Eşitsizlikler dünyasında koronavirüsler
Veba adlı romanında Albert Camus, Dr.Rieux’un vebaya karşı mücadelesini anlatır.
Koronavirüs salgınlı günleri yaşıyoruz, hemen bütün dünyada…
Dr.Rieux’un yaptığı yapıldı önce. İlk Çin’de yapıldı. Teşhis kondu. Sonra da yaygınlaşmanın önüne nasıl geçileceği, teşhis konanların nasıl tedavi edileceği…
Tıpkı Veba’da Oran kentinin karantinaya alınmasının anlatıldığı gibi, ülkeler hem bazı kentleri, bölgeleri hem de tüm ülkeyi karantinaya aldı. Uçuşlar yasaklandı, sokağa çıkma yasakları ilan edildi. Tıpkı Veba’da anlatıldığı gibi, sağlık çalışanlarının amansız mücadelesine tanık olmaya başladık, hem memlekette hem de bütün dünyada…
AB, AB üyesi ülkelere AB üyesi olmayan ülkelerden insan girişlerini yasakladı. Bazı ülkelerin sağlık sistemlerinin yetersizliği açığa çıktı. Bazı ülkelerde de (İspanya) özel sağlık kuruluşlarının, hastanelerin kamulaştırılması yoluna gidildiği gazetelere yansıdı.
Bizim memlekette durum ne peki?
Kamuoyuna verdiği bilgiler Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı ister istemez öne çıkarıyor ve şu ana kadar da Fahrettin Koca’nın çalışmaları ve bilim kurulunun çalışmaları takdir ediliyor.
Fakat en önemli eksiklik olarak da sürece hekim örgütleri ile sağlık alanında örgütlü sendikaların ve diğer meslek örgütlerinin (diş hekimleri, eczacılar) dahil edilmemiş olduklarıdır. Bu önemli bir eksiklik olarak gözleniyor.
Böyle zamanlarda açıklık, şeffaflık, dayanışma, paylaşma öne çıkmalı. Devlet, sosyal devlet olma niteliğini hatırlamalı. Devlet, vatandaşa hükmeden değil onun hizmetinde olan, olması gereken bir örgütlenmedir. Milyonlarca insan sosyal güvenceden yoksundur. Milyonlarca insan bu kış günlerinde işsizdir, evsizdir, yeterli barınma ve beslenme olanağından yoksundur.
300 bin insan hapishanelerdedir. Çocuklar, yaşlılar, hasta mahpuslar hapishanelerde tutulmaktadır. Sırf düşüncelerini açıkladılar, haber yaptılar, siyasi faaliyette bulundular diye insanlar hapsedilmiştir.
Bir çözüm bulunmalıdır, bu belalı salgın günlerinde…Hapishaneler ve orada tutulan insanlar daha bir korumasızdır. Yaşam hakkı, eşitlik ve özgürlük değerleri hatırlanmalıdır.
Bir de böyle günler, insan sağlığına siyasal rejimlerin nasıl yaklaştığının da test edildiği zamanlardır.
Sermaye dünyası nasıl savaşlarda, olağanüstü dönemlerde fırsatçılıklarıyla öne çıkıyorsa, bunun mini örneklerini de görüyoruz.
İngiltere’de sürece müdahale edilmemesi ve bu yolla, ölen ölür kalanlar da bağışıklık kazanmış olur yollu yaklaşımlar düşündürücü ve ürkütücü geliyor, değil mi? Yüzbinlerce, milyonlarca insanın ölümünü göze alabilmek…
Ne acı…
Bazı ülkelerden yansıyan haberler ürkütücü. Yeterli sağlık çalışanı neden yok, sayı olarak ve nitelik olarak. Neden yeterli sayıda ve nitelikte, teşhis ve tedavi araç/gereç, bina ve malzemeden yoksunluk çekiliyor? Milyonlarca insan, bu salgın günlerinde, toplu olarak çalışılan yerlerde çalışmak zorunda kalıyor, neden?
Azami kara dayalı sistem-kapitalizm- her durumda insana yabancı yüzünü gösteriyor.
Tam da şu felaket günlerinde, doğru değerlendirme ve tutumlar için Albert Camus’un Veba’sını ve J.J. Rousseau’nun ”İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı” adlı eserlerini tekrar okuma ve hatırlama zamanıdır diye düşünüyorum.
Düşünme zamanıdır…
Evrensel'i Takip Et