LGS ve YKS: Zaman ve zamanlama maddi nitelikli bir sorundur, rejim sorunudur ve toplum olma sorunudur
Fotoğraf: Pxhere
Hepimiz hop oturup hop kalkmıyoruz, maalesef alıştık, hemen her gün… büyük bir merak, heyecan ve kaygıyla bir gece yarısı, bir şafak vakti, kuşluk vakti, günün herhangi bir saati ve herhangi bir konuda yine neyle karşılaşacağımızı bekler olduk.
Sağlık Bakanı çıkıyor. Milli Eğitim Bakanı çıkıyor, Milli Savunma Bakanı çıkıyor, YÖK Başkanı çıkıyor, kimin çıkıp indiğini de artık şaşırıyoruz ya neyse, mart, nisan, mayıs, haziran… veya yılın herhangi bir mevsim ve zamanı… “Bunun olup olmayacağı ve zamanına başkan/reis karar verecek” diyor, takdir onun.
Zamanı hazirandan temmuza çektim diyor bir gün. Diğer gün tekrar hazirana.
Bununla yetinmiyor başkan veya reis. Lisans puan sınırını 180’den 170’e çektim diyor. Üstelik sınav süresini de 30 dakika uzattım.
Bunlar bu sene böyle. Seneye reis veya Allah kerim.
Tatil günleri sokağa çıkılmayacak. Ne farkı varsa öbür gün sokağa çıkılacak. Resmi bayramlar sokak yasak. Resmi ve dini bayram, onu da vakti gelince karar veririz.
Maske satışı yasak. Maske satışı serbest.
Bir gün Suriyeliler Yunanistan sınırında, diğer gün Gaziantep’te soluğu alıyor.
Turizm kentlerine virüs uğramıyor sanki, onlar karantina dışına çıkarılıyor.
Her ne ise o işte. Reis ne söylerse o. Zaman reise göre tayin ediliyor, bizzat reis tayin ediyor.
Takdir Allah’tan, gıybet ve uymak halktan sayılıyor.
Reis niye öyle söylüyor, Tanrı niye öyle takdir ediyor?
ZAMAN VE ZAMANLAMA MESELESİ…
Fikret Kızılok’un “Zaman Zaman” şiir ve şarkı sözleri şöyle başlayıp devam ediyor: “Bir gün olsun unutunca/ dışımda kalıyorsun/ oysa seni düşününce/ içime sığmıyorsun// Zaman zaman zaman zaman mmmm o zaman/ Zaman zaman zaman zaman mmmm o zaman”
Her sene hemen tüm çocuk, genç, mezun, aile ve neredeyse her birimizi, tüm toplumu ve onların rutinlerini, yaşam tarzlarını etkilemekte, memleketin en önemli sorunlarından birini sınavlar, hem başarı hem de geçiş sınavları oluşturmakta, her çocuğa veya aileye karabasan gibi çökmektedir. Bütün sene zaman konuşulmaktadır.
Bu sene bu zaman meselesi, zamanlama meselesi daha bir önemli hale geldi, korona salgını nedeniyle tüm zamanlar altüst oldu ve yeniden yeniden zaman tayin edilmek durumunda kaldı.
LGS ve YKS (TYS, AYS) zamanları zaten hep sorunlu ve çok önemliydi, şimdi bir de bir ileri bir geri, zaman ve zamanlama birilerinin elinde oyuncak oldu, hepimiz oyuncak durumuna düştük.
Zaman ne ki kalkıp birileri her birimizin ve hepimizin zamanını belirliyor, belirleyebiliyor, bu bir takdire veya makama bağlanabiliyor, hepimiz bu zamana uyma, yeni zamana uyarlanma durumunda kalıyoruz. Uymadığımızda çok ağır yaptırımlarla, cezalarla karşı karşıya kalıyoruz. Burada ne işliyor, nasıl bir insan, toplum, doğa anlayışı, nasıl bir siyaset, nasıl bir ekonomi politik işliyor? Rejimlerle bir bağı var mı? Yaşadığımız bu zaman ve zamanlama ne anlama geliyor? Nasıl bir toplumun ürünü ve nasıl bir kişi ve toplum yaratıyor?
ZAMAN VE ZAMANLAMA BİR REJİM, BİR TOPLUM OLMA BİÇİMİDİR
Ne zamanı konulacak, kime neye zaman tayin edilecek, bu zamanı kim ne tayin edecek, zamanı nasıl tayin edecek, dahası bu zamanı nasıl değerlendirecek? Tüm bunların uygunluğunu kimler değerlendirecek ve denetleyecek, uygunluğu nasıl ölçecek, nasıl değerlendirecek ve denetleyecek?
Ne ölçülecek, kim ölçülecek, kim ölçecek, nasıl ölçecek? Dahası ölçtüğünü nasıl değerlendirecek? Tüm bunların (ölçülen, ölçen, ölçüm vb.) uygunluğunu kimler değerlendirecek ve denetleyecek, uygunluğu nasıl ölçecek, nasıl değerlendirecek ve denetleyecek?
REİSLİK ZAMANI, REJİMİ VE TOPLUMU: ZAMAN VE ZAMANLAMAYI REİSE BIRAKMAK NE ANLAMA GELİYOR?
Köşenin sınırlarını aştık, bugün şu kadarını söylemekle yetinelim: Zaman ve zamanlama ne anlama geliyor; zaman ve zamanlamayı başkan tayin ediyorsa bu nasıl bir rejim tipine, nasıl bir toplum anlayışına karşılık geliyor?
Daha esaslı sorular da sorabiliriz: Zaman böyle birilerine bırakılabilen veya birilerince tayin edilebilen bir şeyse zaman nedir? Zamanla kim veya kimler, neden niçin nasıl oynayabilir? Zamanı kim tayin eder, kim neden niçin nasıl uymak durumunda kalır?
Bu kararlar öğrenciler hakkında veriliyor, öğrenci ve ailelere veriliyor, onların hayatını altüst ediyor. Öğrenci ve ailelerin neler duyup neler yaşadıklarını soran yoksa böyle bir topluma, böyle bir rejime ne ad verilir?
- İsrail ve Suriye örneğinde bilimin ve bilimsel eğitimin anlamı ve önemi üzerine 13 Aralık 2024 04:40
- MEB açık öğretim okulları istatistiklerinde bir gariplik mi var? 29 Kasım 2024 04:15
- AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü 15 Kasım 2024 04:43
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42
- AKP ve MEB’in büyük mahareti: Bağnazlığı ve emek sömürüsünü sürdürmeye diplomalı çözüm 20 Eylül 2024 04:15
- Aileler çocuklarını MEB’den kurtarmaya çalışıyor: MEB eğitime, çocuklara, topluma zararlı hale mi geldi? 13 Eylül 2024 04:42
- Eğitimin sorunlarından öğretmenler ve müdür yardımcıları da mağdur 06 Eylül 2024 04:41
- Atamaların değeri değersizleştirilmesi üzerine 30 Ağustos 2024 04:44