Seçim ve darbe tartışmaları…

Bir süredir burjuva muhalefetin takıntılı seçim ve seçim galibiyeti beklentisini tartışıp eleştiriyoruz.

Eleştirilmeyecek gibi değil. Bir adım “ileri” atanlar çıkıyor; erken seçim olur mu olmaz mı, onu tartışıyorlar. Bir yönüyle “baskın seçim”e yakalanma tedirginliğindeler. Ama ciddi ciddi “Ah bir olsa” diye ellerini ovuşturuyorlar.

Öte yandan aralarından “Yahu, seçim olmayacak mı ne” diyenler çıkmaya başladığı gibi, Meclisi terk edip halka gitmeyi önerenler de sökün etmeye başlıyor.

Olan-biten, görülmeyecek ya da görmek için allameyi cihan olunmasını gerektirecek türden değil. Anketlere bile ancak sağlamasını yapmak bakımından ihtiyaç duyuracak gelişmeler herkesin gözü önünde cereyan ediyor.

Başkalarını önemsemeseniz bile, ana muhalefet ve çevresine yönelik önlemlere bakın. Üsküdar İlçe Başkanından başlayarak İstanbul İl Başkanı ve ardından iki grup başkan vekili hakkında savcılık soruşturması başlatıldı. Konu mühim değil. Yasa “Toplarlar” demesine rağmen, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere CHP belediyelerine bağış toplattırılmıyor. Hele bu AKP’nin niyetini göstermesi açısından önemli. Belediyeler, bankalara bağış hesabını, korona günlerinde halka gıda maddeleri desteği sağlayıp dağıtım yapmak için açmışlardı. Yine yapıyorlar, ancak, AKP, rakipleri, halkın yardımlarına koşanlar sayılmasın diye, bağışları engelledi. Halkın tepkisini göze alarak yaptı bunu. Sonuçta ama AKP, belediyelerin halka yemek-ekmek dağıtımını engeller görünmekten kaçınmadı. Oy hesabı yapanın yapmayacağı iş!

Bu bir yana, dümeninde AKP olan Türkiye kapitalizmi milyonlarca yeni işsiz üretti. İşsizlik Fonu’ndan yararlanıp bir nebze “eh” deseler, o da yok! İşsizlik Fonu çoktan tüketilmişti. İşten atılanlara, ücretsiz izne çıkarılanlara, kısa çalıştırılanlara ya hiç ödeme yapılmıyor ya da 39.24 TL. reva görülüyor. Ama elde avuçta olanlar da, göz göre göre, çalışsa da çalışmasa da hazine garantisine bağlanmış işletmeci yol, köprü, tünel ve havaalanı müteahhitlerine ödeniyor tıkır tıkır. Bu görüntüyü veren seçim ön görüp oy hesabı mı yapar? Limonun, domatesin, portakalın kilosu geçen yılın bile 3-5 misli olmuş -AKP oy hesabı yapmaya kalksa tutar mı?

Elinde kalan ne? Geleceği tartışmalı olsa bile, şimdilik her istediğini yapabilen tek kişilik bir yönetim ve karar alabilme olanağı. Ve uygulama aracı olarak emre amade bürokrasi. Askeri ve sivil bürokrasi.

Soruşturursun. Atarsın içeri. Çıkıyor mu, yeniden tutuklarsın. Basarsın cezayı. Af çıkarır, muhalif olanı muaf tutarsın. Yürüyüp gidersin. Seçim mi? Geçen yılki seçim yenilgisinin ardından işsizlik, yoksulluk ve adaletsizliklerle kriz halkın tepkilerini çoğaltmış, korona gelmiş ve maske bile dağıtamamışken hangi AKP’li seçim ister? Onu burjuva muhalefete bırakırsın, oyalansın!

Yetmiyor mu? Darbe üzerine darbe vururken, bir darbe tartışması açarsın. Fol yok yumurta yokken, “Darbeyle ülkenin yönetimini gasbetme hevesiyle hareket edenler”den söz açar, muhalefete “darbecilik” karası bulamaya çalışırsın. “Kara” önemli değildir, yıkanınca çıkar; ama bu “Vites yükseltme” niyete dalalettir, tercih göstergesidir. Son darbecilere yapılanlar, “elebaşı” denilenin kesik kulağı, bir diğerinin bandajlı kaburgaları TV kanallarında gösterilmiştir. Sanki muhayyel bir darbede kullanacak 3-5 tümeni varmış gibi, CHP’yi özne yapar, saydırırsın.

“Kötü örneklerin gayretimizi sekteye uğratmasına izin veremeyiz. Siyasetin kalitesini artırmanın yolu, bu kirli zihniyeti ülkemizden tasfiye etmekten geçiyor. CHP yöneticileri ile aynı zihniyetin medyadaki ve diğer mahfillerdeki mensuplarını buradan bir kez daha ikaz ediyorum. Beyhude yere uğraşmayın. Türk milleti, sizi ne o sandıktan çıkartır, ne de sırtınızı yaslamaya çalıştığınız darbecilere meydanı bırakır.”

Sandığa giriş çıkış yoktur, niyet odur. Darbeciliğin konu edilmesi de, “Gününü gösteririm ha!” tehdididir.

Parlamentarizm ve darbecilik, bilinir, birbirinin alternatifi değillerdir; Türkiye pratiğinde ikiz kardeştirler. Ancak bir de talepleriyle halk vardır. Halkın mücadelesini yok sayan aldanır. AKP’ye rağmen bir seçim ve seçim yoluyla bir ilerleme olacaksa, bu da halkın mücadelesinin bir yan ürünü olacaktır.