Ağıtsız
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/144359.jpg)
Fotoğraf: Pixabay
Kent
Tıkış tıkış yaşıyoruz, taşıtların diş gıcırtısı salan gürültüleriyle homurdanan bir kalabalığın içinde. Alt alta, üst üste, yan yana sıralanan sıkışık yapıların arasında. Bir o yana bir bu yana savrularak. Hiçbir yere çıkmayan kocaman çıkmaz bir sokakta.
Yetmez mi?
Uyku, aydınlık bir düşe dalmaktır. Onu, geceler boyu karabasana dönüştüren ne? Günler boyu yaşadıklarımız! Her türlü şiddet, baskı altında işsizlik, açlık, göç, savaş yetmez mi?
Kitap Özgürleştirir
Yazmak özgürleşmektir. Düşüncenin özgürleşmesi yaşamın, insanın özgürleşmesidir. Kitapsa ışıktır. Yolumuzu aydınlatır. Kitap özgürleştirir.
Kendin ve Başkaları
Yazmak kendini ifade etmek demektir. Duygularıyla düşüncelerini paylaşarak. Kendini ifade ederken başkalarını da ifade etmeli, edebilmelidir. Kendini ifade edemeyenlerin duygularıyla düşüncelerini paylaşarak…
Ağıtsız
Savaşa karşıdır şiir. Bir sevgi yumağı olur, yürekleri savar. Kuşatır yeryüzünü göğün mavisi, yosun yeşiliyle denizin buğday sarısı güneşin altında. Çiçeklerle, oyunlarla, şarkılarla, türkülerle yaşamın sıcaklığında. Ağıtsız!
Baskı
Kaç bin voltluk akım geçiyor üstümüzden? Göğün mavisini rüzgarın esintisini keserek. Geçiyor üstümüzden kuşlarsız. Evden işe, işten eve gelip giderken tepemizden bastırarak ayaklarımıza inen yorgunluğuyla. Geçiyor üstümüzden uyuşturarak. Kaç bin voltluk akım? Basa basa üstümüze…
Geçmeyen Güz
Güz geçmiyor. Günler kısaldı. Geceler uzuyor, karanlık bastırıyor. Güneşli günler azaldı. Güz geçmiyor. Gökyüzünden katar katar geçip gidecek kuşlarla, dökülüp duran kuru yapraklarla güz geçmiyor. Sürüp duruyor güz. Yığılarak üstümüze.
Evrensel'i Takip Et