07 Haziran 2020 00:19

Gerçeğin peşinde koşan gazetecilik #seninlemümkün!

Evrensel okuyan işçiler

Evrensel okuyan işçiler

Fotoğraf: Polat Çağlayan

Paylaş

Evrensel, 7 Haziran 1995’te çıktığı yolda, 25 yaşını tamamladı. Hatta 26’ıncı yaşından da bir gün aldı!

İlk sayımızın manşeti “İşte Türkiye gerçeği” idi.

Evrensel ilk sayısından itibaren, var oluşunun gereği olan şu üç temel amacını hiç gözünden kaçırmadı:

1) “Evrensel tarafsız bir gazete değil taraflı bir gazetedir” diyerek, sermayenin en has savunucuları olan gazetelerin “Bağımsız, tarafsız gazete” oldukları iddialarına ve gerçeği baş aşağı çevirerek okuyucuyu aldatma ikiyüzlülüğüne karşı çıktı. Evrensel gerçeği, işçi sınıfı ve halkın çıkarlarını savunan, hayatın her alanında sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya mücadelesinin bayrağı olmayı amaçlayan bir gazete olduğunu açıkça ilan etti.

2) “Evrensel, muhabiri, dağıtımcısı, okuru işçiler ve emekçiler olan bir gazete” olmayı amaçladığını ülkemizde ilk ilan eden günlük gazete oldu.

3) “Evrensel işçilerle emek ve demokrasiden yana aydınları, bilim ve kültür insanlarını bir araya getirip ülke sorunlarının tartışıldığı bir kürsü olmayı amaçlayan bir gazete”dir. Ve Evrensel bunu, daha ilk sayısından itibaren vazgeçmeyeceği bir ilke olarak benimsedi.

Bugün de, çeyrek yüzyıllık amacına sadık kalarak yoluna devam etme kararlılığındadır.

SANSÜRE, YASAKLARA, CEZALARA KARŞIN...

Evrensel’in bayilere çıkan ilk sayısı, toplatıldı. Bu, bundan sonraki her çıkan sayısı değilse de çoğu sayısının toplatılacağının habercisiydi!

Bu ilk yıllar boyunca basın açıklamalarını, mitingleri, toplumsal olayları izleyen muhabirlerimiz her vesileyle polis şiddetine maruz kaldı. Bu saldırılar 8 Ocak 1996’da Metin Göktepe’nin polis tarafından katledilmesiyle (*) zirveye ulaştı. Kısa bir süre sonra ise Evrensel mahkeme kararıyla kapatıldı. Sonraki yıllarda iki kez daha kapatıldı. Ama her seferinde Evrensel yeniden çıkarak yoluna daha bir kararlılıkla devam etti.

Ki, bu geçen 25 yıl Evrensel için bir yanıyla sansüre dönüşen cezalar, davalar, yasaklar, sorumlularının mahkemelere sürüklenme yılları oldu. Son yıllarda ise bu yasak ve cezalandırma kervanına, haberle, gazetecilikle bir ilişkisi olmaması gereken Basın İlan Kurumu (BİK) de katılarak; süreli ilan kesmek, hatta Evrensel’e ilan vermeyi tümden kaldırmak için bahaneler üretti, üretmeye devam ediyor.

Ancak bütün bu açık ve örtülü baskılar, cezalar, yasaklara karşın Evrensel en başta ilan ettiği ilkelerine sıkı sıkıya sarılarak yoluna devam etti.

"METİN GÖKTEPE GAZETECİLİĞİ"NDE ISRAR

Evrensel’in çıkışı, en büyük sermaye temsilcilerinin çıkarını savunan gazeteciliğe karşı cepheden bir karşı çıkıştı. 

Bu çıkış, Metin Göktepe’nin, “Gerçeğin peşinde koşan bir gazeteci” olarak katledilmesi sonrasındaki mücadele içinde, “Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri”nin de katkısıyla oluşan “Metin Göktepe gazeteciliği” söyleminde ifadesini buldu.

Bu süreçte, her medya grubundan, gerçeğin peşinde koşan gazetecilik anlayışında olan gazetecilerle sermayenin hizmetinde olan gazeteciler arasında en azından fikri bir ayrışma oluştu. Genç kuşaktan gazeteciler Metin Göktepe gazeteciliğine sempatiyle yaklaşırken eski kuşaktan, dönemin Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Nail Güreli, sonraki başkanı Turgay Olcayto, hem gazetemizde yazdılar (Turgay Olcayto halen gazetemizde yazıyor) hem de gazeteciliğin duayenleri olarak, gerçeğin peşinde koşan gazeteciliğin değerli temsilcileri olarak gerçeğin peşine düşmeye heveslenen genç gazetecilere, gazetecilik öğrencilerine moral-motivasyon dayanağı oldular.

GAZETECİLER HAPİSHANESİ BİR ÜLKEDE GAZETECİLİK YAPMAK

21. yüzyılın ilk çeyreğine yaklaştığımız şu yıllarda Türkiye dünyanın en büyük siyasetçi hapishanesi olduğu gibi aynı zamanda “dünyanın ikinci büyük gazetecilik hapishanesi”dir de!

Tek parti tek adam yönetiminin gerçeğin peşindeki gazeteciliğin her yolla baskı altına alınıp kuşatılmasında katettiği mesafe, elbette gerçekleri açığa çıkaran gazeteciliği zorlaştırmıştır. Ancak geçmişin deneyimleri de göstermektedir ki; zorbalığa, cezalandırmalara, zulme varan baskılara karşı mücadelenin tek gerçekçi yolu da gerçekleri savunmada ısrar etmekten geçmektedir. 

Burada Evrensel kendi rolünün farkında olarak, mücadelenin en önünde yer almayı bundan sonra da sürdürecektir. 

Çünkü bu mücadeleci tutumunun geliştirilmesi; gazeteciliğin gerçekten, emekten ve gerçek demokrasiden yana damarının gelişmesi, sadece bugün değil, Türkiye’de gazeteciliğin gelecekte nasıl olacağı ile de yakından ilgilidir.

İşte bugün bu ortamda; Evrensel’in 25 yaşını doldurmasını virüse karşı mücadele koşullarında kutluyoruz.  

Evrensel’in 25 yaşını bitirip 26 yaşına bastığı bugün sizleri, saat 21.00’de, Evrensel’in sosyal medya kutlamasının anlam kazanması #Seninlemümkün diyerek bu kutlamaya katılmaya çağırıyoruz. 

(*) Adana’da 18 Mart 2004 yılında Adana Muhabirimiz Hasan İşler’in de görevi sırasında geçirdiği bir kaza sonucu hayatını kaybetmesi gazetemiz için Metin’den sonra ikinci dramatik kayıptı. Hasan’la birlikte Dicle Haber Ajansı (DİHA) Muhabiri Volkan Eryiğit de aynı kazada hayatını kaybetmişti.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa