Futbol ekonomisi auta çıkınca
Fotoğraf: Envato
Ezelden beridir eleştirilegelen, futbolcu (ve futboldaki saha kenarı bileşenleri) ekonomisinin haksız dönüşümüne dönük, salgın sonrası gidişatın pek de futbolcular lehine olmayacağı çok rahatlıkla öngörülebilir. Burada objektifi yukarıdan aşağıya doğru kaydırdıkça maalesef bizi görünenden, görünenin sunduklarından çok daha vahim bir tablo bekliyor.
Geçtiğimiz günlerde pek çok büyük hacimli ligde ekonomik gelişmeler yaşandı. Evvela, İtalya’dan bahsedebiliriz. Liglerin tamamlanmasına 12 hafta kala liglerin askıya alındığı Serie A’da ilk belirlemelere göre 15 futbolcunun koronavirüs testi pozitif çıkmıştı. Juventus hariç 19 Serie A kulübü futbolcu maaşlarında üçte bir indirim kararı aldı ve dolayısıyla bu durum da İtalyan Futbolcular Birliği tarafından tepkiyle karşılandı. Liglerin iptal edilmemesi durumunda bu kararı kabul etmeyeceğini açıklayan futbolculara henüz bir cevap verilmiş değil. Benzer şekilde, Barcelona’da ise kulüp çalışanları maaş alabilsin diye futbolcular yüzde 70 maaş indirimini kabul etti.
Bizde ise, zaman zaman lig hakkında ‘dışarıdan’ müdahalelerde bulunduğu söylenegelen yayıncı kuruluşun TFF’ye ve kulüplere ödeme yapamayacağını belirttiği iddia ediliyor. Ancak aynı yayıncı kuruluşun, maç yayını yapmadığı dönemde sırf bu vesileyle üyesi olan kullanıcılara herhangi bir faturalandırmama girişimi pek tabii ki bulunmuyor.
Bu gibi münferit olaylar haricinde, futbolun global çaptaki patronu FIFA’dan da tartışmalı birkaç karar geldi. Oyuncu alacakları nedeniyle yapılan başvurular için salgın süresince kulüplere ceza kesilmemesi kararını veren FIFA’nın bu tavrı, UEFA’nın Avrupa kupalarına katılan kulüpler için finansal fair play kurallarını lehte esnetme yaklaşımını fazlasıyla andırıyor. Daha bu kararın dumanı tüterken, FIFA futbol direktörlerinden James Kitching, üçüncü bir transfer döneminin Avrupa ligleri takvimine monte edilebileceğini ‘müjdeledi’.
Yapılanların, yerel bazlı ülke yaklaşımlarından çok da farkı yok. Ekonomik tedbirler adına pek çok ülkenin işçi sınıfı karşıtı kararlar aldığı malumunuz. Zenginin daha zengin kalması (Ve hatta bu krizi tabir-i caizse güç kazanarak atlatması) ancak çalışan sınıfın daha çok çalışsa da daha kötü duruma gelebilmesine olanak tanıyacak yaptırımlar hepimizi sarmalamış durumda. Bundan futbol ekonomisi de payına düşeni hem aldı hem de almaya devam edecek. Üstelik fazlasıyla…
Biz objektifi en tepeden aşağıya doğru indirdiğimiz takdirde bizi bekleyen tablo daha kötü. Tartışmalı The Platform filminden hallice üstelik. Alt liglere inince, zaten maddi olanaklarını ya belediyevari resmi kurumlardan ibaret bellemiş ya da bölgenin hatırı sayılır iş insanlarının ekseninde dönen kulüpler karşımıza çıkıyor. Ekonomik açıdan bakılınca bu iki sınıfın da gitgide daha kötü durumlarla yüz yüze geleceği gerçeği ayan beyan karşımızda duruyor. Haliyle, normal şartlarda ödeme bazında ciddi sıkıntılar yaşayan alt lig kulüplerinin bu ekonomik buhran sonrası daha da sıkıntılarla karşılaşması beklenen senaryodur.
Bu da bizi farklı bir hikayeye itiyor: Futbolu öngörülen süreden çok önce bitirmiş ve hayatını idame ettirebilmek adına pek çok farklı sektöre dağılmış futbol emekçisi.
Üstelik en az “The Platform” kadar gerçek bir senaryo bu!
- İki şehir, tek kader 12 Kasım 2024 04:19
- Camus’ya nazire 05 Kasım 2024 04:00
- Tesadüfen uzatmalar 29 Ekim 2024 04:19
- Bir garip haciz girişimi hikayesi! 22 Ekim 2024 04:17
- Ne ararsanız var: Bir kavga, bir maçtan çekilme 15 Ekim 2024 04:00
- 3 takımdan ani veda 08 Ekim 2024 04:39
- Bir haftada dört kulübün birden adı değişti 01 Ekim 2024 03:50
- AFDK'den yüzyılın skandalı 24 Eylül 2024 03:56
- Başkanın son senesi 17 Eylül 2024 04:48
- AFDK, üç aydır bir fotoğrafı tanıyamadı! 10 Eylül 2024 04:45
- Tuzlaspor ruhu yaşıyor... 03 Eylül 2024 04:01
- Kulüpler için yepyeni bir kazanç kapısı 27 Ağustos 2024 04:37