Ne kadar yanlış bir düzende imişiz!

Modern dünyada “düzen” dediğimiz, duygularımızla, düşüncelerimizle, davranışlarımızla, hatta inançlarımızla tüm benliğimizi belirleyen bir virüs var. Öyle bir virüs ki, öldürmüyor, fakat yozlaştırıyor; kendisini gizliyor, fakat her şeyimizi yönetiyor; içimizde, fakat bizi sarhoşlaştırarak farkındalığımızı köreltiyor. Kapitalizm virüsü. Kapitalizm virüsü bizi öylesine uyutuyor ki, emekçiden alıp sermayeye dağıtan siyasetçiyi işbaşında tutma hizmetkârlığını bizzat emekçiye veriyor; virüsün uyuttuğu emekçi yarattığı değerle sermayeyi, sandıktaki kalabalıklığı ile de sermaye yanlı siyaseti destekliyor.

Eğer kapitalizm virüsü paylaşım savaşları ile milyonları öldürmüş, yerel çatışmalarla insanları emperyalistler lehine kırdırmış, insanları akıl almaz hırs ve çılgınlıkla günlük yaşamında birbirine dost görünümlü düşman yapmış ise, belki de günümüzde yaşadığımızı ve hepimizi evlere tıkayan biyolojik virüs, bizi birbirimizden, sevdiklerimizden ve üretimden uzaklaştırarak bizi sükûnetle dinliğe ulaşıp yaşamın anlamını ve sistemin amacını düşünmeye yöneltmiş olabilir. Belki de teşekkür etmeliyiz; zira bu kalın kafa ancak böyle idrak edebiliyor!

Günümüzün ünlü iktisatçılarından birinin şu çarpıcı ifadesine bir bakalım:

Ben Kapitalizmim ve Steve Jobs tabii ki çok önemli biriydi, ancak %1’inizin ihtiyacı olan makineleri 3. Dünya ülkelerinde, ucuz işçilerle üretmekte çok başarılıydı…

Elbette bütün kapitalistler birer ‘aziz’ gibi konuşacaklar, tıpkı Bill Gates gibi, 150 milyon dolarlık 66.000 metrekare bir evde yaşayan bir aziz!

Ben Kapitalizmim ve benim yüzümden ortalık miras kavgaları yüzünden kanlı bıçaklı olmuş akrabalarla dolu. Her yıl 20 milyon çocuk açlıktan ölürken siz bir koşu bandının üstünde fazla yağlarınızı eritmek için ter döküyorsunuz!

Ben Kapitalizmim ve benim yüzümden dünyada 600 milyon obez ve 1.4 milyar aç insan var!

Ben Kapitalizmim ve kadınlara sesleniyorum! Lütfen birer obje haline geldiğinizi aklınıza getirmeden Victoria’s Secret’a koşun. Victoria’s Secret ülkelerine Türkiye de eklendi, avuç içi kadar çamaşıra 80 dolar verince çok mutlu olacağınızı garanti ediyorum!

Ben Kapitalizmim ve Madonna’nın sadece Londra’da 8 evi var, ortalama 600 evsize barınak olabilecek büyüklükte.

Ben Kapitalizmim ve Tayland’da Disney fabrikası için çalışan bir çocuğun Disneyland’e girecek parayı çıkarması için 55 gün çalışması gerek.

Ben Kapitalizmim ve siz pırlantalara bayılırsınız, Hindistan’da 1 milyon kişi günde 1.2 dolar kazanarak o pırlantaları üretiyorlar.          

Dünyayı sarışın kadınların güzel olduğuna inandırdım, bu yüzden Asya kıtasında 300 milyon kadın düzenli olarak beyazlatıcı sabun kullanıyor.

Ben Kapitalizmim ve sizin hayatlarına özendiğiniz Hollywood yıldızlarının yüzde 64’ü kokain bağımlısı.

Ben Kapitalizmim ve yılda 20 milyon çocuk açlıktan ölürken, siz aynı tişörtü haftada iki kez giymeye utanıyorsunuz.

Ben Kapitalizmim ve yine başardım! Bütün kadınları dolapları tıka basa dolu olduğu halde giyecek hiçbir şeyleri olmadığına inandırdım.

Dünya nüfusunun yüzde 50’si dünya kaynaklarının ve zenginliklerinin yüzde 1’ine sahip. Dünya nüfusunun yüzde 1’i dünya kaynaklarının ve zenginliklerinin yüzde 50’sine sahip.

Amerikalıların yüzde 85’i eğer ekonomik durumlarını iyileştirebilecekse faşist bir hükümeti seçebileceklerini söylüyor. İşte bu kapitalin gücü!

Sizi özgür bırakmayan, fikirlerinize sansür vuran, en sonunda polis kurşunuyla öldüren bir devleti kendi elinizle kurmanız ne tuhaf? Sizin ağzınızı burnunuzu kırıp hapse tıkmaları için bir devlet kuracak parayı, kendi vergilerinizle sağlamanız ne kadar tuhaf?

Amy Winehouse gibi bağımlılara acırken, hepinizin birer bağımlı olduğunu unutmanız ne kadar komik!

Meydanlara çıkıp dayak yemek değil, hapse girmek değil, fakat oy sandığı ne güne duruyor, hiç değilse bir sinyal, bir işaret oluşturmaz mı?