![İsmail Gökhan Bayram](https://www.evrensel.net/upload/yazar/cache/200x200/yazar_a0f7f418e24adafc415b6f895350865c42832b11.jpg)
İdlib, erişim engellemeleri ve dezenformasyon
![Bir web sitesi adresinin üzerine girilmez işaretinin yerleştirildiği görsel.]( https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/155976.jpg)
Görsel: Pixabay
![İsmail Gökhan Bayram](https://www.evrensel.net/upload/yazar/cache/200x200/yazar_a0f7f418e24adafc415b6f895350865c42832b11.jpg)
Perşembe akşamı İdlib’de yaşanan saldırının ardından saat 23.30 civarında önce Türk Telekom’da kısa bir süre sonra da diğer servis sağlayıcılarda yaygın sosyal medya platformlarının çoğu ya erişilemez ya da zorlukla erişilebilir hale geldi. Erişim engellemelerini ve kesintileri canlı olarak takip eden Netblocks’un raporuna göre Facebook, Twitter ve Instagram tümüyle engellenirken Youtube ve WhatsApp ise kısmi olarak engellendi. Mobil operatörlerin çağrı merkezlerindeki karşılama mesajları da engellemenin e’sini anmadan sosyal medya kanallarına “Erişimde kesintiler yaşanabileceğini” belirtecek şekilde güncellenmişti. Türk Telekom’un çağrı merkezinin zaten bilmediğimiz hiçbir şey söylemeyen açılış mesajı şöyle: Facebook, Twitter ve Instagram gibi sosyal medya kanallarına erişimde kesintiler yaşanabilmektedir. Aralıklarla bağlantınızı kontrol edebilirsiniz.
Bu yazıyı yazdığım saatlerde erişimin engellenmesine dair henüz resmi bir açıklama yapılmamıştı ancak iktidara yakın medya organları erişim engellemesi haberlerinde "Dezenformasyonun engellenmesi" gerekçesini dile getiriyordu. Gelin birlikte seslice düşünelim: Sosyal medyaya sansür uygulayarak dezenformasyonu engellemek mümkün mü?
Türkiye’de Internet kullanıcıları ilk uzun soluklu Youtube sansüründen başlayarak uzun yıllardır erişim engellemelerinin aşılması konusunda oldukça fazla deneyim biriktirdiler. Hatırlayacağınız üzere Youtube sansürlü olduğu dönemde dahi Türkiye’den en fazla ziyaret edilen siteler listesinde ilk 10’un dışına düşmemişti. Hatta o dönem başbakanlık görevini yürüten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin “Youtube’a girilemiyor” demesi üzerine “Ben giriyorum siz de girin” yanıtını vermişti. Erişim engelleme araçları o yıllara göre daha gelişmiş olsa da erişim engellemeyi aşma araçları da ciddi gelişmeler yaşadı. Sıradan kullanıcılar cihazlarına beş on yıl öncesine kıyasla kolayca VPN entegre edilmiş bir tarayıcı ya da VPN kurabiliyor. Dolayısıyla bu erişim engelleme kararının sosyal medyayı anlık olarak kullananların sayısında bir azalma yaratacağını ancak dolaşımda olan doğru ya da yanlış bilgilere erişimi tümden engelleyemeyeceğini rahatça söyleyebiliriz. Üstelik doğru ya da yanlış bilgilerin kitlelere aktarıldığı platformlar sadece birkaç sosyal medya platformuyla ve hatta Internet ile de sınırlı değil. Telefon görüşmelerinden günlük sohbetlere dezenformasyonlar kulaktan kulağa, dilden dile üstelik de doğru bilgilere kıyasla çok daha kolay bir şekilde yayılmanın yollarını bulabiliyor. Bütün bunlara ek olarak erişim engelleme çabaları insanlarda “Gizlenen bir şey olduğu” hissini kuvvetlendirerek dezenformasyonların ikna kabiliyetinin de güçlenmesine yol açıyor.
Öyleyse mantıklıca düşünebilen herhangi biri açısından bu erişim engellemelerin sebebini dezenformasyon olarak açıklamak mümkün değildir. Dezenformasyonla mücadelenin yolu bellidir: Doğru bilgilerin hızla en yetkili makamlar tarafından açıklanması ve dezenformasyonların kanıtlarıyla yine en yetkili makamlarca yaygın bir şekilde teşhiri. Açıklamaların gece boyunca valilikten gelmesinden tutun da iktidara yakın medya organlarının yayınlarına dün geceden bugüne yürütülen sürecin böyle olmadığı açık.
Oxford Üniversitesi Internet Enstitüsünün eylül 2019'da yayımladığı “Küresel Dezenformasyon Düzeni” başlıklı rapora göre (raporun İstanbul Üniversitesi Dijital İletişim Kulübü tarafından yapılan Türkçe çevirisi) aralarında Türkiye’nin de olduğu 70 ülke Internet’te dezenformasyon faaliyetinde bulunuyor. Rapora göre Türkiye’nin bu iş için yaklaşık 500 kişilik bir sanal birliği mevcut. Uzun lafın kısası dezenformasyon herhangi bir yönden üzerimize fırlatılabilecek ve niyetini her zaman önceden kestiremeyeceğimiz bir araç olarak kullanılıyor. Bütün bu tablo içinde bir yandan haber alma ve verme hakkını savunmak diğer yandan da her yönden gelebilecek dezenformasyonlara karşı tetikte olmak oldukça önemli.
![Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin](https://www.evrensel.net/upload/diger/link_1fa54f001588dc3ada54061524140d971350233e.jpg)
- Çocukları çevrimiçi tehlikelerden kim koruyacak? 14 Aralık 2024 04:24
- Sosyal medyaya yaş sınırlaması çocukları koruyabilir mi? 30 Kasım 2024 04:50
- Medyanın arama tekeli ile imtihanı 23 Kasım 2024 05:01
- Teknoloji patronları ABD seçiminin galiplerinden 09 Kasım 2024 04:32
- Platformlar ve yayıncılar çevrim içi radikalleşmenin neresinde? 19 Ekim 2024 06:56
- Hamam böceği yuvası mutfakta değil 10 Ekim 2024 04:55
- ‘Yerli ve milli’lik siber güvenliğin neresinde? 21 Eylül 2024 06:01
- Sızan/sızmayan veri ve sonrası 14 Eylül 2024 04:54
- Modern İskenderiye Kütüphanesi yanarken 07 Eylül 2024 04:43
- Genç oyun geliştiricilere vadedilen kabus 24 Ağustos 2024 05:58
- Oyunları kim, neden hedefe koyar? 17 Ağustos 2024 05:04
- Sansür, ebeveynler ve oyunlar 10 Ağustos 2024 06:30