23 Nisan 2020 20:59

Virüsle mücadele günlerinde 1 Mayıs’a giderken...

Fabrikada çalışan işçiler

Fotoğraf: AA

Paylaş

İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü 1 Mayıs’a bir hafta kaldı.

1 Mayıslar ülkemizde, bir güne sığan bir “gösteri günü” olarak değil, öncesi sonrasıyla iki üç haftaya yayılan, fabrika ve atölyelerden hizmet kurumlarına, sendikalar, emek ve meslek örgütlerinden gençlik ve kadınların ileri kesimlerine, çeşitli türden derneklere kadar kendi geleceklerini işçi sınıfının ve 1 Mayıs’ın şahsında temsil olunan değerlerde bulan geniş emekçi kesimler tarafından kutlanagelmiştir.

1 Mayıs’a gelen hafta (hatta haftalar) boyunca yapılan etkinliklerdeki tartışmalar, bir yandan 1 Mayıs değerlerinin (enternasyonalizm, birlik, dayanışma ve mücadele) işçiler arasında yaygınlaştırılmasına öte yandan 1 Mayıs’ın hangi somut ve sıcak talepler öne çıkarılarak nerede, nasıl, hangi biçimdeki eylemlerle kutlanacağına kadar varıyordu.

İŞYERİNDE VE SOSYAL MEDYADA KUTLAMA

Ama bu yıl 1 Mayıs, koronavirüsle mücadele önlemleri nedeniyle, alışık olunan kitlesel nitelikte herhangi bir etkinlik yapılmadan kutlanacak. Çünkü kitlesel bir araya gelişlerin ve az sayıda kişinin bile “güvenli fiziki mesafe”den daha yakın olmasının yasak olduğu koşullarda kutlanacak.

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin başını çektiği çeşitli emek ve meslek örgütlerinin, emekten yana, 1 Mayıs değerlerine yakınlık duyan siyasi parti ve çevrelerin de destek verdiği kutlamaların bu yıl sosyal medyanın da yoğun bir biçimde kullanılarak yapılacağı anlaşılmaktadır. Bunu önceki gün kamuoyuna duyurulan DİSK, KESK, TTB, TMMOB’nin ortak açıklamasından ve bu çağrıya yanıt veren çeşitli siyasi parti ve çevrelerin açıklamalarından anlıyoruz.

Öte yandan milyonlarca işçinin, koronavirüs salgınına rağmen, canı pahasına çalışmaya zorlandığını biliyoruz. Sokağa çıkma yasağının “Herkese uygulandığı”nın söylendiği günlerde bile işçilerin “herkesin dışında” tutulduğunu, hatta son haftalarda olağan zamanlardakinden bile daha uzun süre ve daha ağır koşullarda çalışmaya zorlandığını da biliyoruz.

Bu nedenle 1 Mayıs değerlerini işçiler arasında tartıştırmak sadece sosyal medyayla sınırlanamaz. Patronların ve hükümetlerinin işçiyi nasıl bir “şey” olarak gördüklerini şu günlerde daha açıkça görüyoruz. Bu yüzden de geniş işçi yığınları arasında bu konunun tartışılması, kapitalist sistemin “kâr” ile “işçinin hayatını” aynı terazide tarttığını, bu terazide kârın her zaman ağır geldiğini ve işçinin hayatını hiç umursamadığını işçilerin anlaması bugün daha da olanaklı ve önemli hale gelmiştir.

Bu tartışma ve çalışmaların iş yerlerinde doğrudan işçiler arasında yapılması ve fabrika bahçesi, yemekhane gibi işçilerin belirli bir “güvenli mesafeyi” koruyabilecekleri alanlarda konfederasyon ve emek örgütlerinin, olmadı kendi yazdıkları bildirilerin okunması, günün anlamına uygun konuşmaların yapılması, 2020 1 Mayıs’ının belirleyici özelliklerinden olacaktır.

SALGININ VE KRİZİN YÜKÜNÜ REDDETME TALEPLERİ 

2020 1 Mayıs’ını, bütün eski 1 Mayıslardan ayıran özellik, dünya çapında yaşanan salgın koşullarında kutlanmasıdır. Bu salgın, ülkemizde, işçi ve emekçilerin yaşam ve çalışma koşullarının çok ağırlaştığı, işsizliğin olağanüstü bir sorun haline geldiği, krizin faturasının işçilere, emekçilere çıkarılması için ciddi adımların atıldığı bir dönemde patlak vermiştir.

Bu yüzden de pandemi etrafında tarif edilen; “İşten çıkarmaların yasaklanması”, “ücretsiz izinler” yerine “Ücretli izinlerin geçirilmesi”, zorunlu alanlar dışında üretim ve hizmetin durdurulması, çalışılan yerlerde işçilere gerekli korumanın sağlanması gibi talepler, aynı zamanda krizin yükünü reddetme mücadelesinin talepleri olarak görülmelidir. Çünkü patronlar, koronavirüs önlemlerini bahane ederek yalnızlaştırıp kokuttuğu işçiye ne isterse onu kabul ettireceğini düşünmektedir. Bu nedenle salgına karşı mücadele, işçi sınıfının birlik ve mücadele gücünü artıracak bir tutumla ele alındığı ölçüde anlam kazanacaktır.

KONFEDERASYONLAR BUGÜNLERDE DE BİRLEŞMEZSE...

1 Mayıs’ın tarihi, bir “İşçi Bayramı” olarak 1 Mayıs’ın sendikalar tarafından kutlanageldiğini göstermektedir. Ancak ülkemizde sendikal mücadelenin işçilerin patrona karşı mücadelesini birleştirmekten çok bürokratik ve iş birlikçi sendikal anlayışın egemen olmasına paralel olarak, sendikaları 1 Mayıslar bile bir araya getirememektedir.

Nitekim son yıllarda her konfederasyonun ayrı bir kentte kutladığı 1 Mayıslar oldu. Koronavirüse karşı mücadelenin oluşturduğu ağır ortam bile, sendikal konfederasyonların bir araya gelerek ortak bir 1 Mayıs bildirisiyle taleplerini ilan etmesini sağlayamadı. Oysa DİSK, KESK, TMMOB, TTB’nin açıkladığı talepler Türk-İş ve Hak-İş’in belirlediği taleplerden ne kadar farklı olabilir ki? Olsa bile bunlar giderilemez mi?

Umalım ki, 1 Mayıs ve değerleri, Türk-İş başta olmak üzere işçi ve kamu emekçisi konfederasyonları ve bağlı sendikalar için tutumlarının anlamını değerlendirmek için bir vesile olur!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa