Dalıp gitmek boşluğa…
Güneşli güzel bir güne uyanıyorsunuz. Doğa kuş cıvıltıları içinde. Sevinçle dolusunuz. Yaşamak ne güzel diye bağırasınız var. Ama uzun sürmüyor mutluluğunuz. Gazetelere, televizyonlara, sosyal medyanın haber sitelerine şöyle bir göz gezdirdiğinizde ülkenizin gerçekleri ile yüzleşiveriyorsunuz. Ölümle, ölümlerle ne denli sarmaş dolaş bir toplum olduğumuzun da bir kez daha ayırtına varıyorsunuz. Kaderciliğe terk edilmiş koskoca ülke. Deprem İstanbul’un kapısını çalmakta diyor bilim insanları. Kulak asan yok. Elde paraya dönüşecek arazi kalmadı. Şimdi Kanal İstanbul rüyasını Katarlılara satıyoruz. Dış politikada her gün biraz daha yalnızlaşıyor ülke. Gencecik askerler, onca emekle rütbe kazanmış subaylar, tanımadıkları bilmedikleri topraklarda can veriyorlar. Kiminle kimin için ve neden savaştıklarını bilmeksizin. Annelerini, babalarını, çocuklarını düşünüyorsunuz. Kaç ocağın ateşinin söndüğünü de… İçeride ekonomik kriz almış başını gidiyor. Kapanan iş yerlerinin çetelesi tutulamıyor artık. Yalnızca basın sektöründe işsiz kalanların sayısı 11 bini aştı. Yalan haberlerle, kandırmacalarla halkı oyaladıklarını sananlar, açlık sınırında geçinme uğraşı içindeki yoksulları da görmezden geliyorlar. İktidar yanlısı sermaye kuruluşlarının, emek insanlarına reva gördüğü zulmü, işten çıkarılma eylemlerine destek veren, işçilerin hak arama taleplerini polis ve jandarma marifeti ile bastıran bir bozuk düzenden söz ediyoruz.
İşte böyle bir iklim içinde yaşatmayı amaçlıyorlar bizi. Sevinçlerimizi, müziklerimizi, şiirlerimizi, yazılarımızı, kahkahalarımızı ve de sevdalarımızı haram etmeye çabalıyorlar. Ama yağma yok. Emeğin gücü bu karanlığı yırtacak. Er ya da geç aydınlığa çıkacağız. Kadını erkeği ve özellikle de gençleriyle. Yarınlar cumhuriyetin kazanımlarına, demokrasiye, insan hak ve özgürlüklerine, eşitliğe ve adalete inanan kitlelerin olacak. Buna bütün kalbimle inanıyorum.
Yazıyı Melih Cevdet’ten keyifli bir şiirle bağlayalım o da umudumuz olsun: Şinanay
ŞİNANAY
Ada vapuru yandan çarklı
Bayraklar donanmış cafcaflı
Simitçi, kahveci, gazozcu
Şinanay da şinanay.
Müslümanı, yahudisi, urumu
İsporcusu, ihtiyarı, veremi
Kiminin saçı uçar, kiminin eteği
Şinanay da şinanay.
Estirir de ada yeli estirir
Seni sevindirir beni küstürür
Lüküs kamarada kimler oturur
Şinanay da şinanay.
Evrensel'i Takip Et