29 Ekim 2019 23:58

Bağdadi’nin ikametgahı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kamil Tekin Sürek

Tüm yazıları

Bağdadi’nin öldürüldüğü köy, Türkiye’nin denetlendiği alan içinde. Bağdadi’nin öldürülmesinden sonra Cerablus’ta da başka bir cihatçı örgütün yöneticisinin öldürüldüğü iddia ediliyor.

Sosyal medyada ve yurt dışındaki bazı basın organlarında İdlib ve Türkiye’nin kontrol ettiği, denetlediği bölgelerde IŞİD ve diğer cihatçı örgütlerin militanlarının barındığı, bu militanların Türkiye’ye girip çıktığı, tedavi olduğu yazılıyor.

Bu iddialara dair kanıtlar ortaya çıktığında Türkiye zor duruma düşer.

Belki de, bu nedenle, Bağdadi’nin öldürüldüğü günün ertesinde Türkiye’de de aynı gün üç, dört şehirde IŞİD operasyonları yapıldı. "Bağdadi’nin bizim sorumluluğumuzdaki alanda bulunması tamamen tesadüf, bizim orada bulunduğundan haberimiz yoktu, bakın biz de IŞİD’e karşı mücadele ediyoruz" demek istediler.

Fakat, Türkiye IŞİD’e karşı mücadele ediyor izlenimi vermeye çalışırken; İçişleri Bakanı Soylu’nun, "Bağdadi ne kadar terörist ise Mazlum Kobani de o kadar teröristtir" mealinde sözler söylemesi, içerde olmasa da dışarıda Soylu’nun Bağdadi’yi terörist görmediği şeklinde yorumlanabilir.

Türkiye’nin cihatçı terörist örgütleri koruyup, kolladığı iddiası üzerinden bir takım siyasi hesapları olanlar, bu konuda yeni argümanlar ileri sürebilir.

AKP iktidarı, içinde bulunduğu durumdan kurtulabilmek için “Denize düşen yılana sarılır” misali, tutabildiği her dala sarılmaya çalışıyor. Rusya, Suriye ve ABD... Hepsine ayrı ayrı sözler vererek ve onlardan kendi yararına alabileceklerine sarılarak dünyadaki tecrit durumundan, savaş suçlusu ithamlarından kurtulmaya çalışıyor.

Ekonomik krizi atlatmak için sıcak paraya ve kredilere ihtiyaç duyduğu günlerde, tecrit olma, krizi atlatma olanaklarını da kısıtlıyor.

Gelinen aşamada Türkiye’nin İdlip’e girdiği yerleri boşaltması ve Türkiye-Suriye sınırını Suriye-Rusya’nın denetlemesi istenebilir. Trump zaten daha güneydeki petrol alanları ile ilgilendiğini ve buraları SDG’nin koruması gerektiğini açıkladı.

Böyle bir senaryoda AKP’nin Türkiye sınırındaki girdiği bölgelere ÖSO’cuları yerleştirme planı da suya düşer.

Bakalım ne olacak?

Soruların cevaplarının çoğu Erdoğan’ın ABD gezisinden sonra yanıtlanmış olacak.