22 Ocak 2020 00:53

En büyük kapitalistler yeni günahlara yer açmak için Davos’ta günah çıkarıyor

Dünya Ekonomik Forumu'nu protesto edenler

Fotoğraf: AA

Paylaş

Emperyalist/kapitalist dünyanın önde gelen iktisatçıları ve siyasetçileri ile en büyük kapitalistlerini bir araya getiren Davos zirvelerinin 50’incisi dün İsviçre’nin Davos kasabasında toplandı.

Dünya Ekonomik Formu’nun düzenlediği Davos zirvesinin açılış konuşmasını ABD Başkanı Donald Trump yaptı.

Bu yıl Davos'ta, “kapitalizmin küresel sorunları” ve “iklim krizi” ana konu olarak ele alınıyor. Yanı sıra kapitalizmin içinde bulunduğu güven bunalımı, gelir eşitsizliği, siyasi kutuplaşma, dünya ekonomisinin durumu, kalkınma, teknoloji, ticaret ve endüstri 4.0 ile çevre ve iklim,... gibi konuların ele alınacağı belirtiliyor.

Davos zirveleri; 50 yıllık tarihi boyunca, en büyük kapitalistlerin ve onların her meslekten uzmanlarının ve “en iyi temsilcileri”nin fikir alışverişi yaptıkları zirveler olmuştur. Ve bu zirvelerde işçi sınıfı ve halklara, “Evet, kapitalist sistemin sorunları var ama sistemin sahipleri de sorunları çözmek için de uğraşıyorlar” mesajı verilmiştir.

Ancak son yıllarda, Davos’tan verilen mesajların eski inandırıcılığının bile kalmadığını görüyoruz. Bu yüzden Davos zirveleri, kapitalist emperyalist sistemin, günahları ve sevaplarıyla kutsandığı ama aynı zamanda bir tür “günah çıkarma” zirveleri halini almıştır. Tabi bu “günah çıkarma”ların bir amacı da işçi sınıfı ve halklara karşı yeni saldırılar konusunda “yeni günahlar için yer açmak”tır.

İKİ RAPORUN GÖLGESİNDE BİR DAVOS ZİRVESİ

Davos zirvelerinin gündemine baktığımızda; bu zirvelerin kapitalist sistemin yol açtığı büyük sorunları “uygulama” sorununa indirgeyerek, gelir dağılımından yoksulluğa, işsizlikten geleceksizlik ve güvencesizliğe, küresel ısınmadan kitlesel göçlere kadar dünya nüfusunun çok büyük çoğunluğunu ilgilendiren sorunları ele aldıkları görülür! Ama bunların “çözümü”; kapitalistlerin karını artıran ve dünyanın yeraltı ve yerüstü kaynaklarının daha çok yağmalanmasını esas alan bir “çözüm”e bağlandığı için, sonuçta, “çözülecek” denilen sorunlar her yıl daha da büyümektedir.

Bu yüzden de artık Davos zirvelerinde alınan kararlar sorunlara çözüm olmaktan çok; işçi sınıfı ve dünya haklarına hangi yüklerin yeniden nasıl yükleneceğinin kararları haline gelmiştir!

Kısacası Davos zirvelerinde, işçi sınıfı ve halklar için de büyük sorun olan konuların da artık gündem yapılıyor olması, bu gündemler üzerinden “özeleştiriler” yapılması, burjuva uyanıklığından başka bir şey değildir. Kaldı ki, dünya halklarının gözünde kapitalizmin yarattığı bu sorunlara Davosların çözüm bulamayacağı da aşikardır ve Davos zirveleri bu gerçeğinin üstünü örtmeye yetmemektedir.

Nitekim bu yıl da Davos’un 50’inci Zirvesi iki araştırmanın gölgesinde başladı: 

  1. İngiltere merkezli, uluslararası açlık ve yoklukla mücadele etme amaçlı bir kuruluş olan OXFAM’ın raporunda şu çarpıcı rakamlar var: Dünyanın en zengin yüzde 1’lik bölümü hemen hemen dünya nüfusuna denk düşen 6.9 milyar kişinin toplam servetinin 2 katına sahip. En zengin 2153 kişinin serveti ise dünyanın geri kalanının serveti kadar!
  2. OXFAM araştırmasını, Amerikan kamuoyu araştırma şirketi Edelman'ın “2020 yılı Güven Barometresi” araştırması tamamlıyor. Bu araştırma da dünyada kapitalizme yönelik kuşkuların giderek yaygınlaştığını gösteriyor. 28 ülkede 34 bin katılımcıyla yapılan araştırmaya göre yüzde 56'lık çoğunluk, “kapitalizmin dünyaya yarardan çok zarar getirdiği” görüşünde. Katılımcıların yüzde 83'ü işini kaybetme endişesi içinde. Yüzde 66'lık kesim ise, mevcut siyasi liderlerin ülkesinin sorunlarını çözebileceğine güvenmiyor!...

DÜNYA HALKLARI ‘KAHROLSUN KAPİTALİZM’ DİYOR!

OXFAM’ın raporu, dünyanın; en büyük kapitalistleri ve onların eteğine tutunan sermaye kesimi için bir sömürü ve yağma cennetine dönüştürüldüğünü gösteriyor.Edelman’ın raporu ise; kapitalistler için cennet olan dünyanın, “Mümkün olan en iyi dünya budur” propagandasına karşın, dünya halklarının önemli bir çoğunluğunun (yüzde 60-70’inin) buna inanmadığını gösteriyor. Halklar mevcut sistemi kendileri için cehennem olarak görüyor ve aslında “Kahrolsun kapitalizm” diyor.

1990’ların başında kapitalizmin ideologları, “Kapitalizmin seçeneği kendi içindedir. Küreselleşen kapitalizm, büyük sorunlarını (işsizlik, yoksulluk, geleceksizlik, kitlesel göçler, savaşlar, iç savaşlar,...) çözerken aynı zamanda sosyalizmin  gerçekleştiremediği amaçları da gerçekleştirecek” iddiasında çok ısrarlıydı. Bugün ise, kapitalizmin ideologları, siyasetçileri, iktisatçıları, propagandacıları, küreselleşme ütopyasının gerçekleşmeyeceğini, “kapitalizmin tarihin sonunu getiremediğini” artık kabul ediyorlar. Nitekim Trump’ın “küreselleşmenin, başarısızlığa uğrayarak çöktüğünü” açıkça ilan etmesinin üstünden nerdeyse iki yıl geçti.

Ki, bunu bir anlamı; bugün “Kahrolsun kapitalizm” diyenler için kapitalizm içinde bir seçeneğin olmadığını artık kapitalizmin sözcülerinin de kabul ettiğidir. Daha önemli olan diğer anlamı ise; kapitalizmin çelişkilerine bakıldığında işçi sınıfı ve sınıf partilerinin mücadelesi bakımından da koşullar olağanüstü olgunlaşmaktadır. Çünkü kapitalist sistemin gerçek seçeneği ancak işçi sınıfının öznesi olduğu sosyalizmdir!

Davos’un 50’inci zirvesinin gündemi, çözemeyeceği sorunlardan oluşmaktadır.

Bu zirve de tıpkı öncekiler gibi bir kez daha kapitalizmin en zengin ve en akıllı temsilcilerinin bile kapitalizmin ürettiği sorunları çözmeye muktedir olmadıklarını gösterecektir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa