23 Ocak 2020 00:40

Metalde greve doğru

MESS dayatmalarına karşı miting düzenleyen metal işçileri

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Metal iş kolunda örgütlü üç sendikada üye 130 bin işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesi sürecinde adım adım greve doğru gidiliyor. Metal patronlarının sendikası olan Türkiye Metal Sanayicileri Sendikasının (MESS) düşük ücret zammı, üç yıllık sözleşme, esnek çalışma ve güvencesizlik dayatmalarına karşı işkolunda bulunan sendikalar grev kararı almaya başladılar. Birleşik Metal-İş 5 Şubat’ta greve çıkacaklarını ilan ederken, Türk Metal grev tarihini henüz açıklamadı.

Türkiye’de işçi sınıfına yönelik saldırıların ilk uygulandığı alanların başında metal işkolu geliyor. Metal fabrikalarında fiziksel çalışma koşulları son derece ağır ve işçiler sürekli olarak üretim ve verimlilik artışı baskısı altında çalıştırılıyorlar.

Geçmişte imzalanan toplu iş sözleşmeleri nedeniyle performans ve esnek çalışma uygulamalarının ilk kez denendiği, işçi sınıfına yönelik saldırıların somut uygulamalarla ilk kez hayata geçirildiği alanların başında metal işkolu geliyor. Geçmişte işkolunda örgütlü sendikaların tek vücut halinde hareket eden patronlar karşısında aldığı farklı tutumların bedelini bu sendikalara üye işçiler ağır bir şekilde ödedi ve ödemeye devam ediyor. Metal işçileri, iki yıla yakın süredir yaşanan ekonomik kriz sürecinden tüm işçiler gibi ciddi anlamda etkilenmiş durumdalar.

Metal patronları, yıllar içinde teknolojinin de yardımıyla verimlilik artışı olarak ifade edilen, sömürü artışına dayanan uygulamalar üzerinden işçilerin birim zamanda yaptıkları işin hızını arttırıp, her yıl bir öncekinden daha fazla üreterek servetlerini arttırırken, işçilerin payına düşük ücretler ve ağır çalışma koşulları düştü. Metal işkolunda uzun süredir uygulanan ‘Daha az işçiyle daha fazla üretim’ anlayışının ne anlama geldiğini yıllık üretim ve ihracat rakamlarına bakarak görmek mümkün.

Ekonomik kriz dönemlerinde daha fazla gündeme getirilen işten çıkarmalar, esnek çalışma ve fazla mesai uygulamaları ile işçiler neredeyse askeri bir düzen içinde, çok sıkı bir disiplinle çalıştırılıyorlar. Özellikle otomobil fabrikalarında çalışan işçilerin büyük bölümü kendini robot gibi hissediyor. Çok sayıda işçinin çalışmak, yemek ve uyumak dışında kendisine ve ailesine ayıracak zamanı bile kalmıyor.

Türkiye’nin ihracatında en büyük paya sahip olan ve sürekli büyüyen metal sektöründeki her gelişme, metal işkolunun üretim ve toplam ihracat içindeki payı nedeniyle ülke ekonomisi açısından büyük önem taşıyor. Bu nedenle MESS temsilcileri, metal işkolunda örgütlü sendikaların grev kararı karşısında hükümetin ‘milli güvenlik’ gerekçesiyle metal grevini ertelemesine umut bağlamış durumda. Ancak Anayasa Mahkemesinin Kristal-İş ve Birleşik Metal-İş’in daha önce yaptığı başvuru sonrasında iktidarın grev yasağının keyfi, anayasaya ve hukuka aykırı olduğu yönündeki kararı bu umutları boşa düşürecek gibi görünüyor.

MESS’e üye patronlar, geçtiğimiz hafta sonu Bursa ve Gebze’de yapılan kitlesel ve coşkulu mitinglerde metal işçilerinin haklarını almak için ne kadar kararlı olduklarını gördüler ve tekliflerini yüzde 8’den yüzde 10’a çıkardılar. Yüzbinlerce metal işçisini açıkça greve davet eden MESS patronları, dün de lokavt kararı alarak metal işçilerine ve sendikalarına gözdağı verip, açıkça meydan okudular.

Türkiye ekonomisinin ağır kriz koşulları yaşadığı koşullarda metal işkolunda greve doğru gidilirken, MESS’in tehditleri ve hükümetin metal grevini yasaklamak istemesinin arkasında farklı sendikalara üye işçilerin benzer taleplerle aynı hedefe doğru kararlılığıyla ilerlemeleri ve geri adım atmama iradesini göstermeleri yatıyor.

Sürecin kimin lehine nasıl sonuçlanacağını, metal işkolunda örgütlü işçilerin ve sendikalarının taleplerindeki ısrarı ile MESS-hükümet ortaklığının hamleleri karşısında nasıl bir eylem ve mücadele kararlılığı gösterileceği belirleyecek.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa