Erdoğan, eğitimli gençliği "kapitalizme karşı mücadeleye" çağırdı!
Fotoğraf: Envato
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, 2019-2020 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni’nde; “Efendim ‘işsizlik var’ deniyor. Olabilir. Her üniversite mezunu iş sahibi olacak diye bir şey yok” diye buyurmasından beri, “üniversite mezunu gençler ve işsizlik” sorunu siyasetin konusu olarak da tartışılıyor.
Aslına bakılırsa Cumhurbaşkanı bunu yeni söylemiyor. Ama bugün, TÜİK verilerine göre bile üniversite mezunu işsizlerin sayısının 1 milyonu bulması, Cumhurbaşkanı’nın söylediği “Malumu ilan eden” cümlesini tartışmanın merkezine oturttu.
Elbet bugün Erdoğan’ın, üniversite mezunu gençlere dönüp, “Diploma almış olmanız size bizim iş sağlayacağımız anlamına gelmiyor” demesi, onun artık, emekçilerin nasıl yaşadıklarını umursamamasının yeni olmasa da çarpıcı bir ifadesidir. Ki, bu açıklamasıyla Cumhurbaşkanı; kendisini “orta sınıf”a geçmeye hazırlayan, “beyaz yakalı” bir kariyer umuduyla okumuş olan gençlere de, tıpkı az eğitimli ya da hiç eğitimli gençlere olduğu gibi, “Güvenli bir gelecek vadetmediğini” açıkça söylemiştir. Ama Cumhurbaşkanı’nın bu tutumunu sadece Erdoğan’ın tutumu olarak görmemek de gerekir. Çünkü bu sermayenin, bugün ülkeyi yöneten egemen sınıfın da tutumudur. Ve bu tutumu Erdoğan, “tek adamlığa” yeni soyunduğu günlerde; “Devletin holding gibi yönetilmesi gerektiğini”(*) savunarak açıkça ilan etmişti.
Erdoğan açıkça reddetse de bugün hâlâ, bütün modern anayasalarda yer alan, T.C. Anayasası’nda da “Devletin, yaşamını idame ettirmesi için her vatandaşına iş sağlaması görevi” vardır. Ama bu madde kapitalizmin “fıtratı”yla ilgili değil, ona işçi sınıfının uzun mücadeleler sonucunda dayatıp kabul etmeye zorladığı bir “hak”kı, “kazanılmış hakkı” olarak vardır.
Bu hakkın genişlemesi de işçi sınıfının uzun mücadelesi, özellikle de 1917 Ekim Devrimi ve sonrasında, kapitalizmle sosyalizm arasındaki büyük mücadelede sosyalizmin baskısı karşısında kapitalistlerin geri adım atmasıyla olmuştur.
Ve en az 30 yıldan beri de burjuvazi, “sosyal devlet” adına verdiği diğer tavizler gibi, “Devletin vatandaşına hayatını kazanabileceği bir iş sağlama görevi”ni de büyük ölçüde geminin bordasına atmıştır.
Esnek çalışma aslında, “Herkesin işsizken çalışır göründüğü” bir sitem olarak kurgulanmış, böylece kapitalizm için bir tehdide dönüşen işsizliği, istatistiki olarak ortadan kaldıran bir çalışma biçimi olarak dayatılmaktadır.
Gelinen yerde, yukarıdan beri söylenenler dikkate alındığında;
1) Vatandaşın iş talebi, işçi sınıfının (her vatandaşın da) “kazanılmış hakkı” olup her yerde ve her koşulda savunulması gereken bir taleptir.
2) Bugün kapitalist devlet, işçiye, emekçiye, yasalara da geçmiş, kısaca “İş sağlama” sorumluluğunu reddederek, devletin her vatandaşına sağlamayı vadettiği “güvenli bir gelecek” görevini de reddetmektedir.
3) Kapitalist sistemde işsizlik, ekonomideki duruma göre biraz artsa ya da azalsa da ortadan kalkmaz. İşsizlik kapitalizmin bir hastalığı değil yol arkadaşıdır. Onun için “işsizliğe karşı mücadele” işçilerin ve emekçilerin başlıca mücadele alanlarından birisidir. Bugün bunun önemi daha da artmıştır. Bu amaçla işsizliği azaltacak talepler etrafındaki mücadele önemlidir.
4) Ancak bu mücadele kapitalizme karşı, sömürünün ortadan kaldırılması mücadelesiyle birleştiği ölçüde anlamlanacaktır. Bugün “yapay zeka” ve “endüstri 4.0” etrafında oluşturulmaya çalışılan, “kapitalist ütopya”da bile işsizliğe bir çözüm bulunmadığı gibi, tüm nüfusun işsizlerden oluştuğu bir kapitalist toplum tasarlanmaktadır.
Bu açılardan bakıldığında Erdoğan, gençlerin gözünün içine bakarak, “Her üniversite mezunu iş sahibi olacak diye bir şey yok” diyerek, üniversite mezunu, kendisine orta sınıfta yer bulmayı uman gençlere “Eğer herkesin iş bulmasını ve güvenli bir gelecek istiyorsanız, kapitalizme karşı sosyalizm için mücadele edin” çağrısı yapmış olmaktadır!
(*) Nasıl ki bir holdingi yönetmenin en istenen biçimi başına bir CEO koymaksa, holding-devletin başına da bir “tek adam” konması gerekir!
- Metal TİS'i ve bir kez daha sendika bürokrasisine karşı mücadele sorunu 08 Şubat 2020 00:08
- Şimdi gözler 5 Şubat’ta başlayacak metal grevinde! 31 Ocak 2020 00:12
- Grev komiteleri etrafında örgütlenme günleri 25 Ocak 2020 00:30
- Örgütsüzlük bir işçi sağlığı sorunudur! 22 Ocak 2020 00:21
- Şimdi zaman, gerçek bir grev için birleşme zamanıdır 18 Ocak 2020 00:00
- Din ve milliyetçilik istismarcılığı artık eskisi kadar etkili değil 15 Ocak 2020 00:40
- İşçiler siyasetle uğraşmadan kazanılmış haklarını bile savunamaz! 07 Ocak 2020 23:31
- İşçiler, iki 2020’den birini tercih edebilir! 03 Ocak 2020 00:29
- 2021 asgari ücretinde de aynı oyun sahnelenmesin diyorsak... 28 Aralık 2019 00:45
- "Asgari ücret"te bu yıl da aynı oyun sahnede! 21 Aralık 2019 00:36
- Ya işçiler devreye girerek kazanacak ya da hiçbir şey! 14 Aralık 2019 00:42
- MESS’in TİS’i YHK’ye götürmesi önlenmek isteniyorsa... 11 Aralık 2019 00:45