Montrö palavrası
Fotoğraf: Envato
AKP iktidarının Kanal İstanbul Projesi’ni savunmak için Montrö Anlaşması’nın bu kanal neticesinde ortadan kalkacağı ve Karadeniz’e geçişin artık Türkiye kontrolünde olacağı yalanını yaymaya çalışanlar var. Üstelik bunların bir kısmı profesör ya da kıdemli gazeteci sıfatına sahip kimseler. İçlerinde Kanal İstanbul Projesi’ne karşı çıkanları Montrö lobicisi olarak tanımlayanlar da varmış.
Birinci olarak, Montrö Sözleşmesi Türkiye’nin çıkarlarını korumak için Türkiye’nin ısrarı ile imzalanmış ve 1923’te imzalanan boğazlar Anlaşması ile değiştirilmiştir.
Rusya’nın ve diğer pek çok ülkenin tercihi Boğazların uluslararası denetimidir.
İkinci olarak Montrö Sözleşmesi’nde İstanbul Boğazı değil, boğazlardan söz edilmektedir. Yani, İstanbul ve Çanakkale Boğazları.
Üçüncüsü, İstanbul Boğazı’nın yanına bir kanal, Çanakkale Boğazı’nın yanına da bir kanal yapsan, Karadeniz’e gemilerin serbestçe geçişini engelleyemezsin. Bu durum, Süveyş ve Panama kanalları için de geçerlidir. Bu kanalları kapatmak savaş nedenidir. Rusya’nın zaten İstanbul’u işgal planı yıllardır raflarında durmaktadır.
Kanal Projesinin Marmara Denizi’ne zararları, deprem konusundaki olumsuz durumu ve askeri açıdan yanlışlığı Kanal’a karşı çıkanlar tarafından uzun uzan anlatıldı. İşin bir de yirmi milyona yaklaşmış İstanbul’un yanına 4-5 milyonluk bir şehir eklemek anlamına geldiği ve büyütülmüş İstanbul’un su, trafik ve diğer kronikleşmiş sorunlarının ikiye katlanacağı da biliniyor.
Bu proje AKP tarafından yandaşlarına büyük bir rant sağlayacağı için savunulmaktadır. Bu projeyi savunanlar, ‘Büyük ranttan bir parça da ben koparırım’ diye hesap yapanlardır. Zaten, bunların çoğu yıllardır planlanan kanalın çevresinden arazileri kapatmaktadır. AKP iktidarının on yedi senedir yaptığı iş, rant yaratmak ve paylaşmak, bir daha denenmek istenmektedir. Üstelik bu kez en büyük vurgun yapılacaktır. Plan bu. Fakat, bu kez işler biraz zor görünüyor. Çünkü, 75 milyar dolar yok. Daha önce rantları paylaştığı müteahhitlerden para toplayıp havuz oluştursalar, onlarda da yok. ‘Devletten alacağız’ diyorlar ama devlette de yok. Yurt dışından bu kadar büyük miktarda borç almaları da mümkün değil. Üstelik AKP’ye olan seçmen desteği hızla azalıyor. İçinden iki parti çıktı. Belediyeleri kaybediyor. AKP iktidarının günleri sayılı. Belki de, bazılarının dediği gibi gündemi değiştirmek için böyle “çılgın” projeleri, Doğu Akdeniz gerilimi ve Libya’ya asker gönderme vs. gündemleri ortaya atılıyorlar.
Her neyse. Kanal İstanbul Projesi’nin gerçekleşmesi bugünkü koşullarda mümkün değil. Bizim açımızdan AKP’nin yüzünü halka anlatmak için değerlendirilebilir ancak.
Gerçek gündem, halkın örgütlenmesi ve AKP iktidarını önceki sömürücü ve baskıcı iktidarlar gibi tarihin çöp sepetine gönderecek mücadeleyi yükseltmesidir. Emek ve demokrasi mücadelesi yükselmedikçe, halkı soyup soğana çevirmekten başka marifeti olmayan iktidarlar bırakıp gitmez.
- Sıra CHP'de 14 Ocak 2025 04:44
- Metin Göktepe ve Metin Göktepe gazeteciliği hep yaşayacak 08 Ocak 2025 04:32
- Umut var mı? 07 Ocak 2025 04:40
- Algı yaratmak mı, bilgilendirmek mi? 31 Aralık 2024 06:40
- Çetin günlere hazırlanmak gerek 24 Aralık 2024 04:41
- Kartlar yeniden karılıyor 17 Aralık 2024 04:41
- Suriye'yi bekleyen 10 Aralık 2024 05:01
- Savaşa ve yoksulluğa karşı ittifak 03 Aralık 2024 06:40
- Kayyım 26 Kasım 2024 04:41
- Onların çocukları 19 Kasım 2024 04:42
- Etki ajanlığı 12 Kasım 2024 04:59
- Senaryo belli oldu 05 Kasım 2024 04:52