08 Nisan 2020 00:42

Doğal gaz faturasında fiziki mesafe yok: Milyonlar evde, faturalar kapıda!

Fotoğraf&Kolaj: Evrensel

Paylaş

Geldi kapıyı çaldı.

Güya fiziki mesafe koyacaktı!

***

3 ay süreyle elektrik ve doğal gaz faturaları için sayaç okuması yapılmayacaktı.

Ama fatura gelecekti; geçmiş tüketim ortalamalarına göre bir rakamla.

‘Yanlış anlaşılmasın’ diye de...

Uyarı gelmişti: ‘Uygulama sadece karantinaya alınan ve de... Sayaç okuma yapan çalışanların sosyal mesafelerini koruyamayacağı durumlar için geçerli olacak’.

Oysa insaflı ve insani olan okunmaması değil, hiç alınmamasıydı! Milyonların ücretsiz izne gönderildiği, maaşsız ayı geçirmek zorunda bırakıldığı bir dönemde.

Hiç olmazsa 3 ay ertelenseydi ya!

Dükkanı kapalı küçük esnaf...

Ücretsiz izinli olarak eve gönderilen işçi...

Sokağa çıkıp müşteri bulamayan seyyar satıcı...

Artık gündeliğe gidemeyen emekçi...  

Hiç olmazsa elektrik, su, doğal gaz, telefon, internet darbesi yemeseydi. Nasıl geçineceğinin derdine düştüğü bu günlerde bir de faturaları nasıl ödeyeceğinin derdine düşmeseydi.

Ama yapılmadı.

Paraya çok sıkıştılar her halde. Geldiler, doğal gaz sayaçlarını okudular, faturayı bırakıp gittiler.

Bir emekçi semti olan Okmeydanı’ya 45 gün sonra gelmişlerdi, yüklüydü bıraktıkları fatura; çünkü aylık değil 45 günlüktü.

Şimdi o yükün altında ezilenlerin hikayelerine bakalım!

KIZI ÜCRETSİZ, KENDİ EMEKLİ FATURANIN UMRU MU!

Şennur Hanım Okmeydanı’da oturuyor. Emekli. Kızıyla yaşıyor.

Kızı bir özel okulda resim öğretmeni.

Malum okullar kapalı. Şimdi ücretsiz izinli.

Doğal gaz faturası izinli değil yüklü: 728 lira.

Sosyal mesafe koymadığı gibi cebe de kalbe de oturacak cinsten!

Yakında elektrik faturası da gelecek. Böylece devletin Şennur Hanım’a vereceği 1000 TL’lik bayram ikramiyesi uçup gidecek.

Şirketlerin vergilerini erteleyen devlet, fatura ödemek zorunda bıraktığı Şennur Hanım’ın doğal gaz faturasından vergi alacak ama! Hem de 111 lira.

Hiç olmazsa bu vergi alınmasaydı olmaz mıydı?

***

Yüklü fatura gelenlerden biri de Okmeydanı’nın başka bir sokağında yaşayan Demet Güney.

Bir hukuk firmasının ön muhasebe işlerini yapıyor.

Adliyeler kapalı, hukuk firmasının çalışanları evde, haliyle kendisi de.

Eşinin şirketi kısa çalışma ödeneğine başvurmuş, maaş ödememiş.

Kısa çalışma ödeneği onaylanacak da maaş alınacak da... Ölme eşeğim ölme!

Ama doğal faturası hiç beklememiş gelmiş: 454 TL.

Demet Hanım soruyor: Bu ay maaşlarımızı aldık. Ama gelecek ayın garantisi yok. Devletin önceliği şirketlerin faturası mı olmalıydı? Yoksa ay sonunu zor getiren şimdi kısa çalışma ödeneği bekleyen cebi boş emekçi mi? Devletin ücretsiz izinleri yasaklayarak gelirimizi garantiye alması gerekmez miydi? 

KİRA ALAMASIN AMA FATURA ÖDESİN ÖYLE Mİ?

Salgın nedeniyle işleri duran esnafa ‘Kirasını öteleme hakkı’ getirildi.

Üç ay boyunca kira ödemediği için hiçbir esnaf tahliye edilemeyecek?

Esnafı koruyan bu uygulama emekçi semtlerinde eksik kalıyor.

Okmeydanı sakini İbrahim Üzüm örneği durumu özetliyor.

İbrahim Üzüm emekli. Kendi evinde oturuyor. Bir de kiraya verdiği dükkanı var. Emekli maaşının yanına eklenen dükkan geliriyle geçimini sağlıyor.

Şimdi kira alamayan İbrahim Üzüm, ‘Zor günler sağlık olsun’ dedikten sonra 356 TL’lik doğal gaz faturasını gösterip soruyor: Benim kiracım için dediğimi devlet benim için niye diyemiyor?

Öyle ya...

Herkes, Kanyon AVM’deki dükkanlardan kira almayacak Eczacıbaşı bolluğunda...

Kapanan dükkanlardan kira almayacak Doğuş Gayrimenkul zenginliğinde...

Değil ya!

***

Vatandaş faturaların altında ezilirken, sayaç okuyucularının da sağlığı hiçe sayıldı. Zira Okmeydanı’da bazı apartmanlar karantina da...

Salgının en yoğun olduğu il olan İstanbul’da, sayaç okumak için apartman apartman dolaşılmasına ne demeli?

MİLYONLAR BU DURUMDA!

FATURALARIN altında ezilmeye dair çok daha ağır hikayeler var. 

Okmeydanı Kuzey Sokak’ta merdiven temizliğine giden Kiraz Hanım’ınki gibi.

Artık temizliğe gidemiyor.

Tekstil atölyesinde çalışan eşi Kadir’in başına gelenler ise...

Tam bir kuralsız çalışma ve ucuz emek cenneti Türkiye hikayesi!

Kadir’in işyeri, kendisinden habersiz, Kadir’i işten ayrılıp tekrar işe girmiş gibi göstermiş. Daha az sigorta ödemek için.

Salgın olunca da eve gönderilmiş. Kadir’in, patronunun yaptığı çıktı girdi işlemden dolayı şimdi kısa çalışma ödeneğinden yararlanma hakkı bile yok.

Evde iki çocuk ve çalışamayan iki ebeveyn.

Doğal gazı kapat, battaniye altına gir. Nereye kadar? 

Milyonların hikayesi bu!

Bir insan 65’inden sonra niye çalışır?

Çaresiz de ondan!

65 yaş üstünde bulunan ve sokağa çıkma yasağından ötürü işe gidemeyen tam 853 bin kişi var. Devlet bunların çaresizliğine derman oldu mu? Yok!

Ya hizmet sektörünün farklı kollarında istihdam edilirken şu an salgın nedeniyle çalışamayanlara?..

- 500 bin berber, kuaför ve güzellik salonu çalışanına.

- Alışveriş merkezlerindeki 500 bine...

- 150 bin okullar, üniversite ve yurtların kantinlerinde çalışana.

- Lokanta, restoran ve kafelerde çalışan 1 milyon 900 bin kişiye.

- Gündelik olarak evlerde çalışan yaklaşık 1 milyona.

- Sokaklarda çeşitli gıda ve ürünleri satan 1 milyon sokak satıcısı...

Kısaca yeni 5 milyon işsize?..

El atması, maddi ve nakdi destek vermesi gerekmez miydi devletin?

HER ŞEY ŞİRKETLERİN BORCUNU ÖDEMEK İÇİN

4.5 milyonluk resmi işsiz rakamına yeni 5 milyon işsiz eklenmişken...

İşsizlik yüzde 30’a dayanmışken...

Nedir bu fatura tahsilat aşkı?

Türkiye hızla sürekli büyüyecek, enerji açığı devasa boyuta ulaşacak hikayesiyle...

Her tarafa elektrik santralleri (HES, termik, rüzgar...) kuruldu. 

Her holding, her büyük inşaat şirketi bu işe girdi.

Üstelik borçla.

Şimdi bunların borçları halkın üzerine kaldı.

Çünkü ihtiyacın çok üzerinde bir kapasite kuruldu. Şimdi elektrik elde kaldı! Üstelik tüm dünyada da enerji fiyatları ucuzlayınca yazan zarar büyük oldu.

Dağıtıcılar da milyarlarca dolara aldıkları ihalelerin paralarını çıkartamaz oldular.

Dolar arttıkça bu şirketlerin döviz cinsinden olan borçları katlandı. Vatandaşın üzerine kaldı.

Sürekli zam, ekstra vergi bu yüzden; salgında bile faturaların salınması da...

Bakmayın siz...

Cumhurbaşkanı’nın son konuşmasında dahi...

“Eğitimden sağlığa, ulaşımdan sanayiye kadar her alanda inşa ettiğimiz güçlü altyapının semeresini alacağımız bir devrimin içindeyiz” demesine...

Borç içindeyiz borç!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa