Sağlıkta dönüşüm: COVID-19
Hükümet ‘PTT ile maske gönderme’ kararını açıkladığında, haklı olarak eczacı odaları ‘Biz ne güne duruyoruz’ dediler. Birçok belediye ‘Her ne kadar bağış toplamamızı yasaklasanız, ücretsiz ekmek dağıtmamızı yasaklayıp, ücretsiz yemek dağıtan belediye aşevlerini kapatsanız’ da biz maske dağıtmaya talibiz dediler. Ama Sağlık Bakanlığı dönüp de ‘Bizim bir aile hekimliği sistemimiz vardı neden onlara göndermiyoruz’ diyemedi, demedi. Diyemez, çünkü koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyen sağlık ocaklarını kapatıp yerine kurdukları aile hekimliği modeli, ziyadesiyle tedavi edici sağlık hizmet sunumuna eklemlenmiş bir modeldir. COVID-19 bize bu sistemin çöküşünün bir suretini gösterdi.
Sağlık ocaklarının kapatılıp aile hekimliği modeline geçiş ile SSK’nin devrolması ve Genel Sağlık Sigortası’na (GSS) geçiş süreci aynı tarihe rastlar: 2005-2006. Üzerinden 15 yıl geçse de GSS’nin uygulanamazlığını ve risklerini çok açık gösterdi COVID-19. ‘SGK primini ödeyemeyen milyonların sağlık hizmetinden yararlanamayacağı’ hükmünü bir kez daha uygulayamıyor hükümet. Sıkıysa uygulasın: COVID-19 ‘biyolojik silah’ misali koca ülkeyi vurur. Denebilir ki primini ödeyemeyen milyonları sağlık hizmetinden muaf tutan her anlayış halka, ülkeye dönük bir iç silahtır ve öldürücüdür. Zaten iktidar şu an acil sağlık hizmetlerine ulaşılabilirliği mümkün ve ücretsiz kılarak bu gerçeğin doğruluğunu pratikte kabul etmiştir. Şimdi yapılması gereken yasal düzenlemeleri gecikmeden kamuoyu önünde tartışmak. Misal, şimdi GSS yasasında yer alan “prim temelli” sözünü ‘vergi temelli’ olarak değiştirmekle başlanabilir işe. Emek örgütlerinin, sağlık meslek oda ve sendikalarının bu çağrıya öncülük etmesinde yarar var.
‘Sağlıkta Dönüşüm’ programının sacayaklarından birisi de sağlıkta özelleştirmelerdi. COVID-19 pandemisi bunun olağandışı dönemlerde sağlıkta en önemli karadeliklerden birisi olduğunu gösterdi. Pandemi sonrası çok sayıda hekim ve hemşire özel sağlık kuruluşlarından ya çıkartıldı ya da ücretsiz izne ayrıldılar. Ama dünyanın başka ülkelerinde tıp son sınıf öğrencileri bile hekim olarak çalıştırılmaya başlandı. Demek ki salgın döneminde temel cümle sağlıkçılar kritik öneme haiz. Bunun tersini iddia eden ne iktidar ne muhalefet odağı yok. Yüz binler ölümcül bir hastalığın kıyısında soluk almakta zorlanır ve koca ülke eve hapsolmuşken özel sektörün kâr hırsı sağlık çalışanlarını eve ve işsizliğe hapsetti. Oysa her birine ülkenin sonsuz gereksinimi var. Bu vesile ile sağlıkta özelleştirmeler yeniden gözden geçirilmelidir.
Gelelim şehir hastanelerine yani tek parça, devasa yatay ve dikey hastane modeline. COVID-19 yeni bir mimari bağlamında olağan dışı durumlarda işlevsel hastane mimarisi ihtiyacını gözler önüne serdi. Sizi hiç, herhangi bir ülkede bu salgın vesilesiyle gökdelen hastane modeli duydunuz mu? Bu pandemi şehir hastanelerinin bir hata olduğunun ipuçlarını sunuyor ve Sağlık Bakanlığı her ne kadar ifade etmese de durumun farkında. Öyleyse yanlıştan dönmek için gereğini yapmak gerekiyor.
Yıllarca sağlık meslek örgütleri başta olmak üzere; sendikalar, kitle örgütleri ve birçok siyasi parti, hükümetin uygulayageldiği neoliberal sağlık politikalarının yanlışlığını dile getirdi. İşte bu politikalar İngiltere, ABD gibi ülkeleri ölümlerle sınadı.
COVID-19 pandemisinin gösterdiği üzere, hükümetin uyguladığı ‘Sağlıkta Dönüşüm’ programı gerek sağlıkta özelleştirmeler, gerek sağlık ocaklarının kapatılıp aile hekimliği modeline geçiş, gerekse Genel Sağlık Sigortası’nın vergi temelli değil de prim temelli yani parası olan için mümkün kılınması ve yine şehir hastaneleri modeli bağlamında çatırdamıştır. Hasılı, ‘toplumcu tıp’ anlayışı vazgeçilmezdir ve gereği yapılmalıdır.
Sağlıcakla kalın.
- Barış kokusu: Ege denizi 09 Aralık 2024 04:53
- İnsandan inşaata demir eksikliği 02 Aralık 2024 04:48
- Bir davayı seyretmek: Başka bir sağlık sistemi mümkün 25 Kasım 2024 04:43
- Kırmızı kurdele: AIDS ve çocuk 18 Kasım 2024 04:04
- Hekim grevleri tüm dünyada tarihsel bir eşikte 11 Kasım 2024 04:50
- Özelleştirme yolunda aile hekimliği ya da sağlık hakkımız 04 Kasım 2024 04:11
- 2025 ya da sağlık: Yeni sağlık bütçesinin ipuçları 28 Ekim 2024 04:35
- Sağlıkta kayıp kuşak: 0-23 yaş arası ve AKP'li yıllar 21 Ekim 2024 04:53
- Hangi antidepresan bize eşitlik, özgürlük, adalet getirebilir ki! 14 Ekim 2024 04:00
- Koruyucu sağlık hizmetleri: Önlenebilir her ölüm cinayettir 07 Ekim 2024 04:55
- Koku ve hafıza 30 Eylül 2024 04:26
- Yapay zeka insan haklarından neden korkar? (1) 23 Eylül 2024 04:29