2. Lig'in başka(n) takımları

20. hafta maçları ile devam eden 2. Lig’de artık zirve mücadelesi ve küme düşme adayları iyiden iyiye netleşiyor. Son beş haftaya girene değin net bir tahminin katiyen yapılamayacağı Beyaz ve Kırmızı Grup’ta bazı ilginç kulüplerden bahsederek; 2019-2020 sezonundaki süreçlerini takip etmekte yarar var…

Bundan aylar evvel, kendisini kulübe kayyum olarak atayan bir belediye başkanından bahsetmiştim. Gümüşhane’de yaşanan bu garip hadise, en nihayetinde mevcut başkanın olağanüstü seçim kararı alarak yönetimden ayrılması ile neticelenmişti… Kendisini kulübe kayyum olarak atayan belediye başkanının da yönetime (tekrar) girdiği liste ile yeni bir başkan seçilmiş; 2. Lig Beyaz Grup temsilcisi Gümüşhanespor’da sular durulmuştu. Peki o günden sonra ne oldu? Kasım ayında yaşanan bu hadiselerden sonra Gümüşhanespor yedi maça çıktı, bu yedi maçtan sadece grup sonuncusu -15 puan cezası da alan Şanlıurfaspor’dan üç puan alabildi ve Sarıyer’den bir puan çıkarabildi. Beş maçta mağlup olmaktan kurtulamayarak topladığı 18 puanla grubunda sondan ikinci sıraya yerleşti. Sonuncu Şanlıurfaspor’un ise -14 puanı bulunuyor.

100. yılını geride bırakan Eyüpspor’da ise haziran ayında yapılan seçimlere ibra tehdidi damga vurmuştu. Murat Özkaya’nın tek aday olarak girip seçildiği kulüp yönetiminde yer alan yöneticilerden Fatih Kulaksız; kulübün bir önceki başkanı Ali Recep Kızıltepe’nin kulübe temlik koydurduğunu ve Kızıltepe yönetiminin ibra edilmesinin temliği kaldırma şartlarından birisi olduğunu ifade etmesi sonrası bazı itirazlara rağmen eski yönetim ibra edilmiş; neticede ‘her şey’ sorunsuz ilerlemişti. Eyüpspor, 2019-2020 sezonunda 2. Lig Kırmızı Grup’ta hâlen son üç sırada yer alan kulüpler ile play off hattının son basamağında duran Vanspor hariç hiçbir takımdan üç puan alamazken; topladığı 17 puanla küme düşme hattının bir puan ve bir basamak üstünde yer alıyor. Halihazırda Kırmızı Grupta son iki sıradaki takımların 2 ve 7 puanı bulunuyor.

Yönetimsel değişikliklerin, hele ki reform niteliği taşır gibi; birilerinin elinin değmesi aracılığıyla gerçekleştirilen yeni yönetimlerin kulüplerin gidişatlarına olumlu neredeyse hiçbir etkisinin bulunmadığını görebilmek için 100 yıllık daha kaç kulüp heba olacak acaba?

Düşünmemek elde değil; hele ki ‘semt takımı’ dediğimiz romantikliğin müsebbibi olabilmeye aday pek çok kulüp, şehir takımı hüviyeti taşıyabilen bütünleştiriciliği bünyesinde muhafaza edebilmeye teşne nice takım düzenin ve düzenin gerektirdiği maddî önyargıların kurbanı olmaya ne kadar devam edecek?

Sadece 2. Lig’in değil, Bölgesel ve hatta Süper Amatör Lig’in bile pek çok başka(n) takımı bulunuyor. Bu takımları hallaç pamuğu gibi sarsacak, sahici bir etki yaratabilecek ve alt yapının, kulüp öz kaynaklarının, kalıcı gelirlerin gücüne inanan vizyona sahip birileri 21. yüzyılda da karşımıza çıkmayacak gibi görünüyor…

Öyle ya futbol arsada değil, borsada güzel sayılalı nicedir…