Guantanamo, dünyanın kalbindeki hançer
Yazının başlığını, Fidel Castro’nun “Guantanamo, Küba’nın kalbindeki hançer “ ifadesinden aldım. Şu ara elimde dünyada uluslararası bestseller olan, Türkiye’de “hiçsatmaz” (!) katagorisindeki Muhamedou Ould Slahi’nin “Guantanamo Günlüğü” adlı kitabının sansürsüz nüshası var. Sansür edilen kelime ya da satırlar gölgeli olarak yerine konmuş. Daha çok sorgularda yer alan kişilere yönelik olarak yapılmış sansür. Bir çeşit tashih gibi, elimdeki Türkçe edisyondaki karalanmış yerleri dolduruyorum elimdeki kitabın sayfalarına kırmızı tükenmez ile. (*)
“İnsan hakları şampiyonu” olan ABD’nin “ilginç” başkanlarından biri olan Bush jr, İkiz Kuleler saldırısından sonra el Kaide’yle mücadele örtüsü altında, Pakistan ve benzeri “dost” ülkelerin, yakalayıp teslim ettiği ve karşılığında iyi para alınan “şüpheli” şahısları, Küba topraklarında, işgali altında tutulan Guantanamo üssündeki askeri hapishaneye doldurmaya başladı.
Sahi, İkiz Kulelere saldırıyı düzenleyenler de ABD dostu Suudilerden çıkmıştı değil mi? Ama Amerikan fili Suudi Arabistan diye Kaide’nin bulunmadığı Irak’a dalmaz mı; olmayan el Kaide’nin, Daeş’in orada oluşmasına zemin oluşturmaz mı?
Slahi şimdi serbest. 14 yıl süren, yargısız hapis ile. Bizde ise insanlar, “yargılı” hapiste. Osman Kavala misali. Önce yargısız, sonra yargılı!
1997 yılında Ayşe Nur Zarakolu, Amerikan Batı PEN’inin Barbara Smith Yazma Özgürlüğü Ödülünü aldığında, pasaport verilmediği için ödülünü almaya birkaç günlüğüne Los Angeles’e ben gittim. İHD yöneticisi olduğum için 10 yıllık vizemi 2 gün içinde almıştım Ankara’daki elçilikten.
Ödül töreninde, onun konuşmasını okurken, arkada onun resmi yer almaktaydı. Hüzünlüydüm. Zaten TÜYAP Kitap Fuarı vardı, apar topar döndüm. Ona yardımcı olmak için. Slahi’nin kitabını hazırlayan Batı Amerika PEN’i ifade özgürlüğü sorumlusu Şair Larry Siems ile işte o zaman tanıştım.
Daha sonra Doğu Amerika PEN’i için çalışan Larry Siems ile İstanbul’daki Düşünce Özgürlüğü toplantılarında da buluştuk, Oslo’da Nobel Barış Ödülü günlerinde de (Orada bir sergi açmışlardı), New York’daki ofisinde de… Orada kitaplıklarında gördüğüm Norveçli Yazar Tarjei Vesaas’ın, iki dilli şiir kitabını istemiştim de bana yollamıştı, 2012 yılında Kandıra 2 No’lu’da kalırken.
Kendi ülkesinin Guantanamo’daki pisliğinin Slahi özelindeki tanıklığını, dünya kamuoyuna taşıdı Larry Siems. Bir de böyle bir Amerika var. Chomsky’lerin, Sweezy’lerin Amerikası.
Muzaffer Erdost, 1959 yılında 2. Yeni kitaplarını yayınladığı Açık Oturum yayımlarının çiçeği burnunda genç editörü olarak, Slahi’nin kitabı gibi, Fransız ordusunun Cezayir’deki zindanından çıkarılması sağlanan Henri Alleg’in “L’Qestion” (Sorgu) kitabını yayımlamıştı. A. Bilgi’nin tercümesi ile. Ve de Sartre’ın önsözü ile.
1971 yazı 2. Şube’de falakaya tabi tutulunca, serbest bırakıldığımda buna, Yunanistan üzerinden Tiyatrocu Korevessis’in “The Method” adlı kitabını ve Af Örgütünün Yunanistan Raporu’nu tercüme ederek yanıt vermek istedim. İkinci kere hapse girdiğim için basılı nüshalarını 1974 affından sonra görebildim. Çiğdem Özgüden’in kurduğu Yöntem Yayınlarının ilk iki kitabı olmuşlardı, Ayşe Nur’un baskıya hazırlaması ile. Korovessis’in kitabına Henri Alleg’inkini de eklemişti Çiğdem.
Emin Karaca, geçenlerde çıkan “THKO-C İşçi Kesimi Davası” tanıklığı ile, Ziverbey Köşkü anılarını yeniden canlandırdı. Yahu dedim, CIA “uzmanlarınca” Slahi’ye yapılan aynı uygulamalar ile, Ziverbey ile, Mamak, Metris, Diyarbakır ile aynı! Filistin askısından, yatağa zincirlemeye kadar.
1971 temmuzunda girdiğim 1. Şube’nin ünlü çift aylı kapısında, “Sonunda görmek nasip oldu” demiştim kendi kendime. S. Ali’nin 1945 aralığında cezaevinden yaptığı suç duyurusunda, Tabutlukların kuruluşunda nasıl Gestapo’ya staj için eleman yollandığını duyurduğu.
1993 yılında insan hakları heyeti olarak Nusaybin’e gittiğimizde, Kaymakam Bey ABD’de eğitim gördüğünü söylemişti.
Arada önemli bir fark var: Bizimkiler bu insanlık dışı uygulamaları kendi ülkelerinde, kendi yurttaşlarına karşı yaptılar; Panamalarda falan özel yerlerde aldıkları özel eğitim ile. Amerikalılar ise, başka ülkelerden kelle başı para ile derleyip toparlattıkları “şüpheli” şahıslara, işgalleri altında bulunan Küba toprağında!
(*) Mohamedou Ould Slahi, Guantanamo Günlüğü, baskıya hazırlayan: Larry Siems, Belge Yayınları 2015. Kitap yayımlandığında Slahi hâlâ hapisteydi. Kitabı, uzun yıllarını askeri cezaevlerinde geçiren Ali Çakıroğlu’nun tercüme etmesi de son derece anlamlı oldu. Yazarı, çevirmeni, yayıncısı bir kitapta farklı deneyimler ile buluşmuş oldu.
Evrensel'i Takip Et