09 Mayıs 2020 00:17

Mahluf meselesi

Beşar Esad | Fotoğraf: President of the Russian Federation / Wikimedia Commons

Paylaş

“Hatadan dönmek fazilettir.”

Suriyeli İş Adamı Rami Mahluf’a dair uluslararası medyada ve Türkiye medyasında çok sayıda haber yer aldı. Suriye’nin 2011’den bu yana sembolleşmiş isimlerinden biri olan Mahluf, kendi çektiği videoları sosyal medyada yayımladı ve Beşşar Esad’a seslenerek bazı suçlamalarda bulundu.

Bu gelişmelere bağlı olarak uluslararası medyada çok şey yazıldı çizildi. Bazı haberlerde Esad’ın, kuzeni Rami’nin üstünü çizdiği, sorunun Esma Esad-Rami Mahluf çekişmesinden kaynaklandığı, meselenin Alevilerin zenginleşmesinden rahatsız olan Sünnilerin resti sonrası ortaya çıktığı gibi çok sayıda iddiaya yer verildi.

Yakın zamana kadar Suriye’deki süreçlere ilişkin kelli-felli yorumlarda “Bunlar hep Beşşar Esad’ın annesi Enise Esad yüzünden” şeklinde ‘derin değerlendirmeler’ yer alırdı. Yenilerde Enise Esad’ın yerini Esma Esad almış gibi görünüyor.

Meseleyi Alevi-Sünni meselesine bağlayanların bir taraftan “Suriye’de Alevi-Sünni çekişmesi/mücadelesi var” deyip diğer taraftan bunu Alevi Beşşar Esad ile evli olan Sünni Esma üzerinden açıklamaya girişmesi de ayrıca ilginç. Sonuçta ortada mezhepler arası bir güç mücadelesi varsa Alevi olan Rami Mahluf’un ve daha nicelerinin desteklenip parlatılması gerekmez mi?

Daha birçok şey söylenebilir bu konunun işleniş şekline ve konuya ilişkin beyin yakan cinsten ‘derin analizlere’ dair. Ancak biz konuya dönelim; Rami Mahluf meselesi nedir?

-Suriye’de 2011 öncesinde de sonrasında da şeffaf olmayan bir sistem var. Zaten her gelişmenin efsanelere varan iddialarla yorumlanmasının en önemli sebebi de bu. İçeriden bilgi sızmıyor. Arapça bilmek hatta Şam’da yaşamak bile yeterli bilgiye ulaşılmasına yetmiyor. Bu şeffaf olmayan sistem ihale süreçleri için de geçerli. Ayrıca yolsuzluk ve rüşvet sorununun çok büyük boyutlarda olduğu herkesin açıkça konuştuğu sorunların başında.

-Ülkede 2011’de ayaklanmanın başlamasının ardından zaten ürettiği kendine yeten, yer altı kaynakları açısından zengin olmayan Suriye’nin karşısına devasa bir savaş bütçesi çıkardı. Suriye ordusunun masrafı kamu kaynaklarından karşılandı ancak çatışmaların ülkenin her yerine yayılması ordunun her yere yetişemediği bir süreci getirdi. Yerel silahlı savunma birlikleri kurulmaya başlandı. Bu birliklerin masrafları kamu kaynaklarından değil, Rami Mahluf gibi iş çevrelerinden temin ediliyordu/ediliyor.

-Rami Mahluf, Suriye’nin iki komünikasyon şirketinden biri olan Syriatel’in sahibi, MTN’in de küçük ortaklarından biri. Savaş sürecinde Mahluf da bazı yerel silahlı grupların giderlerini üstlendi.

Sorun da bu noktada başladı.

Şam’daki senaryolara göre;

-2011 öncesinde yerel şartlara göre şekillenmiş sosyalist bir ekonomi modeli uygulanıyordu. Ancak 2000’li yıllarından ortasından itibaren liberal ekonomiye geçiş hamlesi başladı. Uygulamadaki model ile liberalleşme hamlesi maaş-gider dengesini, devletin harcamalarındaki limitleri zorlamaya başladı. Bu dönemde, Rami Mahluf dahil iş çevresinden bazı isimler çeşitli imtiyazlar karşılığında bu farkları üstlenmeye başladılar. Yani Mahluf, 2011’den önce imtiyazları olan bir isim. Ancak bu imtiyaz meselesinin genel algının aksine mezheplerle pek alakası yok çünkü, devletle bu şekilde iş yapan her din ve mezhepten çok sayıda isim var.

-Rami Mahluf’un 2011 sonrası dönemde güç zehirlenmesi yaşamaya başladığı iddia ediliyor. Bu çerçevede, devletle yaptığı anlaşmaya uymadığı, ‘İmtiyaz karşılığı beklenen sorumluluğu üstlenmediği’ öne sürülüyor.

-Liberal ekonomiye geçiş hamlelerinin savaşın da etkisiyle başarısızlıkla sonuçlandığı iddiası gündemde. Buna bağlı olarak, Mahluf meselesini 2005 öncesi sosyalist modele geri dönüş sinyali olarak yorumlayanlar da var. Buna göre, şahısların veya tek tek şirketlerin büyük miktarlarda sermayeyi elinde tutmasının önüne geçilmeye çalışıldığı savunuluyor. Bu senaryoda ülke içindeki sermayenin büyük kısmının devlete geçmesi sağlanacak. Ki, yakın zamanda Suriye’de 3. telekomünikasyon şirketinin de piyasaya gireceği duyuruldu.

-Yine Şam’da Mahluf meselesini “Sosyalist sisteme dönüş” üzerinden açıklayanlar, meselenin aile sorunu olmadığını savunuyor ve Rami Mahluf’un kardeşinin de şirketleri olduğunu ve işine sorunsuz devam etmesini öne sürüyor.

-Bu arada, Türkiye ve dünya kamuoyunda Mahluf adı çok ön plana çıksa da çok sayıda köklü aile şirketi ve çok zengin iş insanları var. Mesela, Nahhas, Şallah, Aidi, Attar, Hububati gibi isimleri pek duyan yoktur.

Bundan sonra ne olacak?

Bu yazı kaleme alınırken Syriatel’in resmi facebook hesabında “Hatadan dönmek fazilettir. Ramazanınız mübarek olsun” mesaji yayımlandı.

Rami Mahluf, sosyal medyada videolarını paylaştıktan sonra Moskova-Şam gerginliğinin sebebi olduğunu savunanlar, hatta daha ileri gidip Moskova’nın Esad’ın yerine düşündüğü ismin Mahluf olduğunu öne sürenler bile oldu.

Ancak Moskova-Şam meselesi ile Mahluf meselesi arasında bağlantı olmadığı gibi Moskova’nın Orta Doğu’daki ajandasını Mahluf için tehlikeye atması imkansız.

Mesele, Suriye içindeki iktisadi dinamikler, mevcut uygulamalar, ambargolar ve savaş şartları altında oluşan yeni ticari ağlarla ilgili.

Yayımladığı videolar Mahluf’a umduğu desteği sağlamadığı gibi Suriye içinden yazılan sosyal medya mesajları geri teptiğini gösteriyor. Önümüzdeki günlerde Mahluf cephesinden şaşırtıcı bir hamle gelebilir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa