27 Mart 2020 00:37

Trump’ın korona kumarı

Fotoğraf: Beyaz Saray

Paylaş

Salı gününden itibaren küresel ölçekte hisse senedi piyasalarının kayıplarını kısmen de olsa toparladığına şahit olduk. ABD piyasalarınin başını çektiği bu trendin oluşumunda en az 2 trilyon dolarlık dev teşvik paketi kadar etkili bir diğer etken de Trump’ın Koronavirüs salgınına dönük tedbirlerin pazartesi gününden itibaren kaldırılabileceğine dair açıklamasıydı. “Tedavinin hastalığın kendisinden daha kötü olmasına izin veremeyiz” sözleriyle Trump salgının yayılmasını önlemeye dönük tedbirlerin ekonomik maliyetinin sosyal faydasını aştığını ifade ediyordu. Hemen ardından partisinden Trump’a destek  beyanatları gelmeye başladı. Bunlardan kuşkusuz  en dikkat çekici olanı Teksas vali yardımcısının yaşlıların ekonomiye zarar vermektense ölmeyi tercih edeceklerine dair açıklamasıydı. Böylece  “toplumun genel çıkarları” uğruna yaşlıların feda edilebileceği şeklindeki üstü örtülü yaklaşım ilk kez açıkça ifade ediliyordu.

Görünen o ki Trump yönetimi tercihini yaptı. Kasım ayındaki seçimlere hazırlandıkları bir süreçte ekonomiye dair öncelikler ağır basıyor. Bizzat Trump’ın kendisi de medyanın salgını büyüterek ekonomiyi çökertmeyi ve böylece kendisini sandıkta geriye düşürmeyi amaçladığını ifade ediyor. Ne var ki, kısa bir süre içinde ABD’nin salgının ana üssü haline gelmesi durumunda sandıkta bunun da bedelini ödeyeceğine kuşku yok.

Elbette Trump yönetiminin elinde bu tercihin maliyeti konusunda bazı projeksiyonlar vardır. Ancak bu kadar bilinmezin olduğu bir ortamda daha ziyade zar atıyorlar gibi duruyor. Bilim adamlarının yönetimi destekleyici açıklamalarda bulunmaması da dikkat çekici. Salgınla mücadele ekibinin başındaki Anthony Fauci ısrarla Trump’a göre daha temkinli bir söylem benimsiyor, tedbirlerin ve sınırlamaların ne kadar sürmesi gerektiğine dair tarih belirtmekten kaçınıyor.  

Öncelikle şunu unutmamak lazım, Trump bu tedbirleri tek başına kaldıramaz. Sosyal mesafelenme konusundaki tedbirleri kaldırmak büyük ölçüde eyaletlerin kendi inisiyatifinde. New York, California gibi salgının oldukça etkili olduğu eyaletlerin valileri bu konuda başkandan farklı düşündeklerini açıkça ifade ediyorlar. Bu açıdan Trump’ın hamlesi sosyal maliyete katlanmadan ekonomide yaşanacak sert daralmanın faturasını yerel yöneticilere çıkarma çabası olarak da yorumlanabilir.

Ancak bunun da ötesinde, bu noktadan sonra hükümetin restoranları, kafeleri, barları açması, insanlara çıkın sokaklara dolaşın demesi ekonominin tekrar ayakları üzerine basmasını sağlar mı? Esas soru bu.

Mevcut korku ve endişe ortamında tüketim kalıplarının bir ay öncesine dönmesi kuşkusuz beklenemez. Hastanelerin dolup taştığı, sokaklarda ambulans seslerinin yankılandığı bir ortamda insanlar herhangi bir sınırlandırma olmasa dahi toplu mekanlarda bulunmaktan kaçınacaktır. Salgının gidişatına dönük belirsizlik tüketimin zorunlu mallarla sınırlanmasını ve tasarruf eğiliminin güç kazanmasını getirecektir. Konut satışları, otomotiv satışları gibi kalemler kredi kolaylıkları ve teşviklerle kolay hareketlendirilemez.

Burada asıl atlanan gerekli önlemlerin alınmaması halinde denklemin arz tarafında yaşanabilecek aksaklıklar. Salgının hızla yayıldığı ve özellikle yaşamsal önem taşıyan sektörlerde güvenli üretim olanaklarının sağlanamadığı bir ortamda üretim aksayacak, sorunlar katlanacaktır. İhtiyaç mallarının fiyatlarının hızla tırmanacağı böylesi bir durumda devletin devreye girerek fiyat kontrolleri ve tayınlamaya yönelmesi gündeme gelebilir. Salgının lojistikte aksamalara neden olması da benzer şekilde oldukça yıkıcı sonuçlar doğurabilir.

Bu açıdan uygulanan sosyal mesafelenme tedbirleri kısa vadede yaşamsal sektörlerin aksamadan çalışabilmesi açısından büyük önem taşıyor. Aksi takdirde hakkında halen yeteri kadar bilgi sahibi olmadığımız bu salgın ekonomiyi çok daha sert vurabilir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa