01 Nisan 2020 23:33

Koronavirüs: İnfazda eşitlik ve yaşama ücreti

Koronavirüs: İnfazda eşitlik ve yaşama ücreti

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Şimdilerde dünya ve Türkiye yeni bir durum ile karşı karşıya. Durum, koronavirüs pandemisi (salgını), Kovid-19 olarak adlandırılıyor.

İnsan hakları savunucuları da pandemi durumunda alınacak önlemlerin insan haklarına uygunluğu sorununu tartışıyor. Olağanüstü durumlarda devlet/ler, tedbirler alabilir. Bazı durumlarda da tedbirler alması pozitif yükümlülük gereği zorunludur ve devletlerin ödevi, yükümlülüğüdür. Söz gelimi toplanma özgürlüğüne sınırlama getirilebilir, virüs salgını nedeniyle, “Kamu sağlığını koruma” gerekçesiyle. Burada sorun yok. Sorun kamu sağlığının hak ve özgürlüklerin kısıtlanma/sınırlandırma bahanesi haline gelmesindedir.

İnsan hakları, insan onurunun korunması için kabul edilmiş standartlardır. İnsan onuru bu standartların kabul edilmesi ve uygulanması ile korunur. Bir bütünlük arz eder. Ekmek ve hürriyet birlikte olursa insan onuru korunur. O nedenle insan onuru nasıl korunur sorusunun cevabı, insan hakları listelerine bakılması şeklindedir. Haklar ve özgürlüklerdir o listelerde yazılı olanlar.

Mesela, adil yargılanma ve infazda eşitlik konuları da insan haklarıyla ilgilidir. Olağan rejim koşullarında da böyledir, olağanüstü rejim koşullarında da.

Peki, bizim İHD İstanbul Şubesi Çalışma Yaşamı Komisyonunun “yaşama ücreti” diye nitelendirdiği, “yurttaşlık ücreti” olarak da nitelenen talep ne anlama geliyor? O da insan onurunun korunması için gerekli olan standarda /ilkeye işaret ediyor: Sosyal adalet ilkesine…

Herkese yurttaşlık ücreti insan onurunun korunması için asgari ve temel bir standarttır. Yurttaşlık ücreti, özgürlük ve eşitliği birlikte düşünmek demektir. Ekmeği ve hürriyeti...  Peki olağan rejim koşullarında böyledir de olağanüstü koşullarda ve güncelliği nedeniyle koronavirüs pandemisi durumunda (salgın durumu) nedir? Çalışmak mecburiyeti altında insanlar, evine ekmek götürmek mecburiyetinde. Devlet, böyle olağanüstü dönemlerde emekçi sınıf ve tabakalar lehine kararlar almak ve uygulamak zorundadır.

Türkiye hapishaneleri tıklım tıklım dolu. Kapasitenin çok üstünde mahpus insan var. Bir kaç nedenle mahpuslara özgürlük gerekiyor. Adil olmayan yargılamalar ilk nedendir. Hem usul, hem maddi yasalar hem de mekanizmalar/yargı kurumları ve HSK yapılarında yapısal sorunlar var da onun için. BM Yüksek Komiseri, Kovid-19 salgını nedeniyle tahliye dahil acil önlemler için hükümetlere çağrı yaptı. Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi de(CPT) mahpuslara virüs nedeniyle muameleye dair ilkeleri açıkladı. BM’nin 10 komite başkanı da (BM İnsan Hakları Komitesi; Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi, Irk Ayrımcılığının Önlenmesi Komitesi, Engelli Hakları Komitesi, Çocuk Hakları Komitesi, Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi, İşkenceye Karşı Komite ve ona bağlı İşkencenin Önlenmesi Alt Komitesi, Zorla Kaybetmeler Komitesi ve Göçmen İşçiler Komitesi) insan haklarına uygun yaklaşım çağrısında bulundu. (ihd.org.tr)

Ayrımcılık yasağı öne çıkıyor, salgın döneminde. İnfaz yasası değişikliğinde, siyasi mahpuslara, düşünceleri nedeniyle hapishanelerde olan gazetecilere, yazarlara ayrımcılık göze çarpıyor.

Salgın günlerinde mültecilere, göçmenlere, azınlıklara mensup gruplara yönelik ayrımcılık ve yaşlılara, evsizlere yönelik ayrımcılık öne çıkıyor.

Sosyal devlet, herkese-olağan ya da olağanüstü dönem ayrımı yapmaksızın- yaşam-yurttaşlık ücreti sağlamalıdır. Herkese, insan onuruna uygun koşulları sağlamalıdır ve insan onuruna uygun muamele yapmalıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa