07 Mart 2020 23:00

Ateş

Fotoğraf: Pixabay

PAZAR
Paylaş

Ateş I:

Ateş, yalnız düştüğü yeri değil, her yeri yakıyor artık. Harlayıp harlattıkça gökyüzünden yağıp topraktan fışkırarak. Hepimizin üstüne.

Yangın:

Ateşe verdiler ortalığı. Alev alev. Birinden ötekine sıçratarak. Çatırdıyarak yanan ateşe. Gövdesi olmayan ateş, şimdi gölgelerini de yakıyor insanların. Sönmeyen/söndürülmeyen yangınıyla.

Tek Evet:

Neleri konuşuyoruz? Havadan sudan şeyleri. Ya konuşamadıklarımız? Konuşturmadıkları daha mı doğru olur: Evet. Hayır dememizi sürekli engellemeye çalışanlara karşı ağzımızdan alabilecekleri tek evet.

Sınırda:

Uzun, upuzun bir kırlıkta gecenin karanlığı içinde bekleşen kalabalığın üstüne sabahın ayazında kırağı düşüyor kar yağarcasına. Baharın tomurcuklandığı günlerde tel örgülerde çevrili bir kırlıkta.

Düşsel:

Geceleri kokunu alıyorum. Sabahları uçup gidiyor. Gece gelensin sen, biliyorum. Sabahları gittiğinden. Düşü kalıyor yalnız. Düşlerden gitmediğinden.

Güven:

Su gürülder yüksekten düşerken. Kayaları deler. Düştüğü yerde gölleşir. Oynar güneşle. Sessizleşir ıssızlıkta. Sarar gövdeni güvenle.

Ateş II:

Ateş, yandıkça harlanır. Alevlendikçe alevlenir. Yakanların soluklarıyla. Ot, ocak demez yakıp geçer. Sönse de, söndürülse de küllü kalır. Kıvılcımıyla. Eşelenmedikçe yanıp yakmayan.

Toprak:

Toprak, alevi söndürecek, külünü savuracaktır. Tohumunu saçarak yaşamın rengini, kokusunu, soluğunu yayacaktır yeniden. Eşelendikçe.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa