18 Ocak 2020 00:00

Şimdi zaman, gerçek bir grev için birleşme zamanıdır

Şimdi zaman, gerçek bir grev için birleşme zamanıdır

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Metal iş kolunda, 130 bin dolayında metal işçisini kapsayan, Eylül 2019’dan beri süren TİS görüşmelerinde, grev aşamasına gelindi. Bu süre içinde patron sendikası MESS’in; yüzde 8 zam, 3 yıllık sözleşme, esnek çalışma ve güvencesizlik dayatmakta ısrar etmesi nedeniyle TİS süresi boyunca bir uzlaşmaya varılamadı. İş kolundaki Türk Metal, Birleşik Metal-İş ve Özçelik-İş sendikaları MESS’in teklifini reddettiler. Nitekim, Türk Metal Sendikası, grev kararı alıp ilan etti.

Birleşik Metal-İş’in ise 19 Ocak’ta grev kararı alacağı belirtiliyor.

TİS sürecinin geldiği aşamada, grev kararı alınması mevcut prosedürde sendikaların alması zorunlu bir karar ama bu işçilerin yarın greve çıkacağı anlamına gelmiyor.

Bugün grev kararı alınması demek, eğer bir uzlaşma olmazsa, işçilerin bu süre içinde istedikleri zaman greve çıkacağı anlamına gelmektedir.

Elbette bu süreyi sendikaların ve işçilerin nasıl kullanacağı da “çok önemli”nin ötesinde bile önemli!

Nitekim işçilerin ilk tepkisi, bu süre içinde bir uzlaşmaya varılır ve TİS imzalanması gündeme gelirse, işçilerden onay alınmadan TİS’in imzalanmaması!

Pazar günü Türk Metal Bursa’da, Birleşik Metal-İş de Gebze’de miting yapacak ve aylardan beri çeşitli yollardan taleplerini savunan işçiler ve sendikaları bu sefer de alanlardan taleplerini haykıracaklar.

Gazetemizin okurları ve emek mücadelesini izleyenler biliyorlar ki, Türkiye’de çok sınırlı olsa da “grev hakkı” vardır ama “Grev yapmak”, hele de önemli iş kollarında ve önemli sayıda işçiyi kapsayan grevler fiiliyatta yasaktır! En azından AKP’nin iktidara gelmesinden beri böyledir.

Bunun farkında olan işçiler, gerek gazetemize gönderdikleri mektuplarda gerekse son haftalarda yapılan eylem ve etkinlikler sırasında, “Eğer hükümet, (yani Cumhurbaşkanı) grevimizi yasaklarsa, bu yasağı kabul etmemeli, grev hakkımızı sonuna kadar kullanmakta ısrar etmeliyiz” diyorlardı.

Nitekim patronların son yıllarda, grev yasağı sonrasında TİS’in, Yüksek Hakem Kuruluna (YHK) götürülmesini bir TİS taktiği olarak kullandıkları da çok açık. Buna ilişkin Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu; “Patronlar, ‘Nasıl olsa grev yasaklanacak ve bizim verdiğimize mahkum olacaksınız ya da Yüksek Hakem Kurulu düşük bir orana karar verecek’ diyerek bizi üstü kapalı tehdit ediyorlar” diyor.

Bu gerçekler dikkate alındığında, “Nasıl olsa grev hakkımız var. Greve çıkacağımızı açıklar sonra da grev yasasına uygun olarak greve çıkarız” derlerse bilmelidirler ki, hükümet ve patronlar işçilerin greve çıkmasını önlerler.

Bu yüzden de işçiler, hiç olmazsa grev kararının alınmasından sonra, hiç vakit geçirmeden, grev komiteleri kurarak, işyerlerinde bütün bölümlerde, bu grev komitesi etrafında sıkıca birleştiren bir örgütlenmeyi yapmak zorundadırlar. Bunun nasıl olacağını en iyi daha önce greve çıkan işçiler ve 2015’deki metal direnişindeki örgütlenmelerinden biliyorlar.

Grev komitesi oluşturmak demek işçilerin bir grev komitesi seçip yetki ve sorumluluğu ona vermesinden ibaret değildir. Tersine sınıflar mücadelesinin dersleri açıkça gösteriyor ki işçiler; grev komitesi etrafında ve en alt bölümlere kadar inen ve her işçinin görev ve sorumluluk aldığı bir örgütlenme yapamazlarsa, hükümetin grev yasağı ve patronların çeşitli oyunları karşısında gerekli mücadele kararlılığını gösteremezler. Bu yüzden de grev söz konusu olduğunda, işçilerin en geniş kesimiyle grev mücadelesine hazırlanması ileri işçiler ve mücadeleci sendikacıların ertelenemeyecek bir görevidir.

Bunu başarmanın yolu ise;

  • TİS süreci boyunca patronların neler yaptıkları, yaptıkları teklifin arkasında nelerin olduğu,
  • İşçilerin teklifinin nedenleri, daha iyi yaşama ve çalışma koşulları için bu talepleri elde etmenin ne kadar önemli olduğu,
  • Grev yasağının işçilerin en temel haklarının fiilen ortadan kaldırılmasına izin vermesinin anlama geleceği,
  • Grev yenilirse, işçilerin örgütlenme ve hakları bakımından çok gerilere düşeceği konusunda ortaklaşıp, mücadeleyi kazanmak için ellerindeki bütün imkanları seferber etmeleri konusunda birleşmeleri belirleyici önemdedir.

Çünkü işçilerin gücü, sayılarının kalabalık olmasından ve bu kalabalığın örgütlü bir güce dönüşmesinden gelir.

İçinden geçilen koşullar, işçilerin bu saklı gücünün son damlasına kadar kullanma becerisini göstermesini gerektirmektedir.

Bu yüzden metal işçisi için bugünden itibaren gerçek bir grev için hazırlanmak ertelenemez bir görev olmuştur.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa