Ali Koç illüzyonu
Fotoğraf: DHA
Nasıl bugünlerde savaş çirkinliklerimizi görünür kılan bir musibet gibi üzerimize dadandıysa bir hafta önceki derbi de benzer şekilde tüm defolu yanlarımızı ortaya çıkardı. Derbinin bu “çıplaklaştırma faaliyeti” çok daha küçük düzlemde oldu ama kazananın da kaybedenin de duygularını kontrol edemeyip habis yanlarını adeta “kustuğuna” tanık olduk.
Kazanan Galatasaray’ın Twitter hesabından yapılan “ergen fanatizmi” dozundaki paylaşımlar başkan yahut yöneticilerin zaman zaman verdiği dostluk mesajlarının tamamen stratejik olduğunu kanıtlarken mağlubiyet kadar galibiyeti hazmedebilmenin de önemli olduğunu hatırlattı.
Kaybeden Fenerbahçe’de amigo muhabirlerin sözcülüğünü yaptığı ton hakimdi. Nitekim kulübün “Seni de seni seveni de sevmiyoruz” pankartı nedeniyle başlayan tartışmalara dair yaptığı açıklama kışkırtıcı denebilecek seviyede sorumsuzca ve gerçeklerden uzaktı.
“Amigo muhabirlerin sözcülüğünü yaptığı ton” diyorum çünkü esasında bu dilin kaynağı başkanına yaranmaya çalışan birkaç “gazeteci” değil bizzat başkanın kendisi. Zaten Fenerbahçe’deki pek çok sıkıntının merkezi de burada.
Birçok Fenerbahçeli Ali Koç’u Aziz Yıldırım sonrası kulübün çehresini değiştirecek, uzun vadeli planları hayata geçirebilecek, rakiplerle dostane ilişkiler geliştirebilecek bir figür olarak gördü ve destekledi. Ancak gelinen noktada hatalı saha içi hamlelerin yarattığı huzursuzluğu uzun vadede daha kötü sonuçları olacak saha dışı operasyonlarla telafi etmeye çalışan, bu bakımdan sadece rakipleriyle değil ama Aziz Yıldırım’la da benzeşen bir başkanla karşı karşıyayız.
Ali Koç’un başkan olmadan önceki yöneticilik şeklini, taraftarlık biçimini ve onu tanımlarken hiçbir zaman unutulamayacak sınıfsal konumunu (basit bir burjuva ailenin mensubundan bahsetmiyoruz) bilenler için bugünkü durum şaşırtıcı değil. Ancak uzun süredir ilgimi çeken şey tüm bunların farkında olduğu halde Koç’a “Türk futbolundaki kokuşmuş düzene savaş açan devrimci” muamelesi yapanlar.
O zaman tekrarlamakta fayda var. Ali Koç yabancısı olduğu kirli bir kodamanlar düzenine çomak sokmak üzerine Türk futboluna gönderilmiş bir beyefendi, bir seçilmiş kişi değil. Yöneticiliğinden bu yana o düzenin şekillenmesine katkı sağlamış, rakipleriyle aynı yöntemleri izleyerek başarılı olmaya çalışan, başarılı olamadığında mızıkçılık yapan ve şikâyet eden, türünün tipik bir örneği. Bu halleriyle Yıldırım Demirören’den Fatih Terim’e, Aziz Yıldırım’dan herhangi bir fanatik taraftara, futbolumuzun bilindik aktörlerinden farksız.
Doğrudur, Koç bugün kolay hedef halinde ve iktidar sözcüleri de bunu kullanıyor ama şartlar gerektirdiğinde aynısını Fatih Terim’e karşı da yapabiliyorlar; dolayısıyla bu bir şeylerin kanıtı değil sadece siyaset oyununun gereklerinin yerine getirildiğinin göstergesi. Türkiye’de Erdoğan’ın yüzde yüz kontrolünde olmayan her büyük kurum benzer şekilde hedef alınmıştır, alınacaktır.
Son 1 yılda Fenerbahçe taraftarının Ersun Yanal’a olan muhabbetini anlamlandırmakta uzun süre zorlandım. Geçtiğimiz hafta Onur Özgen bu muhabbetin, taraftarın Yanal’a değil en son Yanal döneminde ortaya konan güçlü oyuna duyduğu özlemin bir neticesi olduğunu söyledi. Galiba Ali Koç’a gösterilen destek de böyle bir şey. Taraftar, zenginliği, gücü ve statüsüyle Koç’un kulübü birkaç yıldır içinde bulunduğu krizden çıkarabileceğini düşünüyor. Eski, güçlü Fenerbahçe’ye duyulan özlemle bu “Koç illüzyonu”na inanmak istiyor.
Evet Koç, bir şekilde Fenerbahçe’nin eski günlerine dönmesine vesile olabilir ama bu iddia edilenin aksine aynı zamanda “Fenerbahçe düşmanı” da olan kirli düzenin bekçilerine karşı kazanılacak bir zaferle olmaz. Çünkü Koç herhangi bir düzeni değiştirmek üzere değil aynı düzenin hâkimi olmak üzere burada. Çünkü Koç, bugün futbol dünyasında hoşumuza gitmeyen ne varsa onun daha Avrupai görünümlü bir temsilcisi olmaktan fazlası değil.
- 100 yıl arayla Paris’te iki olimpik dönüm noktası 26 Temmuz 2024 05:27
- Papara baskını ve marka değeri 19 Mart 2024 04:10
- Bozacılar ve şıracılar 12 Mart 2024 04:46
- Beşiktaş'a cüret gerek 05 Mart 2024 04:42
- "Dünümüzü getirin, yarınımızı verelim" 27 Şubat 2024 04:15
- Geriden oyun kurmayı, yarım alanlara sızmayı atla, göğe bakalım 20 Şubat 2024 04:50
- "En eski spor arkadaşları"nın 2024 model çekişmesi 13 Şubat 2024 04:21
- Gerçeğin yumruğu: İşte Türk futbolu bu! 13 Aralık 2023 04:56
- Çalınmış ülke, bölünmüş spor: Filistin 23 Ekim 2023 04:36
- City Football Group-Başakşehir flörtü 09 Ekim 2023 04:00
- Süper Lig, süper sömürü 02 Ekim 2023 04:30
- 'Voleybol Ülkesi' miyiz? 25 Eylül 2023 04:25