12 Nisan 2020 00:14

Penceremin önünde

Bir erkek imgesi, karanlık bir sokak ve yerlerde beyaz çizgiler var

Fotoğraf: Pixabay

PAZAR
Paylaş

ALTÜST

Bir salıncakta sallanıyoruz hepimiz. Ayakları yerde ileri geri salınanlar. Ayaklarını keserek yükselmeye çalışanlar. Kolon vurup alabildiğine yükselenler. İp koptuğunda, zincir boşandığında düşen düşene. En üstten başlayarak üst üste. Ezilecek olan en alttakilerin üstüne.

BİNBİR

Bir şarkıcı susturulursa, bin şarkı susar. Binbir şarkı doğar ardından. Susturulamayan.

PENCEREMİN ÖNÜNDE

Penceremin önünden geçiyor tramvay. Gıcırtıyla paslı rayların üstünden vagonlarını sürükleyerek. Geçip gidiyor bana aldırmadan. Duraktayım da yetişemedim ona, yok yok kaçırdım onu diyerek ardından gelecek olanı bekliyorum, gökyüzüne bakarak. İçeriye dönmeden penceremin önünde.

HAZIRLIK

Kışın evlere kapattıkları, bir yazın hazırlığındadır şimdi. Kentin cami avlularıyla alanlarını dolduran güvercinlerin kanat çırpışlarının serinlettiği/serinleteceği derin bir yazın.

KAPALI KUTU

Surlarla çevrili kentimiz. Aşılamayan surlarla. Kırlara çıkan, denizi gören, göğe ağan kapıları var. Gün boyu kapalı olan. Geceleri düşlere açılan.

ALAN

Kentin alanı boşaltıldığında ortasında susan taş bir anıtla tek bir kuş kaldı. Uçmayan.

SABAHSIZ

Dükkanların kepenkleri indirilince içerde kalan mankenler ne yapar karanlıkta? Günler mi, aylar mı kalacakları belirsiz sürekli bir karanlıkta? Sabahsız sürecek olan bir gecenin ortasında?

DİPSİZ

Uçsuz bir göğün altındaki dingin bir denizin ortasındayım. Rüzgara kapılmış bir yelkenlide. Bir başıma. Sürüklenerek kıyısız bir boşluğun ortasında. Dibe vurmadan.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa