Çarklar yeniden dönsün diye

Yürek paralayan trajik görüntülere alıştığımız, can kayıplarını kanıksadığımız tuhaf zamanlardan geçiyoruz. İlk ve tek Kovid-19 vakasının açıklanıp ülkece dehşete kapılmamızın üzerinden yaklaşık 1.5 ay geçtikten sonra günlük can kaybı sayısının 130’lu rakamlardan 110’lu rakamlara inmesini neredeyse sevinç gösterileriyle karşılayacak hale geldik... 1.5 aylık sürede insanlığımıza ancak bu kadar yabancılaşabilirdik…

Oysa biliyoruz ki bütün olup bitenler öngörülebilen, dolayısıyla önlemi alınabilecek gelişmelerdi. Salgının bu denli yayılması da, can kayıpları da kaçınılmaz olgular değildi. Tabii bilimin söylediklerine kulak verilip o doğrultuda hareket edilseydi. Ne var ki dünyaya hakim olan toplumsal düzenin öncelikleri arasında, bilimin söylediklerinin gereğini yapmak bir yana, doğa ve insan sağlığını korumak gibi bir hedef de yer almıyor. En büyük ve öncelikli dert, ekonomi…

Şimdi hayatın bazı alanlarında çarklar tamamen durmuş, bazı alanlarında ise önemli ölçüde yavaşlamış durumda. Lakin ekonomi, para, rant, kâr odaklı düzenin, çarkların uzun süreli durmasına tahammülü yok. Dünyanın dört bir yanında sermaye sahipleri, zihinsel kapasiteleri vasatı aşmayan aymaz destekçileriyle birlikte salgına karşı yürürlüğe sokulan kısıtlamaların kaldırılması ya da gevşetilmesi yönünde hükümetler üzerinde baskı yaratmaya çalışıyor. Hayat onların anladığı/arzuladığı anlamda normale dönsün ve kaldıkları yerden -para- kazanmaya devam edebilsinler diye…

Futbolun devasa ekonomi çarkı da salgın karşısında çaresiz kalarak duranlar arasında. Buna karşılık Avrupa futbolunun en üst karar organı UEFA, birliğe üye 55 ülkenin federasyonlarıyla gerçekleştirdiği toplantı sonucunda liglerin ve kupa maçlarının tamamlanması yönünde güçlü bir tavsiyede bulundu.

Tabii çarkların bu kadar uzun süreli durması ilk kez başlarına geliyor. Hiç alışık olmadıkları bir durum. Onlar, paranın şelale gibi kesintisiz akmasına alışkınlar. Devasa bütçelerden ve bu bütçe içinde transfere ayrılan, telaffuzu dahi zor miktardaki paralardan “gururla” söz ettikleri zamanları çok özledikleri belli...

Para akışının kesilmesine görüldüğü gibi en fazla birkaç ay dayanabiliyorlar. Bu birkaç ayın ardından ise salgın hastalık her gün binlerce can almayı sürdürmesine karşın, oyunun emekçi unsurlarıyla dayanışma modelleri değil, liglerin tamamlanması adına türlü organizasyon formülleri gündeme taşınmaya başlıyor.

İnsanların bir kısmı kelimenin tam anlamıyla salgından kırılır, bir kısmı da bulaş riski altında endişeyle yaşamaya çalışırken futbol maçlarının oynanması elzem mi? İnsanlık bu süreçte futboldan uzak duramaz mı? Kime, ne kazandıracak maçlar?

İnsanlığa ve virüse karşı verilen mücadeleye bir katkısı olmayacağı kesin. Tam tersine, böyle bir durumda pek çok yalıtım ve hijyen kuralı zorunlu olarak ihlal edileceğinden salgın ateşinin körüklenmesi riski hayli yüksek. Diğer yandan, oyunu devam ettirmek üzere üretilecek formüllerin, federasyonlara, kulüplere, yayıncı kuruluşa, sponsor şirketlere kaldıkları yerden kazanmaya devam etmelerini sağlayacak düzenlemeler içereceğinden şüphe edilmez. Ve elbette oyuncuların, teknik kadroların, seyircilerin sağlığı ve güvenliği ile ilgili önlemlerin ancak yan unsur olarak ele alınacağından da…

Zaten oyuncular, teknik ekipler, seyirciler ile ilgili bir duyarlılık söz konusu olsaydı maçların oynanması gibi bir düşüncenin şu aşamada akıllara bile gelmemesi gerekirdi…

Bütün bu yaşadıklarımızın ardından daha net bir şekilde anladığımız ve herkes tarafından anlaşılmasını umut ettiğimiz olgu ise bu tür virüs bulaşmalarının -salgın hastalığa dönüşmeden- hakkından gelebilmenin, ekonomi değil, doğa/insan odaklı bir toplumsal düzen pratiğiyle mümkün olabileceği gerçeği…

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!

Peşkeşe ‘dur’ de!

Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et