Kolluğun sopası

Korona işi bitti mi? Koronavirüs insafa gelip bulaşmayı azalttı mı, yoksa sıcağı sevmediğinden, sindiği gölgede kışın gelmesini mi bekliyor? Ne olduğunu bilmiyoruz ama her akşam dizi film gibi izlediğimiz korona tablosuna bakılırsa ölümler azalıyor, vakalar azalıyor. Ben en çok başka bir şeyi merak ediyorum. 11 Mart’ta başladığı söylenen ama daha önce hatta ocak başı, hatta aralık sonundan bu yana olduğu söylenen korona vakalarının nedeni kovid mi? Koronavirüs bu işleri becerirken diğer grip virüslerine ne oldu? Koronavirüsten ölenler ölmeye devam ederken diğer virüslerden ölenler de oldu mu? Olduysa kaç kişi öldü? Kaç normal(?) grip vakasının kaçı ölümle sonuçlandı. Yoksa COVID-19 insanlarla beraber diğer virüsleri de mi hedef aldı? Bunlar meçhul.

Ama meçhul olmayan bir şey var. Her yıl bütçe gelirleri kalemine açık açık konan ve kalemin hedefe ulaşması için trafik polislerinin “koçan” hesabı görevlendirildiği söylenen trafik cezalarında ciddi bir azalma oldu. Taksilere bir süre tek, çift plaka uygulaması, sokağa çıkma yasakları, okulların kapatılması ile iptal olan öğrenci servisleri trafik cezalarında önemli müşteri(??) kaybına neden oldu. Ama devlet dediğin vergi toplamadan olmaz. Vergi de vergi vermesi gerekenden değil, tuttuğundan alınır. Peki kaçanı kim tutacak?

Kolluk.

Kolluk kim?

Kırsalda, köyde jandarma, şehirde polis. En azından bekçi.

Tuttuğunu öpüyor.

Trafikte sürümden kazanıyorlardı, koronavirüste rayiç yüksek. 1000 liradan başlıyor, yan ödemelerle 7 bine kadar çıktığı bile oluyor. Ne kadar yüksek olduğu da bekçinin insafına kalmış. Sıkıysa itiraz et. İtiraz edenlerin ne hale geldiğini görüyoruz. Polis “uygun” görürse basıyor tokadı. İyi ki birileri çekip gösteriyor da, polis, “Ceketimin düğmesini kopardılar” diyemiyor. Diyor da, dediği ile film birbirini tutmuyor. Ama daha tehlikelisi insanlarımızın çoğu, çoluk, çocuk demeden milleti hırpalayanların gereken şekilde cezalandırıldığına inanmıyor. Kolluk devletin aynası. Sokakta insanı kibarca uyaran, cezadan önce bir fırsat tanıyan, güler yüzlü olmasa bile asık yüzlü olmayan polislerin sayısı gittikçe azalıyor. Polis görünce içerisinde bir güven ve rahatlık duyması gereken, bırakın yetişkin kadınları erkekleri, 10-12 yaşında çocuklar bile polisin “P”sini görünce kaçacak delik arıyorsa ortada bir sıkıntı var demektir.

Ülkeyi idare edenler ne derse polis onu yapar ve yapıyor. İnsanlar da, elinde kamera, ne yapması gerekiyorsa onu yapıyor.