek derman ve umutları da kalmamış. Ek bilgi-TÜİK: Genç işsizlik yüzde 25’leri buluyor. Üniversite mezunu atanmayan 700 bin öğretmen olduğu ifade ediliyor.
Birinci Adam: “‘Efendim işte işsizlik var’, olabilir, her üniversiteyi bitirdiği zaman iş sahibi olacak diye de bir şey yok. Bunu dünyanın hiçbir yerinde bulamazsınız.”
Usul Perdesi: YÖK Başkanı Saraç Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a klasik manada bir şiiri anlayabilmek için gerekli olan bütün edebi bilgileri ihtiva eden ve Türk Dil Kurumu tarafından 2019 yılında yayımlanan “Klasik Edebiyat Bilgisi” isimli eseri takdim ediyor.
Oyun Tekniği veya Türü: Oyunun adı ne olacak bilemiyorum, ama türü absürt tiyatroya benziyor.
Oyunbozanlar veya Gerçek Kişiler: Türkiye’deki yükseköğretimin mevcut 2019 hali, 3-5 matematik sorusunu zor yanıtlayan öğrenciler, işsiz mezunlar ve otorite olmayanlarca işlerine son verilen KHK’liler.
Son Değil: Perde veya sahne kapanmıyor, bütün düşünce ve bilimin üzerine abanıyor.
Fütursuzca Alkışlar: Oyuncuları alkışlar ayakta tutuyor. Alkışlayanlar gerçek kişiler mi yoksa figüranlar mı pek anlaşılamıyor, ama ne zaman nasıl alkışlayacaklarını çok iyi bildikleri çok iyi anlaşılıyor.
- AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü 15 Kasım 2024 04:43
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42
- AKP ve MEB’in büyük mahareti: Bağnazlığı ve emek sömürüsünü sürdürmeye diplomalı çözüm 20 Eylül 2024 04:15
- Aileler çocuklarını MEB’den kurtarmaya çalışıyor: MEB eğitime, çocuklara, topluma zararlı hale mi geldi? 13 Eylül 2024 04:42
- Eğitimin sorunlarından öğretmenler ve müdür yardımcıları da mağdur 06 Eylül 2024 04:41
- Atamaların değeri değersizleştirilmesi üzerine 30 Ağustos 2024 04:44
- Tarihleri, çağları, problemleri karıştırmak: Ahilik de işletme de amaç ve işleyiş olarak okul değil 23 Ağustos 2024 04:46
- YKS, eğitim ve şehirler: Üniversitede resesyon, şehirde resesyon ve göç 16 Ağustos 2024 04:15