Bizim egemenliğimiz
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/160526.jpg)
Fotoğraf: Pixabay
BATAK
Altın kumlar, kara, çamura dönüşür denizin bittiği yerde. Bir lağım kokusu fışkırır kıyıya vurmuş ölü balıklardan. Pelteleşmiş denizanalarıyla çürüyen yosunlardan. Güneşin kavurduğu bir kıyıda.
TAŞ DUVAR
Duvarlar var aramızda. Taş duvarlar. Güneş yükselmedikçe gölgesi yüzümüze vuran. Duvarlar var aramızda. Taş duvarlar. Yıkmadıkça ağırlığı üstümüzden kalkmayan.
TAŞ TAŞA KARŞI
Taşları üst üste koyanlar ördü duvarları. Taşları fırlatanlar yıkacaktır onları.
KURU KURUYA
Egemenliğin halkın olduğu söylenir. Kayıtsız, şartsız hem de. Yasalar da öyle. Aslında paranın, para babalarının egemen olduğu/oluşu her şeye. Söylenmeden/söyletilmeden. Şenlik parıltıları içinde kutlanır her yıl. Kuru kuruya seyredilerek/seyrettirilerek.
ÇOĞULLUK
Egemenlik diyorlar ya… İşsizliğin, yokluğun, yoksulluğun, açlığın egemenliği mi; özgürsüzlüğün, eşitsizliğin, adaletsizliğin, haksızlığın egemenliği mi yoksa? Hangisi? Sanırım hepsi. Halkın egemenliği. Çoğuldur halk çünkü.
BİZİM EGEMENLİĞİMİZ
Güneştir egemenlik. Sıcak ekmeği bölüşür gibi aydınlığı bölüşüldüğünde. Üretip yaratan özgürlüğün şarkılarını hep birlikte barış içinde söylediğimizde.
ZAMAN
Birbirini kovalayan saat rakkasları gibi sürüyor zaman. Durmamacasına birbirini kovalayıp yakalayamadıklarından.
Evrensel'i Takip Et