17 Kasım 2019

Sinemada Bekir Yıldız filmleri

Görseller, "Baba" filminin afişi (solda) ve "Halkalı Köle" filminin afişi | Kolaj: Evrensel

Doğan Hızlan, Bekir Yıldız’ın ölümü üzerine “Bekir Yıldız’ın anısına/acısına” başlığıyla köşesinde yazdığı “Büyük şehirlerde yaşayıp sadece güneydoğunun edebi ve okur rantını yiyenler, gerçi onun adını unuttular, unutturdular.” dediği yazısında şu çarpıcı cümleleri yazar: “Onun roman ve hikayelerinin çoğu, birer hayat tutanağıdır. Yıldız’ın bütün eserleri; kendi hayatının iz düşümüdür. Bu bakımdan o, yazmakla yaşamak arasındaki kan bağının yazarıdır.” (9 Ağustos 1998)

Böylesine önemli, hayatın içinden toplumsal sorunları, acıları tüm gerçekliğiyle ve yalın bir dille yazan önemli edebiyatçımız Bekir Yıldız’ı sinema da görmezden gelemezdi, gelmedi de. Daha önce bu sayfa da ayrıntılı yazdığım Çark ve Darbe filmlerinin senaryo çalışmalarına katılan, üç filmde oyuncu olarak yer alan Bekir Yıldız’ın 8 eseri de televizyon dizisi ve sinema filmi olarak uyarlanır.

ÖDÜLÜ GERİ ALINAN "BABA"

Yılmaz Güney’in Baba filmi sinemamız içinde de Güney’in filmografisinde de önemli yer tutan bir filmdir. Filmin senaryosu Bekir Yıldız’ın “Sahipsizler” kitabındaki “Üç Yoldaş” adlı öyküsünden esinlenerek yazılmıştır. Zengin bir adamın hizmetinde çalışan Cemal annesi, karısı ve çocuklarıyla eski bir yalının bahçesinde yaşar. Motorlu kayığıyla ufak tefek işler yaparak geçinir. Uzun zamandır Almanya’ya işçi olarak gitmeyi planlamaktadır. Sağlık muayenesinde dişleri eksik çıkan Cemal’in Almanya hayalleri suya düşer. Ailesinin temel ihtiyaçlarını karşılayacak para bile bulamayan Cemal çaresizdir. Yalının sahibi umutsuzluk içindeki Cemal’e bir sarhoşluk gecesinde eli kana bulaşan oğlunun suçunu üstüne almasını önerir. Eğer teklifi kabul ederse ailesi refah içinde yaşayacaktır. Çıktığında da Cemal’e yüklü bir para verecektir. Ha on yıl Almanya, ha on yıl hapis. Ne fark eder? Kabullenir Cemal. Fakat Yirmi dört yıl ceza alır. Bu arada uğruna hapse girdiği patronun serseri oğlunun tecavüz ettiği karısı çocuklarla birlikte ortadan kaybolur, patron ölür. On yıl sonra aftan yararlanarak hapisten çıkan Cemal artık intikam duygusuyla yaşayan, karısının ve çocuklarının acısı ve hasretiyle yanan bir babadır.

Adana 4. Altın Koza Film Festivali’nde (1972) en iyi film, Yılmaz Güney de en iyi oyuncu seçilir. Sonuçlar halka ve basına duyurulur. Haber 29 Eylül 1972 tarihli Cumhuriyet gazetesinde “Yılmaz Güney’in ‘Baba’ filmi Altın Koza aldı” başlığıyla verilir: “En iyi Oyuncular Hülya Koçyiğit ve Yılmaz Güney. Adana 4. Altın Koza Film Festivali’nde senaryosunu yazdığı ve yönetmenliğini yaptığı ‘Baba’ filmiyle Altın Koza’yı yılmaz Güney kazandı. Yılmaz Güney ayrıca adı geçen filmdeki başrolüyle ‘En İyi Erkek Oyuncu’ seçilmiştir.”

Fakat dönemin siyasi koşullarında merkezi ve yerel iktidarın baskılarıyla açıklanan sonuçlar değiştirilir; verilen ödüller geri alınır. Yeniden toplanan jüri bu kez Yılmaz Güney’in elinden alınan En İyi Film Ödülü’nü, ikinci gelen “Kara Doğan” filmine veriyor, En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü de “Yaralı Kurt” filmindeki rolüyle Cüneyt Arkın’a aktarıyordu. Cüneyt Arkın bu ödülü “Ödül Yılmaz Güney’in hakkıydı diye kabul etmiyor, reddediyordu.

Süreyya Duru, 1974 yılında Bekir Yıldız’ın öyküsünden Vedat Türkali’nin senaryolaştırdığı Bedrana’yı yönetir. Kırsal kesimin namus anlayışını yansıtan filmde, kaçırılan bir kadının namusunun temizlenmesi için öldürülmesi gerektiği çarpık-ilkel anlayış yalın bir gerçekçilikle, tüm yakıcılığıyla aktarılır.

Süreyya Duru-Vedat Türkali iş birliği, Bedrana’dan bir yıl sonra aynı gerçekçi yaklaşımın yine yalın bir sinema diliyle aktarıldığı Kara Çarşaflı Gelin filmini çıkarır ortaya. Bekir Yıldız’ın öykülerinden uyarlanan film feodalizme, ağalık yapısına yönelik eleştiriler içerir.

“Kara Çarşaflı Gelin, edebiyatın kimi zaman katı gerçeklere aracılık ettiğinin hikayesidir. Kan davasının gayriinsani, gelenekle izah edilebilen uzantısının müthiş bir hikayesidir. (Doğan Hızlan, a.g.y.)

BEDRANA

Senaryosunu iki önemli ustanın, İhsan Yüce ve Vedat Türkali’nin yazdığı, Süreyya Duru’nun yönettiği Bekir Yıldız’ın Kara Çarşaflı Gelin ve Barutçu Maho hikayelerinden oluşan 1974 yapımı filmde Bedrana ve Davut’un töreye rağmen birlikte olma mücadelesi konu edilir. Birbirini seven Davut ve Bedrana, birlikte kaçar. Ağa’ya sığınan Davut ve Bedrana, Ağa’nın yardımıyla evlenir. Ağa, yaptığı iyiliğin karşılığında Davut’tan kendisi için kaçakçılık yapmasını ister. Davut’un yokluğunda ise çoban Hamza, Bedrana’yı kaçırır. Bunun üzerine köylüler Davut’tan namusunu temizlemesini bekleyecektir.

Film 11. Antalya Film Şenliği’nde (1974) En İyi 2. Film ve En İyi Kadın Oyuncu ödüllerini ve Karlovi Vary Festivali’nde de (1974) Cıdalc Ödülü’nü alır. Filmin başlıca rollerinde Perihan Savaş, Aytaç Arman, İhsan Yüce, Tuncer Necmioğlu, Talat Gözbak, Sırrı Elitaş gibi oyuncular yer alır.

KARA ÇARŞAFLI GELİN

Sansürle, yasaklamalarla, Danıştay kararıyla gösterilebildiği salonlara yapılan saldırılarla boğuşan 1975 yapımı Kara Çarşaflı Gelin filmi Süreyya Duru (Yönetmen, Vedat Türkali (senaryo) ve Bekir Yıldız (eser) iş birliğiyle kotarılmış, Anadolu’nun başlıca sorunlarından olan ağalık ve kaçakçılık üzerine yapılmış sinemamızın yüz akı, unutulmaz filmlerindendir.

Başarılı oyuncu kadrosu ve oyunculuklarla da ayrı bir yere sahip olan film; En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (14. Antalya Film Şenliği-1977), En İyi Senaryo (14. Antalya Film Şenliği-1977), En İyi Kadın Oyuncu (14. Antalya Film Şenliği-1977), En İyi Film (14. Antalya Film Şenliği-1977) ödüllerinin de sahibi olur.

Filmin oyuncu kadrosunda, Aytaç Arman, Semra Özdamar, Hakan Balamir, Aliye Rona, Hüseyin Peyda, Zülfikar Divani, İhsan Yüce, Rengin Arda, Sırrı Elitaş, Sabahat Işık, Menderes Samancılar, Esin Karakaya gibi oyuncular yer alır.

HALKALI KÖLE

Bekir Yıldız’ın eserinden uyarlanan 1986 yapımı Ümit Efekan’ın yönettiği filmin senaryosu da Haşmet Zeybek ve Ümit Efekan’a ait. Müziklerini Cahit Berkay’ın yaptığı filmin başlıca rollerinde Tarık Akan, Zuhal Olcay,    Melike Zobu,     Muazzez Kurdoğlu, Menderes Samancılar, Ferdi Atuner, Haşmet Zeybek, Diler Saraç, Nilgün Belgün yer alır.

UMUT ZAMANI

Bekir Yıldız’ın 1972 tarihli Harran adlı öyküsünden etkilendiği bir bölümü senaryolaştırarak 1987 yılında Umut Zamanı adıyla sinemaya aktarır Yönetmen Hasan Karcı. Filmde Yalçın Gülhan, Süreyya Mertoğlu, İhsan Yüce, Baki Tamer, Yusuf Çetin, Fikret Fırtına rol alır. Kaçakçılık yaparak hayatını kazanan Gaffar ile Zara’nın aşk öyküsünün anlatıldığı filmde Güneydoğu Anadolu’nun, ağa-aşiret-töre üçgeni içindeki sert, acımasız, dolayısıyla da sarsıcı insan ilişkileri filme taşınırken; kapitalist bir ekonominin pençesinde yabancılaşan Türkiye insanının dramı çarpıcı biçimde anlatılmaktadır.

Evrensel'i Takip Et