Biliyoruz, sizde transfer bitmez
Fotoğraf: Envato
Yöneticiler, kulüplerinin ekonomik durumu ile ilgili olarak hemen her gün olumsuz açıklamalar yapadursun medyada transfer haberlerinden geçilmiyor. Ne de olsa medyanın, “Transfer Dosyası” başlığı altında, birbirinden heyecan verici (!) palavraları haber niyetine insanlara kakaladığı ara transfer dönemindeyiz. Zaten taraftarların da en büyük beklentisi transfer değil mi? Tek dertleri, takımlarının formasını dünyaca tanınmış hangi futbolcunun giyeceği... Gerçekleşmeyeceğini bilseler bile böyle haberlerle tatmin/mutlu oluyorlar...
Boğazlarına kadar borca batmış kulüplerin transfer için nereden kaynak bulabileceğini düşünen, sorgulayan kimse yok. Sansasyonel sesler çıkarmak o kadar önemseniyor ki, bu nedenle işin ekonomik boyutu pek ilgi çekmiyor…
Ortalık, “Kaleci lazım”, “Stoper lazım”, “Sol bek lazım”, “10 numara lazım”, “Kenar forvet lazım”, “Golcü lazım” gibi akıl verici laflardan geçilmiyor. “Hedefe ulaşabilmek için kadro derinliği/genişliği şart” argümanı da olası transferlerin gerekçesi olarak yöneticisinden teknik direktörüne, yorumcusundan taraftarına kadar herkesin dilinde…
Oysa ne yöneticilerin ne teknik direktörlerin ne futbolcuların ne medyanın ne de taraftarların iyi futbol gibi bir derdi var. Tek hedef, varsa yoksa kazanmak. O hedefe de kadroyu yabancı oyuncularla doldurarak ve hakemleri etki/baskı altına alarak ulaşabileceklerini zannediyorlar. Oyunu geliştirip belli bir kalite ve istikrar tutturmak umurlarında değil. Ayrıca belli ki teknik direktörlerin bilgisi de bunu gerçekleştirebilecek seviyede değil. Maç analizlerinde teknik konulara girmekten ısrarla kaçınmaları bunun göstergesi. Transfer edilen yabancı oyunculardan mucizevi işler beklerken bir yandan da hakemleri avuç içine almaya çalışmak, başarıya ulaşmanın en garantili yolu olarak görülüyor!..
Hakemler üzerinde baskı yaratma işini tüm unsurlarıyla her koldan hayata geçiriyorlar. Saha dışında yöneticiler, teknik direktörler yaptıkları açıklamalarla, saha içinde futbolcular hakemi yanıltıp avanta kazanmak adına sergiledikleri sahtekarlıklarla, tribünlerde ise taraftarlar ettikleri küfürlerle üzerlerine düşeni yerine getirip takımlarına gereken desteği en etkili(!) biçimde sunuyorlar...
Oyuna transfer odaklı bakmaktan kendimizi kurtaramıyoruz. Transfer, neredeyse oyunun olmazsa olmazı kabul ediliyor. Kadroyu 30 yaş civarındaki yabancı oyuncularla doldurmak büyük bir marifet sayılıyor. Pahalı yabancı oyuncu transferlerinin önemli bölümü hüsranla sonuçlansa da bir türlü gereken ders çıkarılmıyor. Ders çıkarmak bir yana, yöneticiler büyük bir gururla “Bizde transfer bitmez” mottosunu ağızlarından eksik etmiyorlar.
Bir yandan ekonomik tablo alarm verir, diğer yandan UEFA’dan gelebilecek yaptırımların endişesi hüküm sürerken, hâlâ menajerlerin oyununa gelip ya da taraftarların beklentisine/baskısına boyun eğip transfer peşinde koşmak, anlam verilmesi zor bir durum. Şu anlaşılıyor ki, kulüpler başlarına ne tür bela gelirse gelsin, oyuna transfer odaklı bakmaktan vazgeçeceğe benzemiyorlar.
Oyuna; bilgiyi ve kazanmanın en öncelikli koşulunun “iyi/doğru oynamak” olduğu düşüncesini sokamadığımız sürece, yıkım doğuran yanlış hamleler, içi boş tartışmalar, sığ çekişmeler ve yok yere gerilim yaratan karşılıklı suçlamalar eşliğinde tepindiğimiz sefil döngüden kurtulabilmemiz mümkün görünmüyor…
- Transfere koşullanmak 16 Ocak 2025 04:12
- Oyunu saha dışına taşımak 09 Ocak 2025 04:37
- Hakemlere takık kafalar 02 Ocak 2025 04:28
- Sorun oyunda mı, oyuncu da mı? 26 Aralık 2024 04:50
- Kaybetmek kazandırabilir 19 Aralık 2024 04:20
- Yapı 12 Aralık 2024 04:32
- Herkesi kendi gibi sananlar 05 Aralık 2024 04:28
- Bize oyunu anlatın 28 Kasım 2024 06:10
- Tutuculuğun bedeli 21 Kasım 2024 04:37
- Buyrun cinnet ortamına... 14 Kasım 2024 04:14
- Komplodan komediye 07 Kasım 2024 04:12
- Seviyesiz saha dışı, kalitesiz saha içi 31 Ekim 2024 04:34