03 Haziran 2020 20:32

Hissedilen enflasyon

Pazardan alışveriş yapan yurttaşlar

Fotoğraf: MA

Paylaş

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), mayıs ayı enflasyon verilerini açıkladı. TÜİK’e göre enflasyon mayısta aylık yüzde 1.36; yıllık yüzde 11.39 artarken, on iki aylık ortalamalara göre yıllık enflasyon yüzde 12.10 oldu.

TÜİK’in her ay açıkladığı enflasyon ile halkın hissettiği enflasyon arasındaki makas açılmaya devam ediyor. Ancak özellikle Kovid-19 salgını nedeniyle hane halkı harcama eğilimlerinin büyük değişim gösterdiği bir dönemde, fiyatlardaki değişimin ne kadar doğru ölçülebildiği sorusu herkesin kafasında büyük bir soru işareti olarak duruyor.

Enflasyon, teknik olarak fiyatlar genel düzeyinde yaşanan değişimi ifade eden bir kavram. TÜİK, işsizlik hesabında olduğu gibi, enflasyonu hesaplarken kullandığı ölçme yöntemi nedeniyle de sürekli tartışılıyor. Enflasyon hesaplanırken tek tek mal ve hizmetlere göre değil, önceden belirlenmiş enflasyon sepetindeki belli sayıdaki mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki değişimin genel düzeyine bakılıyor ve fiyatların değişim hızına göre aylık ve yıllık enflasyon rakamları açıklanıyor. Enflasyon sepetindeki ürünlerin sayısal ağırlıklarına göre fiyatların artış hızının artması ya da azalmasına göre açıklanan enflasyon oranları değişse de, toplumun farklı kesimleri açısından hissedilen enflasyon oranları açıklanan rakamlardan genellikle çok daha farklı oluyor.

TÜİK, ülkenin yüzde 60’ının mayıs ayının yarısında sokağa çıkamadığı, çıktığı zamanlarda da bütçesinin önemli bir bölümünü gıda harcamalarına ayırdığı bir dönemde aylık gıda harcamalarının sadece yüzde 0.24 arttığını açıkladı. Geçtiğimiz ay özellikle çarşı pazardaki ürünlerin fiyatlarındaki artış gözle görülür bir şekilde hissedilirken, bu artışın TÜİK tarafından yeterince hissedilmediği için rakamlara yeterince yansımadığı anlaşılıyor.

Kovid-19 salgını sürecinde nüfusun büyük bölümü azalan gelirinin önemli bir bölümünü zorunlu olarak gıda harcamalarına ayırırken TÜİK’in enflasyon sepetinde gıda harcamalarının payı sadece yüzde 22.77. Bu durum, hane halkı bütçesinden gıdaya ne kadar çok harcama yapılırsa yapılsın, bu durumun enflasyona yansımasının sınırlı olmasına neden oluyor.

Ülke tarihinin en kitlesel iş ve gelir kaybının yaşandığı bir dönemde TÜİK tarafından açıklanan resmi veriler, salgın sürecinde otomatiğe bağlanan vergi artışları ve gıda ürünlerine yapılan zamların etkisiyle çarşı pazarda yaşanan yangının enflasyon rakamlarına hemen hemen hiç yansımadığını gösteriyor. Dolayısıyla bugüne kadar TÜİK'in açıkladığı enflasyon, salgın günlerinde geçmişte olduğundan çok daha farklı ve ağır hissediliyor.

TÜİK tarafından benimsenen hesaplama yöntemi üzerinden yapılan resmi enflasyon hesabı ülkedeki tüm gelir gruplarının harcamalarının ortalamasını gösterdiği için özellikle emekçiler açısından gerçek durumu yansıtmıyor. Gelir düzeyi farklılaştıkça, farklı gelir gruplarının tüketim harcamalarındaki değişim nedeniyle hissedilen enflasyon oranları arasında farklılıklar oluşuyor. Dolayısıyla ülke nüfusunun büyük bölümünü oluşturan emekçilerin yaşadığı hayat pahalılığı ile TÜİK’in açıkladığı resmi veriler arasında belirgin bir ‘hissedilme farkı’ meydana geliyor.

Salgın sürecinde gıda ürünleri başta olmak üzere, temel tüketim ürünlerine yapılan yüksek oranlı zamlar ve vergi artışları, gerçek enflasyonun resmi verilerle gizlenemeyecek kadar belirgin hale gelmiş durumda. Bu durumu salgın nedeniyle yaşanan iş ve gelir kaybı sonucunda satın alma gücünde yaşanan gerilemeyle birlikte düşündüğümüzde gidişat hiç de iç açıcı değil. İktidarın normalleşme adına peş peşe attığı riskli adımlar, salgınla birlikte kriz koşullarını daha da ağırlaştırırken yeni ekonomik, siyasal ve toplumsal sorunları beraberinde getirmesi kaçınılmaz görünüyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa