Her şey güvenliğim için
Fotoğraf: Envato
Derin düşüncelere dalmış, kışkırtıcı sorularla kendimi içimden sınıyorum.
Eski çağların felsefecileri, önce biyoloji, sonra fizik, derken matematik, geometri velhasıl doğanın gerçekliğini araştıran bilimleri ve bilimin dilini öğrenmeden felsefe dediğimiz fikriyatlarını oluşturmazlardı. Bu nedenle ben, matematiği ‘Her bir bilim dalını anlatan kendi dili’ diye tasavvur ederken felsefeyi de ‘Bilimlerin kavrattığı doğanın gerçekliğini toplumsal yaşamın yapılandırılmasına yönlendiren düşüncenin soyuttaki sistematiği’ olarak algılarım.
Sadece eski çağların değil, geçtiğimiz yüz yılın sonlarına kadar da toplumu değiştirmeye, yeni bir birlikte yaşamı öngören toplumu kurgulamaya yönelen felsefeciler de doğa bilimlerinden nasiplerini almadan ‘Felsefe yapmaya’ kalkışmazlardı.
Kendime sorduğum sınav sorusu şu: “Felsefenin işlevi, biyolojik toplumsallığın gerçekliği suretinde tahayyül ettiğimiz toplumsal toplumsallığın kurgusal gerçeklik önermesindeki bilimselliği irdeleyen düşüncenin yapı taşlarını biçimlendirmek olabilir mi?” Sorumu olumlu yanıtladığımda ardından gelen “Öyle ise, günümüzdeki doğayla hiçbir ünsiyeti bulunmayan düşünce akımları yazarlarının da ‘Felsefe yaptıklarını’ söyleyebilir miyiz?”
Kendimi içimden sınar, sorduğum sorularla boğuşurken başta sosyoloji olmak üzere hukuk, iletişim, bilişim, yapay zeka veya teknolojik gelişmelerden kaynaklanan yeni araştırma alanları gibi doğayla ünsiyeti kopartılarak özerkliği ilan edilmiş konulara ‘bilim dalı’ kategorisinin uygun görülmesiyle ‘bilim adına’ bilimsel düşünceden giderek kopartıldığımızı, teknolojinin karmaşık verilerinde yol bulmayı ‘Bilim yapmak’ sanmaya başladığımızı düşünür oldum.
Düşününce soru sormadan olmaz. Düşünmek demek soruları önce kendine sormak demektir. Yani insan kendini içinden sınamadan ileri sürdüğü düşüncenin gerçeği yansıttığından emin olamaz. İnsanın kendini sınamak için içinden sorduğu sorular da kesinlikle kışkırtıcı olmalıdır. Kışkırtıcı sorular gerekli olduğu kadar da tehlikelidir; insan kendi sorduğu kışkırtıcı soruyu yanıtlamaya çalışırken kendi bilgisizliğinin bilinmezinde boğulmamaya çaba gösterir, öfler püfler, birilerinin gelip düştüğü o anlık açmazdan kendisini çekip kurtarmasını bekler; örneğin eşinin kendisini kahve molasına çağırmasından medet umar.
Eşim beni kahve molasına çağırmadı ama şu haberi özetledi: Olympos’u birinci derece arkeolojik sit alanından üçüncü derece sit alanına çeviren ‘Koruma Amaçlı İmar Planını’ Kültür ve Turizm Bakanlığı onaylamış.
Ben bir sevineyim, bir sevineyim. Kasveti bağışıklık sistemimi olumsuz etkileyen düşüncelerimden ve kendime sorduğum ahret sorularının olası tahribatından çekip kurtardım kendimi.
Oh! Artık kimse Olympos’ta yasaya aykırı inşaat yapamayacak; hukuksuzluk sona erecek. Bundan böyle sadece yasaya uygun olarak inşaat yapılabilecek. O inşaatı yapabilecek kişi de zaten bu işlerdeki yetkinliği ve etkinliği bilinen biri olacak; o biri, yasaya uygun inşaat yapmasının bedelini Merkez Bankasının suretinde oluşturulan merkez dışı yapıya ödeyecek ve bu merkez dışı yapının harcamalarının nereye gittiğini bilemesek de ben kendi payıma düşen kısmının benim güvenliğim için kullanılacağından emin olacağım.
Benim güvenliğim için parmak izim alınacak.
Benim güvenliğim için tüm biometrik verilerim depolanacak.
Her gittiğim, bulunduğum yer benim güvenliğim için gözlenecek, izlenecek.
Kamu kuruluşlarıyla, özel kuruluşlarla yaptığım telefon konuşmaları benim güvenliğim için kayıt altına alınacak.
Kendi güvenliğim için yalan söyleyeceğim: Sorulan güvenlik sorularından annemin olmayan genç kızlık soy adı nedir sorusuna yanıt olarak herhangi bir soy adını anneminkiymiş gibi uyduracağım.
Benim güvenliğim için en heyecan verici gelişme ise hukuk devletinin yeniden canlandırılıyor olmasıdır. Bundan böyle toplumda kin ve nefret uyandırma suçlaması yasal haklarından yararlanarak televizyonda ya da ulu orta öldürme tehditleri savuranlara, bu tehditleri uygulamaya dökenlere karşı yapılmayacak; bu suçlamalar sadece yasal olmayan haklarını kullanarak uygun bulunmayan düşüncelerini kendisine saklamayıp bir başkasına dedikodu olarak da olsa aktaranlara yöneltilecek.
Benim güvenliğim için baro avukatlara bırakılmayacak, devlet avukatlığı ve onun barosu dönemine geçilecek.
Benim güvenliğim için bundan böyle yasaya uygun olarak suç işleyenler soruşturulmayacak, yasaya aykırı olarak suç işlemeyenler kovuşturulacak.
Anlaşılan benim güvenliğim güvenli ellerde, öyle ise artık kışkırtıcı sorularla kendimi heba etmeye son verebilirim.
- Yücel Sayman'ın eşinden veda notu 17 Aralık 2021 04:40
- Taburcu olmak/tezkere bırakmak 30 Ekim 2021 23:16
- YAE atışması üzerine 17 Ekim 2021 00:14
- Gülünç bile olmayan bilinçli davranışlar 12 Eylül 2021 00:12
- Makul ve makbul olmayan dilin yakın tarih serüveni 05 Eylül 2021 00:12
- Yıllara meydan okuyan kitap 22 Ağustos 2021 00:13
- Güvenlik/Özgürlük: Son aşamalara doğru 08 Ağustos 2021 00:12
- Sınırları aşan kitlesel hareketlilik 01 Ağustos 2021 00:12
- Yansımalar 27 Haziran 2021 00:30
- Yeşiller Partisi 13 Haziran 2021 00:15
- Yetilerimi kamulaştırmışlar!.. 06 Haziran 2021 00:50
- Şaşırtabildiklerimizden misiniz?.. 09 Mayıs 2021 00:02