Libya ve sömürgeci hayaller!..
Fotoğraf: Envato
Önce Irak. Kuzey Irak’ta üsler var. Hem de birden fazla ve merkezi Irak Hükümeti “istemem” diyor. Şimdi Libya’ya açılacak sefer için Şeriatçı Müslüman Kardeş ağırlıklı “Ulusal Mutabakat Hükümeti” “davet ediyor” deniyor. Irak’ta davet mavet de yok!
Sonra Suriye. Ülkenin kuzeyine üç sefer düzenlendi. Her üçünde de Suriye’nin toprak parçaları fethedildi. Davet olmadığı gibi, “ne işiniz var topraklarımızda, çıkın gidin” diyordu Suriye rejimi. Davet yoktu, ama mülteciler kapıya dayandı deniyordu. Suriyeli şeriatçı çete “ÖSO ile birlikte” deniyordu. Ve mantığı olmasa bile “PKK-PYD tacizi var” denip “beka meselesi”ne bağlanıyordu.
Arada Somali ile Katar’da birer askeri üs kuruldu.
En yüksek makamdan ilan edilmişti: Asla ve kat’a Amerikalılar falan gibi petrol ya da elmasa filan göz dikildiği için değildi. Tamamen insaniyet namınaydı. Ve kesinlikle “kimsenin toprağında gözümüz yoktu”!
Gerçi “İdlib’den çıkmayacağız” açıklaması yapıldı, ama bin dereden su getiriliyor ve “çıkılacak” deniyordu! Kimse inanmayınca “kaç bin mil öteden gelen Amerikalıların, sınırı olmayan Rusların ne işi var Suriye’de?” karşı sorusu ile göğüslenmeye çalışılıyor, işin içinden çıkılmış sayılıyordu: “Bizim 911 km sınırımız var!”
Ve en son Libya! Libya’nın kaşı mı kara, gözü mü? Neden Libya’ya asker? Libya ile Türkiye’nin sınırı mı var? Arada koca Akdeniz!
Sorunun önemli bir yanı da zaten Akdeniz. Akdeniz’in doğusunda zengin doğal gaz yatakları bulununca işin çerçevesi değişti. Hemen her bölge ülkesini karşısında birleştiren AKP Türkiye’si, tecridini Libya’yla kırma uğraşında.
Artık “şu kadar sınırımız var” ve “beka meselesi” gerekçeleri amacı açıklamaya yetmiyor. Gerçi Kalın Bey, “Türkiye'nin güvenliği Misak-ı Milli sınırlarının ötesinde başlar” dedi demesine, ama emperyalistler de böyle diyor ve yapıyorlar. ABD’nin, füze bataryaları yerleştirerek, taa Çin’in burnunun dibindeki adaları ya da Rusya’nın eski bir parçası olan Ukrayna ve eski müttefiki Polonya’yı “güvenliğinin başladığı sınırlarının-ötesi” saymasından ne farkı var? Yoksa bu, “bizim bileğimiz güçlü” diklenmesiyle sağı solu bilek güreşine davet etme ataklığı mı?
Yerler mi dersiniz? Libya’da AKP’nin “terörist” saydığı General Hafter’in arkasındaki güç, Suriye’deki “dost” Rusya yer mi? Yemezse ne olacak?
Burada madalyonun öte yüzüne geliyoruz.
AKP’nin tek adam rejimi, Suriye’de, Amerikan ve “yanaşık düzen” yürümeye çalıştığı Rus emperyalistlerini birbirine tokuşturarak çıkarlarını gerçekleştirme çabasında oldu ve işler giderek sarpa sarmakta olsa bile, az-çok bir şeyler koparabildi, ama ABD’nin canını da fazlasıyla sıktı. NATO’yu birbirine düşürüp Türkiye’yi kendi dümen suyuna çekme çabasındaki Rusya’nın “oluru”nu alıp ABD’yi Suriye sınır boyundan askerlerini çekmeye zorlayarak Suriye planlarını bir miktar değiştirmeye mecbur bıraktı. Ancak Türkiye’ye karşı yaptırımları gündemine alıp Erdoğan ailesinin malvarlığını masaya süren ABD’nin karşılığı sert oldu. Amerika’nın aparkatlarla bu en “yumuşak karına” çalışmasının, hele karşıda Suriye’de “papaz olunacağı” belli olan ve bir ucundan olunmaya başlanan Rusya varken, etkili olmaması beklenemezdi.
Washington’daki ortak basın toplantısına sessizlik hakim olup “S-400’lerin müzakere konusu olduğu” kabul edilerek, o meşhur mektubun elde kalmasından anlaşılmıştı ki, AKP rejimi yeniden ABD’yle yanaşık düzen yol almaya dönecekti! Şimdi ilişkilerle işbirliğinin tazelenmesine dönülmekte olan eski göz ağrısının alkışlarıyla, Rusya karşıya alınmaktadır: ABD’nin Libya politikasına dönüş!
Ancak hiçbiri enerji için Libya’ya yönelik yayılmacı ve sömürgeci yaklaşım ve tutumu örtmüyor! Libya’ya asker gönderilmesine, Suriye’de olduğu türden yumuşak üslupla eleştiri yöneltmekle yetinilemez. Net şekilde ve yüksek sesle karşı çıkılması şarttır. Yayılmacılık ve Türkiye’yi ateşe atma suçu işleyecek “Libya’ya asker gönderelimciler”den hesap sorma tutumu alınması açısından şartlar tamamen uygundur.
Dayatma, bağımlı kılma ve sömürgecilik olağan değildir, olağanlaştırılamaz!
Libya’ya asker, Akdeniz’in doğal gazı paylaşılamayınca gündeme geldi. Doğal gazı paylaşma uğruna silaha sarılma ve askerlerin bir tekinin burnunun kanaması bile kabul edilemez.
- Milli güvenlik, Türkiye ve İsrail siyonizmi... 17 Aralık 2024 05:56
- Ortadoğu yeniden dizayn edilirken... 10 Aralık 2024 05:08
- Esad’la görüşüp anlaşma mı, kavga mı? Hangisi? 03 Aralık 2024 06:45
- CHP ile Cumhur ve sınama yanılma… 27 Kasım 2024 06:45
- Papatya falı ve havuçla sopa... 19 Kasım 2024 04:58
- İngiltere'de Kasım Gelincikleri ya da 'şehitleri anma' günü 12 Kasım 2024 04:26
- Hoş geliyorsun faşizm… 06 Kasım 2024 04:55
- İşçi sınıfının ekonomik mücadelesinde kendisinden başka güvenecek kimsesi yoktur! 22 Ekim 2024 04:50
- Bahçeli, MHP ve terör... 17 Ekim 2024 05:43
- CHP ile nereye kadar? 15 Ekim 2024 05:11
- Sadece İsrail mi terörist? 08 Ekim 2024 04:51
- İsrail’le uzlaşıp anlaşma mı, mücadele mi? 06 Ekim 2024 03:57