Vartolu Cemal
Cemal Dursun
Bir gazete okura, ona katkı sunanların toplam emeği ile ulaşır. Ancak, haberinde, fotoğrafında imzası olan muhabirler ile köşe yazarları ve gazetelerin yöneticileri dışındakiler pek bilinmezler.
Oysa yazıların tashihini yapan düzeltmen, sayfayı kuran editör ve o sayfayı bilgisayar ekranında inşa eden operatör ile sayfayı okurun eline alacağı gazete kâğıdına basan matbaa işçileri gazetelerin gizli emek kahramanlarıdır. Dijital medyanın gelişmesiyle birlikte internet haberciliği bakımından da bu süreç biraz daha farklı işler ama sonuç olarak orada da, emeği görünenler ve görünmeyenler vardır.
Bunlarla da sınırlı değildir bizim işimizin emek hikâyesi. Gazetenin dağıtım sorumlusu, ilan ve reklamcısı, aşçısı, temizlikçisi, şoförü ve mali, idari işler sorumluları.
Evrensel gibi bir gazetede, herhangi biri için ‘işi hafif’ desek, haksızlık etmiş oluruz.
Ama Vartolu Cemal Dursun’un işinin hepimize göre en can sıkıcı, yorucu ve kimi zaman da en çileden çıkarıcı iş olduğu kesindir.
Bir süre spor sayfası editörlüğümüzü de yapan Cemal, çok uzun yıllardır Evrensel’in yönetimi içinde mali işler sorumlusuydu. İki yakası bir araya gelmeyen yegâne işimizin yani. Evrensel’in mali işlerinden sorumlu olmak demek, aylık bütçeyi döndürebilmek için didinmenin de ötesinde, tek tek her günü düşünmek demektir.
Cemal kuşkusuz çoğu zaman açık kapatarak döndürülen mali işlerimizin sürdürülmesinde yalnız ve desteksiz değildi. Ama buna rağmen, bu işlerin takibi ve yürütülmesinde insanlarla yüz yüze kalan kişi olmak zordur. Evrensel açısından istisnai dönemler dışında hep zordu. Cemal böyle zamanlarda, kendi sosyal çevresini ve hemşehrilik ilişkilerini dahi kullanarak kaynak yaratmaya çalışır, çoğu zaman onunla yakın çalışanlar dışındakilerin bundan haberi bile olmazdı.
Onu bu işlerine ek olarak, odasındaki bilgisayarında resmi ilanları sayfalara yerleştirirken, kimi zaman da gazetenin mutfağı için alışveriş yaparken görürdünüz. Ya da, yeni yıla gazete binasındaki kutlama ile girdiğimiz zamanlarda keyifli bir biçimde servis yaparken.
Cemal sabah gazeteye en erken gelenimizdi. Eğer geldiğinizde masasında yoksa ya gazetenin bir işini takip ediyordur ya da birinin cenazesine gitmiştir. Düğünleri ihmal etmezdi, ama cenazeleri hiç atlamazdı.
Gazete mesaisinden arta kalan zamanlarda Vartolular Derneği ya da köy derneği ile mesai harcardı, çok sık olmasa da oturup iki kadeh içip sohbet ettiğinizde anlattığı yaşanmışlıklar ve fıkralarla hep bir Vartoluydu. Gazete dışındaki sosyal çevresinde de, zorda kalanların derdine koşan ve çözmeye çalışan Cemal Abisiydi O.
Kendi el yazısını okumakta zorlanan ve biraz dağınık çalışan biri olarak, Cemal’in son derece düzgün el yazısına ve tertipli çalışma alışkanlığına hep imrenmişimdir. Kritik kimi dönemlerde gazeteye yakın sokaktaki kahvede İskender, Cemal ve ben oturup hesap kitap işlerini konuştuğumuzda o düzgün tutulmuş çizelgeli kâğıtlar ve el yazısıyla aldığı notlarla acı tabloyu önümüze koyarken, işin içinden nasıl çıkılabileceğine dair de önerilerini sıralardı.
İçimizdeki en zor ve sıkıcı işle meşgul olduğu için bu durum çok doğal olarak onun ilişki kurma biçimine de yansırdı. Oturup sohbet ettiğinizde ya da mali meseleler o an için çözülmüş olduğunda keyifli, çözülemediğinde ise yüzünden düşen bin parça bir halde olabilirdi.
Evrensel’in mutfakta hazırlanma süreci, halka gerçekleri ulaştırmak için tutkuyla yapılan gazetecilik ile onu mümkün kılmak için harcanan meşakkatin toplamıdır.
Emektar yoldaşımız Cemal, hep meşakkat kısmında görev aldı. Sigarasını elinden hiç düşürmemesinde muhtemelen bunun önemli bir payı vardır.
Dert dinlemeyi severdi ama kendi derdini anlatmak konusunda ketumdu Vartolu. Sadece bir kez hastaneye gittiğine tanıklık ettik ve bu da son oldu. Önceki hafta pazartesi günü kaldırıldığı hastanede ziyaret ettiğimizde, sağlık durumunun iyi olmadığını öğrenmiş olmasına rağmen tebessüm ederek bizi rahatlatmaya çalışmıştı. Gazeteden kendisini ziyaret eden çalışma arkadaşlarını da, iyi olduğunu söyleyerek ‘gidin işinize bakın’ diye gönderiyordu.
İşler yürümeli ve ilerlemeliydi. O, gazeteye gelmeden önceki mücadele yaşamında da büyüklerinden böyle öğrenmiş, kendi hayatını da mütevazı bir biçimde hep böyle kurmuştu.
Kanserin bütün vücuduna yayılmış olduğunun ortaya çıkmasından sonra bir hafta içinde kaybettik Vartolu Cemal’i.
O, hepimiz için yoruldu ama hiçbirimizin onun için yorulmasına fırsat vermedi. En azından şimdi onu bütün yaptıkları için güçlü bir biçimde alkışlayabiliriz.
- Türkiye zor bir değişimin ağır sancılarını yaşıyor 25 Kasım 2024 06:35
- Ebedi barış mümkün mü? 18 Kasım 2024 04:23
- İki güncel rapor eşliğinde Kürt meselesini tartışmaya devam 11 Kasım 2024 04:47
- 'Çöle çevirdikleri yere barış geldiğini söylüyorlar' 06 Kasım 2024 05:33
- Bir siyaset olarak 'terörle mücadele' 04 Kasım 2024 07:07
- Erdoğan’ın Mevlana vurgusunun hikmeti ne olabilir? 31 Ekim 2024 08:07
- Mayınlı bir süreç 28 Ekim 2024 05:10
- Yenidoğan çetesi: Çürümenin ekonomi politiği 21 Ekim 2024 05:00
- Barışa kapı açmak mı, süreci yönetmek mi? 14 Ekim 2024 05:00
- ‘Yerli ve milli muhalefet’ tuzağı 07 Ekim 2024 05:13
- Bu sadece bir İsrail savaşı değil 30 Eylül 2024 05:00
- Savaş satanların yarışında söz sahibi olmak... 23 Eylül 2024 05:00