Virüse karşı mücadele mi, muhalefeti ezme fırsatı mı?
Fotoğraf: DHA
Koronavirüse (Kovid-19) karşı mücadele gibi, doğrudan insan hayatını ilgilendiren bir konudaki seferberlik durumu bile, Erdoğan ve kliğinin “tek parti tek adam yönetimi”nin inşasından geri adım atmasını getirmedi. Tersine Erdoğan yönetimi, geçen süre içinde, koronavirüse karşı mücadelenin faturasını işçi sınıfı ve halka çıkarmaya çalışırken siyasi faturasını da muhalefete yıkarak aşma amacı doğrultusunda, dumanlı havadan da yararlanarak, daha hızılı adımlar atıyor.
Nitekim fabrikalardan Evrensel’e gelen mektup ve haberler de gösteriyor ki, işçiler koronavirüs cehenneminde çalışmaya zorlanıyor. Ki, sorunun bu yanına yarın değineceğiz.
Bugün ise, koronavirüse karşı mücadelenin siyasi faturasının muhalefete özellikle de muhalefetin merkezi gücünü oluşturan CHP’li belediyelere çıkarılması için yapılan girişimlere değinmek istiyoruz.
İKTİDAR PARTİZANLIKTA PERVA TANIMIYOR
Mart ayı sonunda İstanbul başta olmak üzere 11 CHP’li büyükşehir belediyesinin koronavirüse karşı mücadele için başlattıkları bağış kampanyası üzerine başlayan baskılar, cuma günü İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Yavaş hakkında soruşturma açılmasıyla yeni bir aşamaya geçti.
Ama bu arada, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve Odunpazarı Belediyesi ile Antalya-Muratpaşa Belediyesinin yıllardır sürdürdükleri, yoksul ailelere sıcak yemek dağıtımı da yasaklandı. Geçtiğimiz cuma günü ise Mersin Büyükşehir Belediyesinin yoksul ailelere ücretsiz ekmek dağıtması valilik tarafından yasaklandı. En son İstanbul-Kadıköy Belediyesi bandosunun, 23 Nisan vesilesiyle yapmayı planladığı seyircisiz konser yasaklandı.
Tabii bu arada Konya, Kayseri gibi AKP’li belediyelerin bağış kampanyası düzenlemesi, bazı kentlerde AKP il ve ilçe örgütlerinin stant açıp maske dağıtması ya da bazı yandaş vakıfların, AKP örgütlerinin devletin yardımlarını kendilerinin yardımlarıymış gibi dağıtması eksik olmadı.
YAPILAN BASİT BİR PARTİZANLIK DEĞİL
Elbette ki iktidarın muhalif belediyelere karşı yaptıkları, partizanlıktır. Üstelik devlet gücünü sınırsız bir biçimde kullanan bir partizanlıktır. Koronavirüs salgını gibi öldürücü bir ortamda bunun, ne toplumsal bir meşruiyeti ne de siyasi ahlak açısından savunulabilir bir yanı elbette yoktur.
Nitekim gerek belediye başkan ve yöneticileri gerekse CHP ve öteki muhalefet partileri de bunu söylemektedir. Dahası Erdoğan yönetiminin bu girişimleri Trump’ın ABD’de ‘Demokratların’ valileriyle giriştiği polemiklerle kıyaslanarak “Siz de Trump gibisiniz” denilmekte, Trump’ı sevmeyenlerin yüreklerine su serpilmektedir. Çünkü evet, Trump da utanç verici bir partizanlık yapmaktadır.
Türkiye’de iktidarın ucundan kıyısından tutan herkes partizanlık yapmaya çok hevesli olagelmiştir. Ancak bugün karşı karşıya olduğumuz sıradan bir “partizanlık” değildir. Bugün tek adam yönetiminin partizanlığı, muhalefeti etkisizleştirerek teorik olarak bile iktidar seçeneği olmaktan çıkarma amacına yönelik, siyasetin “tek adam”ın “tek partisi”nin faaliyetine dönüştürüldüğü, diğer partilerin de bu siyasi hegemonyaya boyun eğdiği bir siyasi ortamı amaçlayan partizanlıktır. Bu amaç için de her yol mübahtır!
‘TEK ADAM’ SEÇİM SONUCUNU ÖNCEDEN BİLDİĞİ BİR SİYASİ DÜZEN İSTİYOR
Son yerel seçim, nasıl ki muhalefetin yerel seçimler üstünden iktidar olma seçeneğini canlandırmışsa, tek adam yönetimi için de “Muhalefeti ezme”nin yolunu işaret etmiştir. O yol da muhalefeti, kazandığı büyük şehirlerde itibarsızlaştırıp başarısız kılmaktan geçmektedir!
Bunu HDP’li belediyelerde “Kayyum atayarak”, belediye başkan ve yöneticilerini tutuklayarak yaparken; batı illerinde muhalif belediye başkanları ve yönetimleri üstündeki merkezi baskıyı artırarak, hizmet vermelerini önleyerek, belediye başkan ve yöneticileri hakkında soruşturmalar açarak yapmak istemektedir. Tabii batıdaki belediyelere de “Kayyum atayacak” bir ortam oluşturmak için elindeki her imkanı kullanmaktadır.
Bu yüzden de; iktidarın yerel yönetimlere karşı giriştiği baskılar karşısında, muhalefet sözcülerinin bu uygulamaları, “Vatandaş bunun hesabını sandıkta soracaktır”a havale etmesi, olup bitenler ve arkasındaki gerçekleri pek de anlamadıklarını göstermektedir.
Çünkü, artık az çok belli kuralları olan ve oy çokluğunun son sözü söylediği hiçbir seçimi kazanamayacağını AKP de bilmektedir. Bu yüzden de bundan sonraki seçimlerin bundan önceki seçimler kadar bile (Bir miktar hile hurda olsa ya da bazen “Atı alan Üsküdar’ı geçse” de), sonucunu oy sayımının belirlediği seçimler olacağını var saymak aşırı iyimser bir beklentidir.
Tersine “tek adam yönetimi”, girdiği her seçimi, sonucunu önceden bildiği bir seçime dönüştürmek için elindeki resmi-gayriresmi, yasal-yasal olmayan her imkanı kullanmaktan imtina etmeyecektir! Bunun işaretlerini de veriyor.
Bu yüzden de muhalefeti iktidar seçeneği olmaktan çıkaran bir siyasi ortamın inşa edilip sürdürülmesinin, tek adam yönetimi ve arkasındaki siyasi ve egemen güç odaklarının başlıca amacı olacağını söylemek gerçeği ifade etmek olacaktır. Muhalefet partileri, demokrasi güçleri, aydınlar, ilerici demokrat güçler de bunu bilen ve gereğini yapan bir çizgiden siyaset yapmak durumundadır.
- Yığınların siyasete müdahalesi için... 19 Ocak 2025 04:46
- 2025 yılı emek yılı olacağını gösteren önemli işaretlerle başladı 12 Ocak 2025 04:53
- Tartışmalar "Sadece Türkiye’nin Kürt sorununun demokratik çözümü" kapsamını aşıyor 05 Ocak 2025 04:58
- 2025'in emek, barış ve özgürlük yılı olması dileği ile... 31 Aralık 2024 06:59
- Ülkemiz işçi emekçileri 2025'i emek yılı yapacak güce ve deneyime sahiptir! 28 Aralık 2024 06:16
- Asgari ücretli işçinin grev hakkıyla da donatılmış yeni bir mekanizma talebiyle mücadeleye! 24 Aralık 2024 16:44
- Son iki haftada oluşan Suriye haritası neyi gösteriyor? 12 Aralık 2024 04:45
- Asgari ücret miktarı, AÜTK'ye bırakılamayacak kadar ciddi ve önemli taleptir! 08 Aralık 2024 04:44
- Suriye'de çıkar peşindeki herkes operasyonun içinde ama kimse rolünü kabul etmiyor 05 Aralık 2024 06:45
- Eğer ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’se... 01 Aralık 2024 04:54
- İşçilerin özelleştirmeye karşı cepheden ‘hayır’ demekten başka bir seçeneği yok! 27 Kasım 2024 06:55
- Tek adam yönetiminin ülkeyi nereye getirdiğinin bir haftaya sığan fotoğrafıdır! 24 Kasım 2024 04:47