6 Kasım 2019

‘Bunama vergisi’

Fotoğraf: Pixabay

Yeni vergiler yine manşetlerde. Merakım ‘bunamaya’, ‘hafızasızlığa’ ne zaman vergi koyacaklarına dair. Hatırlayacak olursak, 2017’de İngiltere seçim sonuçlarını belirleyen temel başlıklardan bir tanesi ‘bunama vergisi’ olmuştu. Halk, muhafazakar partinin ölülere bile vergi koymasından rahatsız olmuş ve Corbyn’ın İşçi Partisi oy farkını azaltmıştı.

O tarihte dönemin Başbakanı May’in başında olduğu Muhafazakar Partinin seçim manifestosunda “Evinde bakım hizmeti alan kişilerin öldükten sonra mülklerinin değeri oranında devlete ödeme yapılmasını” öngören bir düzenleme yer alınca, yer yerinden oynayıp toplumsal muhalefet büyümüş ve halk kısa sürede ismini bulmuştu: ‘Bunama vergisi’.

Bu vergi özünde Muhafazakar Partinin sosyal güvenlik sisteminin finansmanıyla ilgili hedeflediği düzenlemelerden sadece bir tanesiydi. ‘Bunama vergisi’ denme nedeni ise kanser vb. hastane giderleri yüksek hastalıklar için değil de, (şimdilik) sadece demans gibi evde bakım gerektiren rahatsızlıkları olanları hedeflemesiydi. Muhafazakar Parti, bu vergiyi savunurken “Aksi halde sosyal güvenlik kurumunun çökeceğini” iddia ediyordu. Bu söze aslında geçmişten de aşinayız: Döneminin Muhafazakar Parti Başkanı, ‘Demir Leydi’ Margaret Teacher, dönemdaşı ANAP Genel Başkanı Turgut Özal vd...

İngiltere’deki bunama vergisi tartışmalarından bir yıl sonra, demans ve parkinson alanında dünya ilaç devlerinden Pfizer bu alandaki araştırmalara son verdiğini duyurmuştu.

Firmadan yapılan açıklamalar ‘Kaynakların sonuç alınması daha muhtemel alanlara” aktaracağı yönündeydi. Aslında bilindik bir durumdur; ilaç sektörü kârlı olmayan hiçbir alanda araştırma yapmıyor günümüzde. Boşuna değil son 50 yılda sıtma, verem gibi yoksul ülke ve insanlarının hastalıklarında yeni ilaçların devreye girmemesi.

Ama yakın zamanda Çin’den güzel bir haber geldi:

Demans ile giden hastalıklardan Alzheimer için yeni bir ilaç: “Üstelik hafif ve orta düzey hastalarda bir ay gibi kısa sürede etki etmeye başladığı yönünde ön çalışmalar” yapılmış. Çin İlaç Güvenliği Kurumu, ‘Oligomannate’ adlı yosun bazlı bu ilacın hafif ve orta düzey vakalarda kullanımına ‘Klinik deneylere devam edilmesi koşuluyla’ izin verdiği hafta içinde basına yansıdı. Elbette dünyanın farklı ülkelerinde daha detaylı bilimsel çalışmalar ufuk açıcı olacaktır.

Alzheimerlıların tüm demanslılar gibi topluma, devletlere, uluslararası kurumlara ihtiyacı var. Onların ölüsünden dahi vergi alma peşindeki kapitalizmin serpilmesi ile bu hastalığın görülme oranındaki artış arasındaki paralellik aşikar.

Alzheimer hastalığını gerek kapitalizmin gerekse sağlıklı yakınlarının nasıl gördüğünü bilmek kadar kendi bakışları ile bu hastalığı anlayabilmek önemli. Bu noktada Ressam Williem Utermıhleen’in katkısı muazzamdır. 1995’te Alzheimer olup ‘Hafızası onu yarı yolda bıraktığında’ çözümü sanatında buldu. Tam 15 yıl otoportresini resmetti. Bu sayede demans hastalarının dış dünyayı nasıl algıladıklarının ipuçlarını bizler de görmüş olduk.

Her savaş, çatışmalı dönem, ekonomik kriz en fazla onları etkiliyor: Demans. Ve şimdi üstüne neoliberalizmin sağlığı, insanı metalaştıran girdabı eklemlendi. Günümüzde 65 yaş üstü her 100 kişiden sekizinde Alzheimer hastalığı mevcut. Türkiye’de yaklaşık 300 bin civarında hasta olduğu tahmin ediliyor. Ülke nüfusu yaşlandıkça bu oran daha da artacağa benziyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!

Peşkeşe ‘dur’ de!

Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
5 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et