Maket var, maske var!..

Futbolda normalleşmeye dönüş programı netleşirken kulüpler maç yapmadan geçirdikleri sürede uğradıkları ekonomik kayıpları bir nebze olsun telafi etmek adına türlü pazarlama yöntemlerini birbiri ardına devreye sokmaya başladılar.

Farklı ülkelerdeki bazı kulüplerin, taraftarlarına belli bir ücret karşılığında tribünlerde maket formunda boy gösterme fırsatı sunmasından sonra şimdi de dünyanın en popüler kulüplerinden Barcelona, üzerinde kulüp logosunun bulunduğu maskeleri satışa çıkaracağını duyurdu. Ülkede maske takmanın zorunlu hale getirilmesi ve Barcelona logolu ürünlere insanların gösterdiği yoğun ilgi göz önüne alındığında, bunun son derece akıllıca bir ticari hamle olduğu söylenebilir…

Ekolojik (çevre dostu) malzemeden yapılacak ve yıkanarak toplam 40 kez kullanılabilecek özellikteki maskenin tanesi 18 avrodan satılacakmış. Eğer bu maske ilgi görürse farklı tasarıma sahip 6-7 çeşit maske daha üretip satışa sunacaklarmış. Ayrıca çok yakında maskeler, “aile paketi” halinde de raflarda yerini alacakmış…

Günlük kullanımı zorunlu hale getirilen bir eşya özellikle dünya çapında milyonlarca taraftarı ve sempatizanı bulunan bir kulüp için elbette önemli bir gelir elde etme fırsatı yaratıyor…

Dünyada kim bilir kaç milyon kişi Barcelona logolu maske takmanın eşsiz(!) hazzını, mutluluğunu, gururunu yaşamak ve böylece kendisini “ayrıcalıklı” hissetmek için heyecanla, sabırsızlıkla bekliyor? İnsanların hazzı, mutluluğu, gururu, ayrıcalığı ağırlıklı olarak görüntüde ve eşyada/maddede aradığı dönemlerdeyiz ne de olsa...

Kulüplerin, gördükleri ilgiyi paraya dönüştürme konusundaki ustalığına diyecek laf yok. Bakalım yeni gelir kalemleri yaratma yolunda daha ne gibi projelere ve pazarlama izlemlerine tanıklık edeceğiz?

Futbola ve kulüplere yönelik aşırı ilgi endüstriyi alabildiğine semirtiyor. Endüstrinin dizginleri ise piyasa denen “değer biçme” mekanizmasının elinde. Pastadan kimin ne kadar pay alacağını, diğer bir deyişle sömürü ilişkilerinde kimin ne kazanacağını bu mekanizma belirliyor. Ancak paranın belli ellerde toplanması/yoğunlaşması, aynı zamanda endüstrinin dengesiz ve kırılgan bir yapıya sahip olması sonucunu doğuruyor. Ağızlardan düşmeyen o milyarlarca avronun kriz zamanında, kimilerine dünyanın tenha köşelerindeki lüks sığınaklarına kaçıp salgından uzak durma imkanı vermek dışında hiçbir yaraya merhem olamadığını gördük…

Yeni pazarlama taktiklerinin, çoğu borç batağında debelenen bizim kulüplerimize de esin kaynağı olacağından şüphe edilmez. Galatasaray zaten maket taraftar uygulamasını hayata geçirmek üzere bir kampanya düzenleyeceğini açıklamıştı. Bundan sonra hayatımızın vazgeçilmez aksesuarlarından birisi olacağı anlaşılan maske için de Barcelona’nın izinden yürüyecek kulüpler çıkacaktır mutlaka…

Borçla yapay olarak büyüyen (Aslında balon gibi şişen demek daha doğru) kulüplerimiz, çürük temel üzerinde yükselmenin bedelini ödüyorlar şimdilerde. Görünen o ki, daha uzun süre de ödeyecekler… Küresel krizin vurduğu ağır darbenin etkisini uzun süre en yakıcı şekilde hissedeceklerini kendileri de dile getiriyor. Artık, har vurup harman savurmaya son verip küçülmeye mahkumlar…

Yaşadığımız bütün bu badirelerden sonra kulüplerin, istikrarlı sportif başarılara ancak, -hem teknik, hem de ekonomik anlamda- ayaklarını yere sağlam basarak ulaşılabileceklerini anlamış olmalarını umalım…