02 Mart 2020 01:41

Trump Patriotları Türkiye'nin güvenliği için mi verecek?

Solda Tayyip Erdoğan, sağda Donald Trump. Trump, Gazeteci Hilal Kaplan'ı işaret ediyor.

Trump, Gazeteci Hilal Kaplan'ı işaret ediyor. | Ekran görüntüsü Beyaz Saray'ın paylaştığı basın toplantısı videosundan alınmıştır.

Paylaş

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Patriot meselesini görüşüp görüşmedikleri sorulan ABD Başkanı Trump, “birçok görüşme yapıyoruz ve tam olarak sizin atıf yaptığınız konuyu da konuşuyoruz” diyerek “müjde”yi vermiş!

Bilindiği gibi İdlib’de 36 askerin yaşamını yitirdiği saldırıdan sonra Türkiye’nin ABD’den İdlib’de kullanılmak üzere Patriot hava savunma sistemi istediğine yönelik haberler yapılmış ve bu haberler “ABD Patriot’ları geri gönderebilir, şu anda hava savunma sistemine ihtiyacımız var” diyen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu tarafından da doğrulanmıştı.

Daha önce de ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun İdlib saldırısı konusunda Suriye rejimi ile birlikte Rusya, İran ve Hizbullah’ı suçladıktan sonra “Türkiye’ye destek olmak adına seçenekleri gözden geçirdiklerini” söylemesi, Patriot’lar konusunda pazarlık kapısının açıldığının sinyallerini vermişti. ABD’nin NATO Daimi Temsilcisi Hutchison da İdlib saldırısından sonra yaptığı açıklamada “Umarım Cumhurbaşkanı Erdoğan, bizim onların geçmişinin ve geleceğinin müttefiki olduğumuzu ve S-400’ten vazgeçmeleri gerektiğini görür” demişti.

Görüldüğü gibi dün “Eyyy Trump!” diyerek emperyalizme kafa tuttuklarını söyleyenler şimdi “yetiş ya Trump” diyorlar. Türkiye’deki iktidarın oldukça sıkıştığını gören ABD de “elbette ama önce şu S-400’lerden başlayalım” diyerek pazarlık masasını kuruyor.

Öyleyse sorumuzu soralım: “Gerçek müttefikiniz biziz” diyen ABD, Patriot’ları verirse gerçekten Türkiye’nin güvenliğini düşündüğü için mi verecek?

Bu sorunun yanıtına geçmeden önce şunu da belirtmekte yarar var. Türkiye’nin talebiyle toplanan NATO “Tedbir çerçevesinde Türkiye’nin hava savunma sisteminin güçlendirilmesi” kararını almış ancak Yunanistan, Türkiye’nin AB ile mülteciler konusunda imzaladığı anlaşmaya uyması şartını öne sürerek bu kararı veto etmişti. Fakat sonra on binlerce mültecinin Yunanistan sınırına dayanmış olmasına rağmen Yunanistan’ın itirazını geri çekmesi, Türkiye ve ABD-NATO arasındaki pazarlıkların başlaması için Yunanistan’a baskı yapıldığını gösteriyor.

ABD’nin Patriot vermek için bir önkoşul olarak öne sürdüğü S-400’lerden başlayalım.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi alınmasını “milli güvenlik ve egemenlik meselesi” olduğunu söylemiş, bu anlaşmanın Türkiye’yi emperyalistler arasındaki çatışmanın içine daha fazla sürükleyeceği uyarısını yapanları da “milli çıkarlara ihanet” ile suçlamıştı.

Rusya’dan 2 buçuk milyar dolara satın alınan S-400’ler daha aktive edilmedi ama aktive edilmiş olsaydı mesela İdlib’de kullanılabilir miydi?

Elbette Hayır.

Çünkü S-400’ler satın alınırken Türkiye bu sisteme ait elektronik kodların kendisine verilmesini istemiş ancak Rusya bu talebi reddetmişti. Yani Ruslar S-400 bataryalarının Türkiye’deki kurulum ve bakımını yapmakla kalmayacak aynı zamanda bu bataryalar Rusların kurup denetleyeceği radarlara göre çalışacaktı.Dolayısıyla bu savunma sistemleri Rus radarlarının tehdit olarak kodlamadığı yerlere/ülkelere karşı kullanılamayacaktı. Bu nedenle bu bataryalar aktive edilmiş olsaydı da herhalde Rusya bu füzelerin bugün İdlib’e operasyon yapan Suriye ordusuna ve onu havadan destekleyen kendi uçaklarına karşı kullanılmasına “evet” demeyecekti!

İşte ABD Başkanı Trump da bugün Erdoğan’ı Ruslarla yaptığı S-400 anlaşmasından vazgeçirmek (alınan S-400 bataryalarının aktive edilmesini engellemek) ve Türkiye’yi İdlib’de Rusya’yla daha fazla karşı karşıya getirmek için Patriot’ları vermeye hevesli görünüyor.

Ancak ABD’den Patriot almanın ya da NATO’yu İdlib savaşına dahil etmeye çalışmanın Türkiye’yi emperyalistler arasındaki gerilim ve çatışmaların içine daha fazla çekmekten ve daha büyük tehditlerle yüz yüze getirmekten başka bir sonuç doğurmayacağını görmek için çok uzağa gitmeye gerek yok.

Dün “Dostum Putin”, NATO üyesi Türkiye’yi ABD ve NATO’yla karşı karşıya getirmek için hem Suriye’deki operasyonlarına izin vermiş ve hem de Türkiye’ye S-400 savunma sistemini satmıştı

Bugün “Dostum Trump”ve Türkiye’nin yardıma çağırdığı NATO, bölgede (Ortadoğu) güçlenen rakibi Rusya’yı durdurmak için Türkiye’ye Patriot vermenin ve İdlib’de Suriye ve Rusya’ya daha fazla karşı karşıya getirmenin hesabını yapıyor.

Demek ki, bunca yıldır “büyük ülke” olma, “emperyalistlere kafa tutma” hamaseti eşliğinde sürdürülen politika aslında bölgedeki paylaşım mücadelesinden pay kapmak adına kâh şu emperyaliste, kâh bu emperyaliste yanaşmaktan ve emperyalistlerin Türkiye’deki iktidarın bu yayılmacı emellerini birbirlerine karşı kullanmasından ibaretmiş. Üstelik bu politika bugün İdlib’deiktidar yüzünü hangi tarafa dönerse dönsün ülkeyi yeni tehditlerle yüz yüze getirmekten kurtulamayacağı bir noktaya sürüklenmiş durumda.

Ancak Erdoğan iktidarının ülkeye büyük bedeller ödeten bu yanlışlardan ders aldığına dair hiçbir işaret görünmüyor. Aksine Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu politikayı bir başarı olarak sayıyor olmalı ki, İdlib’deki saldırıdan sonra Trump ile yaptığı görüşmeyi gülerek anlatıyor. Ardından Savunma Bakanı Akar da Türk askerinin cihatçı çetelere kalkan yapıldığı İdlib’de ‘Bahar Kalkanı’ operasyonunu başlattıklarını açıklıyor.

Geriye iki şey kalıyor: Ya “Dostum Trump”tan gelecek “müjdeli” haberi bekleyeceğiz ya da iktidarın bu yanlışlarını daha yüksek sesle söylemeye devam edeceğiz!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa