‘Torba yasa, Anayasa’ meselesi

Kirvem,

Misakımızın milli sınırları dahilinde yaşayan kimi vatandaşlarımıza göre, ülkemizin hemen her alandaki hali, ahvali, fevkaladenin fevkinde iyi, istikbali parlak...

Herkesin, her yurttaşın şu veya bu konu hakkında kendi düşüncelerini özgürce beyan ettiği bu güzelim yurdumuzda, kimi vatandaşlarımızın memleket meseleleriyle ilgili görüşüne göre ise ülkemizin gidişatı iyi, istikbali parlak olmadığı gibi, tam aksine, maalesef sallapati kulvarında yol almakta...

Demokrasi denen idare tarzından yeterince, hatta fazlasıyla nasibini alan ülkemizde, her vatandaş “yasalarımızın anası”nın  kendisine tanıdığı koşullar çerçevesinde; yani ona, buna hakaret etmeden, onun bunun kişilik haklarını zedelemeden, her konu, her mesele tahtında düşüncelerini söyleyip, yazıp, çizip isterse bunu dillendirebildiğine göre, demek ki vatandaş olarak hiçbirimizin ağzı torba değil, dolayısıyla birilerinin keyfince büzülmesi de bizatihi Anayasa’mızın ruhuna terso!

Aslında kağıt üzerinde madde madde dökümü yapılan Anayasa’mızın sadece şu son birkaç yıl içinde başına gelenler, bir bakıma pişmiş tavuğun başına gelenlerden neredeyse farksız ama, memleketimize deyim yerindeyse ölümüne aşık olduğumuz için, akşam yatıp, sabah uyandığımızda yeni bir anayasaya merhaba diyoruz...

Nitekim gerek postal darbeleriyle, gerekse yama üstüne yamalarla hesapça yenileyip, allayıp, pudralayıp akabinde sil baştan yenilemek için yine yeniden yola çıktığımız anayasalarımız sayesinde, onun çizdiği kurallar eşliğinde ülkemizin gidişatını belirleyip demokrasi oyununu sürdürürken, diğer taraftan da, demokrasi oyununun kurallarına göre en kısa, en kestirme yoldan Mersin’e gitmemiz gerekirken, ne hikmetse ters istikametlere doğru dümen kırıyoruz...

Yani?

Yani el alem dağ bayır dinlemeden muasır medeniyet denen o meçhulistan diyarlarına doğru yelken açarken, bizler gündüz gözüyle düz ovada şaşırıp duruyoruz...

Neden?

Aslında nedeni basit, adres elimizin altında olduğu halde, bu bapta değişmeyen, değiştirmeye de hiç mi hiç niyetli olmadığımız fıtratımız nedeniyle, tıpkı sıra sıra inciler veya tespih taneleri misali yan yana dizilip bir nevi kolyeyi andıran Anayasa’mızın tüm maddeleri sadece kağıt üzerinde kalıp ne yazık ki can çekişiyor...

Veee milletçe sandık başlarında hesapça oylarımızla belirlediğimiz “milli irademiz”, torba yasalarla bir günden diğerine birbiri ardına rafa kaldırılırken, bizler demokrasi oyunumuza devam edip duruyoruz Kirvem!