20 Şubat 2020

Parti işçiliği!

Fotoğraf: Evrensel

Şubat’tır; “Doğu”da, Kürt Dağlarında metrelerce kar var! Karda-kışta yitirdiğimiz çok yoldaş olmuştur. Kimi diktatörlüğün militarist kuvvetlerinin saldırısında; kimi “doğanın önlenemez yasasının işleyişi” sonucu. Gün olur, zamanlı-zamansız ölünür! İşkencede ölünmüştür; gazete haberine giderken, haber yapmaya çalışırken, bir direnişe koştururken, bir parti bildirisi dağıtıyorken, ölünmüştür. Cenazeler kalkmış, geride kalanlar, “gidenlerin ardından” erdemlerine dair konuşmuşlardır. İnsan soyunun bizim “kervanımız”da birleşen kesiminin yaşam savaşı, acısı-sevinciyle, dramı-bayramıyla “yaşam kavgasında”ki emekçilerin durumuyla hem aynılaşan ham de ayrışan yönleri vardır. 

Kolektivite; bir amaçta birleşmek; bütün yaşamının önceliğine bu amaçla bağlı işlerin en iyi, en titiz, en ertelemesiz, en verimli sonuçlar alınacak şekilde yapılmasını koymak. Bunun için kafa ve beden(kol) işçiliğini bir arada sürdürmek; açlığın, yoksulluğun, yoksunluğun, işsizliğin, sömürü ve savaşların kaynağını yok etmek için aklın ve elin geliştirilmiş yeteneklerinin güç yaratıcı birliğini gerçekleştirmek; bu birliği titizce korumak ve sürdürmek. 

Bu iş parti işçiliğidir! Partili işçi olmak ile parti işçiliği bazen aynı şeydir bazen değil! Sömürünün dünyamızdan kazınması; çalışabilecek durumdaki herkesin, teknolojik gelişmenin ve işin örgütlenmesinin mümkün kıldığı asgari bir çalışmayla katılacağı insanlığın büyük yaratıcı üretkenliğiyle oluşturulmuş toplumsal zenginlikten bütün ihtiyaçlarını karşılayacağı bir yeni dünyanın kurulması amacıyla bağlı bizimkisi gibi devrimci sosyalist partiler her şeyden önce işçi partileridirler. Ancak sadece işçilerden; işçilerin, kendi sınıfının ve onunla birlikte tüm toplumun sömürü ve zulümden kurtulması için mücadeleye karar vermiş ileri-öncü militanlarından oluşmazlar. Toplumun çeşitli diğer kesimlerinden olup bu amaç ve hedefte birleşenlerin de olduğu partilerdir bunlar. Partideki işçilerle birlikte bu diğer parti işçileri de geldikleri toplumsal kökenden kaynaklanan çeşitli olumsuz alışkanlık ve tutumlardan sıyrılarak Parti işçiliğinde yeniden şekillenirler. 

Devrimci sınıf partisi, çalışmasının her alanında görev alan bütün unsurlarının “parti işçiliği” ruhu, ahlâkı, çalışkanlığı, disipliniyle eğitim görerek kolektif tutum ve davranışta birleştikleri, yetenek farklılığıyla, ancak üstlendikleri işi en eksiksiz ve en verimli tarzda gerçekleştirmeyi öğrendikleri bir ‘yürek ve beyin’ birliği okuludur! 

Parti işçisi olmak, devrim ve sosyalizm kavgasının zaferi için fedakârlıkta sınır tanımamaktır. Parti işçisi olmak, sınıflı toplum koşullarında eksik olmayacak bin bir çeşit zorluğu aşmanın, ancak yürek ve beyin birliğiyle, ancak ikirciksiz ve enerjik bir çalışmayla, saat hesabı olmaksızın parti güçlerini artırmak, olanaklarını genişletmek, araçlarını çoğaltmak ve daha etkili hale getirmek için durmaksızın çalışmak demektir. Yaptığı işin hakkını en tam biçimde vermektir. Birlikte çalıştığı arkadaşları-yoldaşlarıyla “tasada ve kıvançta” gerçekten beraber olmaktır. Kapitalist özel mülkiyet sisteminin insan ilişkilerini bozucu, çürütücü, insan bireyini bireycileştirici özellikleriyle herkesi kuşatıcı olduğunu bilerek, bu çürütücülüğe karşı uyanıklıkta, paylaşım ve dayanışmada birleşmek demektir. 

Parti işçiliği, küçük-büyük iş ayrımı yapmaksızın kolektif gücün seferberliğini geliştirecek bir tutum ve davranışla çalışmak, yardımlaşmak, paylaşmak, olumsuz özellikleri yapıcı-iyileştirici eleştiri ile düzeltmeye çalışmak, düşman saldırı ve hilelerine karşı uyanık olmak demektir. Parti işçiliğinin geliştirilmesine; partideki, parti olarak örgütlü işçiler başta olmak üzere partinin tüm emekçilerinin parti işçiliği tutumuyla hareketine ihtiyacın büyüklüğü, yitirdiğimiz herbir mücadele yoldaşımızın, geride kalanlara ‘vasiyeti’, onlardan ‘son isteği’ olarak da vurgulanmıştır. Metin öyle demişti; Cemal de “Gidin işiniz eksik kalmasın!” diye tekrardan anımsatmıştır! Vartolu Cemal kardeş, kardeşi ve kardeşleriyle kendi toprağında kucaklaşmaya yol alırken, bize düşen parti işçiliği ruhuyla daha güçlü bir mücadele birliği ve hattını örmek/oluşturmaktır.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et