Yalan propagandaya ve muhalefeti tasfiye etme gayretlerine devam!
Fotoğraf: Murat Kula/AA
Artık gelenek oldu! Her pazartesi günü bakanlarıyla internet üstünden toplantı yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantı sonrasında kameraların karşısına geçip açıklamalarda bulunuyor.
Bu açıklamalar, dört hafta kadar önce, pandemi ve dünyanın içinden geçtiği süreç dikkate alınarak “Ulusa Sesleniş” olarak sunulduysa da, kısa süre sonra anlaşıldı ki bu “seslenişler”, Cumhurbaşkanı’nın tüm ulusa seslenişi değil, tersine son yıllarda girilen “ayrıştırmacı”, “biz” ve “karşımızdakiler” bölünmesi üstünden “yandaşa sesleniş”lerdir.
Geçtiğimiz pazartesi günü de Cumhurbaşkanı, önce haftalardır her vesileyle yaptığı gibi-doğrudan “kendi görevi” olarak ilan ettiği maskeyi bile bir aydır dağıtamamışken- virüse karşı yürütülen mücadeleyle ilgili övünmelerini, dozunu artırarak sürdürdü.
Sanki, resmen de kabul edilen yüz bini aşan vaka ve şimdiden üç bine dayanan ölümler azmış gibi! Ki burada, “Tespit edilen vaka sayısı kadar da henüz tespit edilmemiş vakanın olabileceği”nin bizzat Bilim Kurulu üyeleri tarafından açıklanmış olmasından, ölümlerin de açıklanandan çok daha yüksek olduğu konusunda ciddi kanıtların öne sürülmesinden hiç söz etmiyoruz bile!
MİLYONLARCA T.C. VATANDAŞI NEDEN ONLARCA ÜLKEYE SAÇILMIŞTIR?
Ailesi ile birlikte İsveç’te yaşan bir T.C. vatandaşının ambulans uçakla Türkiye’ye getirilmesi ya da eğitim, iş bulmak, ticaret yapmak, kendilerine ve çocuklarına güvenli bir gelecek sağlamak için onlarca ülkeye savrulmuş vatandaşların bazılarının, pandemi sürecinde yaşadıkları sıkıntılardan dolayı kaldıkları ülkelerden uçaklarla getirilmesi, “Kusursuz bir askeri operasyon” gibi senaryolar üretilerek propaganda malzemesi ediliyor.Tabii, örneğin bütün ailesiyle İsveç’e giden koronavirüs hastasının neden İsveç’e gittiği, gitmek zorunda kaldığını hiç sorgulamadan! Elli küsur ülkeye gitmek zorunda kalan ve şimdi uçaklarla getirildiği söylenen 25 bin dolayındaki T.C. vatandaşının, neden kendi ülkesinde mutlu-mesut yaşamak yerine binlerce kilometre ötedeki onlarca ülkeye saçılıp, oralarda kedilerine ve çocuklarına güvenli bir gelecek aramak zorunda bırakıldıklarını sorup sorgulamadan!
Çünkü bu sorgulama yapılırsa, AKP propagandasının tamamen yalan olduğu; yandaşların İBB’nin Mersin’den 100 ton limon alıp İstanbul’da dağıtmasını CHP’nin bu limonu “yandaş stokçular”dan aldığını göstermek için “kurgu haber” yapması kadar; bir “kurgu propaganda” olduğu ortaya çıkacaktır.
KUYRUKLARIN ARKASINDAKİ POLİTİKAYI GÖRMEK ÖNEMLİ
Yandaş propaganda, PTT ve İŞKUR önündeki kuyruklara da çok öfkeleniyor; gürgüsüzlükle, cehaletle, bilgisizlikle suçluyor; vatandaşın kendisiyle ilgili sorunlar olarak gösteriyor. Yoksa onlara göre hükümetin idarenin, halka hizmette bir yanlışı yoktur!
Oysa bu kuyruklar; önceki iktidarlarla da ilgilidir ama daha çok da AKP’nin son 18 yılda derinleştirdiği yoksulluk ve işsizliğin halkın gırtlağına kadar çıkmış olmasındandır. Çünkü bu kuyrukların en dramatik olanı, sekiz milyondan fazla aileyi, şu pandemi günlerinde can derdini unutturarak 1000 TL için kuyruğa sokan yokluk-yoksulluk ve bunun sebebi olan ekonomik politikalardır.
Cumhurbaşkanı son konuşmasında; “4.2 milyon vatandaşa 1000 TL verdik, 4 milyondan çok da yeni başvuru var” diyerek, aslında halkın geçim derdinden kendisini sorumlu gören her hükümetin utanması gereken bu tabloyu, bir övünç meselesi yapmaktadır! Sanki bu tablo başka ülkelerde oluşuyormuş da Erdoğan ve hükümeti de onların hayatını bir nebze de olsa kolaylaştırmak için yardım ediyormuş gibi! Oysa burada asıl sorgulanması gereken; 21. yüzyılda bu ülkede hâlâ en az 8 milyon ailenin fertlerinin, bir kereye mahsus verilecek 1000 TL için hayatının tehlikeye girmesini göze alarak kuyruğa giren bir yoksulluğa itilmiş olmasıdır!
Bu sorgulama olmadan, ne 1000 TL’yi sanki kendi cebinden veriyormuş gibi yoksulların başına kakanların kim olduğunu ne de bu yoksulluğun gerçek nedenini anlamak olanaklıdır.
VİRÜSLE MÜCADELE BAHANE, AMAÇ MUHALEFETİ TASFİYE!
Pazartesi akşamı yaptığı konuşmada Erdoğan, koronavirüse karşı mücadelede bir hafta önce söylediklerini yineledikten sonra, geri kalan zamanı CHP’ye (ve muhalefete) yüklenmeye ayırdı.
CHP’li belediyelerin yardım dağıtma faaliyetlerini yine ayrı baş çekme ve partizanlık olarak suçladıktan sonra, CHP İstanbul İl Başkanı ve Üsküdar İlçe Başkanı’na kadar götürdü suçlamalarını. Çünkü bunlar Cumhurbaşkanının İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un adresini deşifre etmişler, yalan haber yapmışlar!..
Adana Belediyesinin virüsle mücadelede bir “Sahra hastanesi kurma hazırlığı”nı da “Ayrı baş çekme”nin ve kamuoyunu aldatmanın bir örneği olarak göstermeyi bu kez de unutmayan Cumhurbaşkanı, Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın salgının nedeni olarak “Zina ve eşcinselliğin yaygınlaşmasını” gösteren “cuma hutbesi”ne de bir “İhvancı”nın savunacağı çizgiden sahip çıktı.
Virüs sonrası gelişmelerin muhalefeti tasfiye edeceğini öne süren Erdoğan, aslında sadece geleceğe dair bir kestirmede bulunmadığını, aynı zamanda virüsle mücadeleyi “muhalefetle mücadele” ile aynileştirerek, “tek adam tek parti” yönetiminin “tek parti” boyutunda kalıcı adımlar atmayı amaçladığını açıkça ifade etmiş oldu.
Yoksa koca Cumhurbaşkanı, böyle bir pandemi döneminde, onca işi arasında, CHP’nin belediye başkanları, il ve ilçe başkanlarıyla neden böyle uğraşsın ki?
- Tartışmalar "Sadece Türkiye’nin Kürt sorununun demokratik çözümü" kapsamını aşıyor 05 Ocak 2025 04:58
- 2025'in emek, barış ve özgürlük yılı olması dileği ile... 31 Aralık 2024 06:59
- Ülkemiz işçi emekçileri 2025'i emek yılı yapacak güce ve deneyime sahiptir! 28 Aralık 2024 06:16
- Asgari ücretli işçinin grev hakkıyla da donatılmış yeni bir mekanizma talebiyle mücadeleye! 24 Aralık 2024 16:44
- Son iki haftada oluşan Suriye haritası neyi gösteriyor? 12 Aralık 2024 04:45
- Asgari ücret miktarı, AÜTK'ye bırakılamayacak kadar ciddi ve önemli taleptir! 08 Aralık 2024 04:44
- Suriye'de çıkar peşindeki herkes operasyonun içinde ama kimse rolünü kabul etmiyor 05 Aralık 2024 06:45
- Eğer ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’se... 01 Aralık 2024 04:54
- İşçilerin özelleştirmeye karşı cepheden ‘hayır’ demekten başka bir seçeneği yok! 27 Kasım 2024 06:55
- Tek adam yönetiminin ülkeyi nereye getirdiğinin bir haftaya sığan fotoğrafıdır! 24 Kasım 2024 04:47
- Bakan Tekin ve arkasındakiler laikliğe cepheden savaş açan bir konumdadır! 21 Kasım 2024 04:52
- İktidar 'iç cepheyi güçlendirmek' istiyor, emek ve demokrasi güçleri ise 'birleşik mücadele' diyor 17 Kasım 2024 04:44