Salyangoz

Salyangoza takılıp kaldım salı gecesinden beri. Bir marul yaprağı üzerinde, öylece… Türlü oyunlarla sonunda hapiste tutmaya devam ettikleri sevgili Osman Kavala’nın salyangozları onlar. Günler, haftalar, hatta belki kaldığı aylar boyunca ona refakat etmişler. Sesleri duyamasalar da titreşimleri algılayabildikleri antenleri olduğunu biliyoruz. Kendisi ile sohbet edenin bir başkası olduğunu fark ediyorlar mıdır, gördükleri ortamın değişiminden haberdar mıdırlar merak ediyor insan ister istemez. Doğada 3-7 yıllık ömürleri bakılıp beslendiklerinde 10-15 yıla kadar uzuyormuş ama değişen koşullara da çok hassas olmalarıyla biliniyorlarmış. Tahliyeyi nasıl karşıladıklarını önümüzdeki günlerde birlikte göreceğiz, sevgili Kavala da avukatından alacak haberleri bir süre belli ki.

Bilim insanları ve bir grup amatör araştırmacı da Kuala Belalong yağmur ormanlarında bir salyangoz bulmuşlar Osman Kavala’nın salyangozlarının tahliye edildiği günlerde. Yargının emir komuta zincirine sıkıştığı memleketimde başka bir salyangoz haberi de buydu. Salyangoza ‘Craspedotropis gretathunberga’ adı verilmiş. Araştırmacılar, “Bu salyangoza Greta Thunberg’in adını vermek, onun neslinin, kendi yaratmadıkları sorunları çözme konusunda sorumlu olduklarını kabul etme yolumuzdu. Ayrıca her nesilden insanların yardım etmek için ona katılmasına dair verdiği bir sözdü” diye açıklama yapmışlar.

Gelecek kuşakların yaratmadıkları yargı sorunlarını çözmek için sorumlu olacaklarını kabul etmenin ise bir yolu yok, adaletin sağlanması için mücadele etmek hepimizin sözü olmalı. Cezaevinden doğumhaneye götürülen kadınların, kelepçeli doğum yapanların olduğu bir memlekette, kendi yazılı yasalarına dahi uymayan yargıçlarla baş etmek hepimizin boynunun borcudur. Jandarmalar eşliğinde cezaevine doğan bebekler ülkesi burası, şans eseri salyangozlar tahliye olsa da…

İlginç bir canlı salyangoz, geçtiği yol boyunca bıraktığı ışıklı iz de hep hayranlık uyandırmıştır bende. Sabahın erken ışıkları ile parlar gece boyunca dolaşıp durdukları bahçede izledikleri yollar. Milyonlarca yıllık öncüllerinin kayalara nakşolmuş biçimlerindeki zerafetle eşdeğer bir cezaevi hücresinden marul yaprakları üzerinde taşınmaları… Artık adaletin de simgesi oldular sanırım hepimiz için. Bıkmadan usanmadan adaleti kurma mücadelesinin direngenliğini yansıtıyor o ışıklı yolları.

Salyangozları düşünürken, kuşların gagalarında yolunu havalandırmalara düşüren minicik filizlerini anımsadım on günlük Bakırköy yolculuğumdan. Havalandırmada yağmurlardan akmış toz topraktan biriktirip ektikleri, yeşermeye başladığında gardiyanlardan köşe bucak saklanan. Güneş görsün diye usulca havalandırmaya çıkartılan… Bir sabah uyandığımda penceremin önünde bulduğum, bir akşam gardiyanlarca gözaltına alınan.

Doğaya, doğanın türlü canına düşman bir dünyayı yeniden barıştırmak gerek kendisiyle. Sevmeyi öğretmeli çocuklara, salyangozun kıymetini…