02 Ocak 2020 00:10

Irak'ta ABD-İran krizi

ABD Büyükelçiliği önünde eylem yapan Haşdi Şabi taraftarları

Fotoğraf: AA

Paylaş

Irak, 2020 yılına ABD elçiliğine yönelik saldırılar ve Bağdat’ı ışıl ışıl yapan havai fişek gösterileriyle karşıladı. Gerginlik yeni yılın ilk günü ABD Başkanı Trump’ın ve Iraklı yetkililerin açıklamaları ile devam etti.

Trump, Bağdat’taki Yeşil Bölge’de bulunan ABD elçiliğine yönelik protesto gösterilerinden ve saldırılardan İran’ı sorumlu tuttu. Aynı açıklamada “ABD elçiliği ve ABD vatandaşlarına zarar gelmesi halinde İran’a gereken cevabın verileceğini” söyleyen Trump, hem “bu bir tehdit” dedi hem de “İran ile savaşmak istemeyiz”…

İran’dan Trump’ın bu sözlerine yanıtlar gecikmedi. ABD’nin Irak’taki varlığına yönelik sert ifadelerin yer aldığı karşı açıklamalarda, “ABD’nin Haşd Şaabi’ye yönelik saldırısının Irak’ın egemenliğine saldırı olduğu” ifade edildi.

Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih’in ofisinden yapılan açıklamada da, “ABD’nin Haşd Şaabi karargahlarından birine yapılan saldırının Irak-ABD arasındaki anlaşmalara aykırı olduğu ve saldırının Irak’ın egemenliğine karşı yapıldığı” ifadelerine yer verildi.

Bağdat’taki ABD elçiliğine yönelik saldırılar ABD’nin sözleşmeli çalışanlarından birinin öldürülmesinin ardından tırmanan gerginliğin sonucu gerçekleşti. ABD tarafı çalışanının öldürülmesine sert bir şekilde tepki göstererek saldırının arkasında İran destekli Haşd Şaabi’nin ve dolayısıyla İran’ın olduğunu öne sürdü.

Bu gerekçeyle Haşd Şaabi’nin Anbar kentindeki karargahını vurdu. Saldırıda 28 kişi öldü, 50’den fazla insan yaralandı. Irak içinde ABD’ye yönelik tepkilerin yükselmesine sebep olan bu saldırı 30 Aralık’ta Bağdat’ta düzenlenen cenaze törenlerinde iyice tırmandı. Ülke içinde öne çıkan Şii hareketlerden Ketaib Hizbullah dahil çeşitli grupların çağrıları ile Yeşil Bölge’de yer alan ABD elçiliği önünde protesto gösterileri başladı. ABD, Haşd Şaabi’ye yönelik saldırının hemen ardından elçilik personelinin büyük kısmını tahliye etmiş, Irak içindeki vatandaşlarını da uyarmıştı. Elçilik binasında bir grup ABD askeri ve güvenlik personeli kalmıştı. Elçiliğin bulunduğu kompleksi taşlayan göstericiler girişteki 2 güvenlik kulübesini ateşe verdi ve ana ofislere olmasa da elçiliğin bir kısmına girmeyi başardı.

Iraklı birkaç milletvekili ve siyasetçi olayların büyümemesi için Yeşil Bölge’ye gitti. Bu arada Irak güvenlik güçleri göstericileri tamamen dağıtmadı ancak olayların kontrolden çıkmasına da engel oldu.

1 Ocak sabahı elçiliğin önüne kurulmuş çadırların, büyük kazanlarda yemek pişirenlerin ve çok sayıda sloganın yazıldığı elçilik kompleksi duvarlarının önünde top oynayan göstericilerin yer aldığı görüntüler sosyal medyaya düştü.

Bu arada elçiliğe yönelik saldırıların şiddetlenebileceğini öne süren ABD, Kuveyt’ten takviye askeri güç transfer ederken 750 askerin daha Irak’a gönderileceğini duyurdu. Ayrıca kompleksin çatısına keskin nişancıların yerleştirildiği, yeni yılın ilk gününün ilk saatlerinde ABD askerlerinin göz yaşartıcı gaz kullanmaya başladığı haberleri gelmeye başladı.

Yazının yazıldığı saatlerde, elçilik binası içindeki göstericiler çekilmeye başlarken kompleks önündeki göstericiler yerlerinden ayrılmamak konusunda kararlı görünüyor.

Peki ne oldu da Irak’ta ABD-İran gerginliği birdenbire bu kadar tırmandı?

Bunun cevabını bulmak için Arap Ayaklanması’nın başladığı günlere dönmek gerekiyor. ABD ve İran iki farklı cephede yer almış, ayaklanmanın seyri İran’ın avantajına olacak şekilde sürmüştü. ABD işgalinin ardından enkaz haline gelmiş olan Irak ordusu IŞİD’in önünde duramamış, kasabalar ve şehirler birer birer düşmüştü. Bu dönemde bugünkü durumlarına nispeten küçük ve dağınık olan silahlı yapıların tek çatı altında toplanması ve yeni katılımlarla Haşd Şaabi kurulmuştu. İran’ın askeri desteğin yanı sıra eğitim ve teçhizat desteği verdiği bu yeni silahlı yapı IŞİD ile etkili mücadele yürüttü.

ABD, başından beri Haşd Şaabi’den hazzetmese de örgütün Irak parlamentosunda oylanarak yasal bir güç olarak tanınmasına engel olamadı. ABD’ye göre Haşd Şaabi İran’ın Lübnan’dan sonra Irak’ta da resmi ordudan daha güçlü ve resmi ordunun gönüllü/şartlar nedeniyle mecburi tanımak zorunda kaldığı, birlikte hareket ettiği bir gücü.

IŞİD ile mücadelenin hafiflemeye başlamasının ardından Haşd Şaabi’nin bekasının gündeme getirilmesi bekleniyordu zaten ki öyle de oldu. ABD cenahı örgütün silahsızlandırılması ve dağıtılmasını isterken İran cenahı IŞİD ile mücadelenin bitmediğini ve örgütün Irak parlamentosu ve ordusu tarafından tanındığını savunuyor.

Arada kalan Irak yönetimi açısından durum daha da karmaşık. Bir taraftan Haşd Şaabi’nin varlığı İran’ın etkisini perçinlerken ABD öfkesini de Bağdat’a yöneltmesine sebep oluyor, diğer taraftan IŞİD dahil radikal örgütlerle mücadele bitmedi ve hâlâ Haşd Şaabi’nin lağvedilmesini sağlayacak güçte bir Irak ordusu teşkil edilmedi.

Bunlara ek olarak, ülke içinde yolsuzluk, işsizlik, kötü yönetim gibi sebeplerle kitleleri sokağa döken gösteriler başladı. Günler süren ve 200’den fazla insanın öldüğü belirtilen gösterilerin ardından başbakan istifa etti. Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih de bir taraftan göstericileri diğer taraftan ABD ve İran’ı memnun edecek bir isim bulunamadığı için baskı altında ve istifa edebileceği söylentileri var.

Bu arada, Irak’taki hükümet krizinden dolayı ABD İran’ı “Irak’ta kaosu körüklemek için hükümet kurdurmamakla” suçlarken, İran ABD’nin “kitleleri kışkırttığını, Arap Ayaklanması sürecinde kaybettiği kazanımları geri alabilmek için Irak’ı kaosa itmeye çalıştığını” öne sürüyor.

Velhasıl Irak, 2020’ye iç huzursuzlukların yanı sıra bütün yıla damgasını vuracak ABD-İran krizi ile başladı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa